"Sadece Ergene ölmüyor"

Ağır metaller ve sanayi atıklarıyla dolan Ergene Nehri'ni kurtarmak için...

"Sadece Ergene ölmüyor"

Ergene, Kırklareli’nin Vize ilçesinden doğup Meriç  ile birleşerek Saros Körfezine dökülüyor ve 283 km uzunluğunda...

Ergene Nehri, Kırklareli’nin tamamı, Tekirdağ ve Edirne’nin önemli bir bölümünü kapsayan Ergene havzasının ‘can damarı’...

Ancak sanayi kaynaklı atık suların ve arıtılmadan akıtılan evsel atıkların kirletmesi sonucu, zehir akan bir kanal haline döndü. Ergene İnsiyatifi üyeleri, nehirlerini korumak için biraraya geldiler. Ergene İnsiyatifi nehirdeki kirlilik ile ilgili şunlara dikkat çekiyor:

"Hiçbir arıtma işlemi yapılmadan doğaya bırakılan atıklarla zehirlenen nehir, havzada yaşayan tüm canlıların yaşamını tehdit etmektedir. Havzada bulunan  68 belediye ve bağlı köylerde yaşayan 1 milyondan fazla insanın nehir suyunda bulunduğu yapılan analizlerle tespit edilen kurşun, cıva, kadmiyum, kobalt, bakır gibi ağır metaller; arsenik, fosforlu-azotlu bileşikler, asit alkali ve boya gibi zehirli kimyasallar nedeni ile kanser, kalp yetmezliği, karaciğer ve böbrek hastalıklarına yakalanma riskinin çok arttığı halk sağlığı uzmanları tarafından açıklanmıştır.

Bilim insanlarının açıklamalarından ve  TBMM bünyesinde Ergene havzasındaki kirlilik sorunu ile ilgili çalışma yapmak üzere kurulan komisyonun 2003 yılı raporundan anlaşıldığı üzere  havzadaki kirliliğin % 75'i sanayi işletmelerinden kaynaklanmaktadır. Nehir suyunda bulunan ağır metaller ve kimyasallar da bu tespiti doğrulamaktadır.

Ergene havzasında %76’sı Tekirdağ, %12’si Kırklareli, %12’si de Edirne’de olmak üzere 2037 adet sanayi kuruluşu vardır. Önemli bir bölümü ruhsatsız olan bu kuruluşların birçoğu arıtma tesisi yapmayarak, arıtma tesisi olanlar ise yüksek işletme maliyetlerini gerekçe gösterip tesislerini verimli olarak işletmeyerek,  daha fazla kazanmak adına serbest piyasa ekonomisine terkedilmiş bölgemizde yaşamsal sorunlara neden olmaktadırlar.

Sanayi kuruluşlarının Ergene Nehrine bir günde bıraktığı atıkların  330 bin m3 olduğu, buna, yerleşim alanlarından 230 bin m3 evsel atığın eklendiği Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından açıklanmıştır. Bu rakamlar bize Ergene Nehrine doğal debisinin 3 katı oranında atık su deşarj edildiğini göstermektedir.  

Mevcut çevre koruma önlemlerinin yetersizliği ve denetim mekanizmasının çalışmaması nedeniyle Ergene Nehri’ndeki kirlilik son 30 yıldır her geçen gün artmış, bir zamanlar Trakya’ya hayat veren nehir önce kirlenmiş, sonra ölmüş, en sonunda etrafındaki bitkileri, hayvanları, insanları öldürmeye başlamıştır.  

Bu nedenle;
Çevreyi kirleten tesislerin faaliyetleri derhal durdurulmalı ve kirliliği önleyecek gerekli önlemleri almadan tekrar faaliyete başlamasına izin verilmemelidir.

Yerel yönetimlerin evsel atıklar için arıtma tesislerini kurmaları ile ilgili yaptırımlar uygulanmalı, düşük bütçeli belediyelere devlet tarafından destek olunmalıdır.

Çevre Kanunu ve ilgili mevzuatı günümüz gerçekleri göz önünde tutularak yeniden düzenlenmeli, çevreyi kirletenlere karşı en sert yaptırımlar uygulanmalıdır."

Tarımda kimyasal gübre ve ilaç kullanımı Avrupa standartlarına getirilmeli, havzada toprak analizleri yapılarak Ergene Nehri’nin kirletilmesinden doğan  tarımsal gelir kayıpları karşılanmalıdır.

Ergene Havzasında Sağlık Bakanlığı ve Üniversiteler tarafından  acilen sağlık taramaları ile su ve toprak analizleri yapılmalı; sonuçlar halkımız ile paylaşılarak gerekli önlemler alınmalıdır.

Ergene Nehri’nin kirlilik sorunu politik hesapların dışında tutularak elbirliği ile çözülmesi yoluna gidilmeli; katkısı olabilecek tüm kurum, kuruluş ve bireylerin desteği alınmalıdır.





Sayfa Yükleniyor...