'Sandık Lekesi' ile başardı

24 yaşındaki moda tasarımcısı Emre Erdemoğlu, hazırladığı ''Sandık Lekesi'' koleksiyonuyla, uluslararası moda arenası olarak uluslararası tasarımcıları İtalya'ya çeken Med Moda'da en iyi altı tasarımcı arasına girdi.

'Sandık Lekesi' ile başardı

İtalya'daki yarışmadan modaya Türk imzasını atarak 'ye dönen Emre Erdemoğlu, tasarıma olan ilginin daha çocuk yaşlarda başladığını belirterek, ''Çocukken evimizin duvarlarına bir şeyler çizer onları renklendirirdim. Çizgiye olan sevgim hazırladığım bütün koleksiyonların temelini oluşturuyor'' dedi.        

Erdemoğlu, modaya, tasarıma ve giyime olan ilgisinin tüm okul çağında sürdüğünü, bu nedenle Dokuz Eylül Üniversitesi Moda Tasarım Bölümünü kazandıktan sonra girdiği birçok yarışmadan ödülle döndüğünü anlattı.        

Üniversite öğreniminin ardından hazırladığı ''Sandık Lekesi'' koleksiyonunun meslek yaşamında bir dönüm noktası oluşturduğunu belirten Erdemoğlu, şunları söyledi:       

''Bu koleksiyonumla, uluslararası moda arenası olan Med Moda'da, sayıları 200'ü bulan rakiplerime rağmen en iyi altı tasarımcı arasına girmeyi başardım. Keçeden hazırladığım 15 parçalık koleksiyonumu İtalya'da tanıttım. Sandıkların içindeki fantastik bir yaşam öyküsünü kostümlere yansıttığım bu koleksiyonumla İtalya'da üç kez defile düzenledim.   

Çizgiye olan sevgim hazırladığım bütün koleksiyonların temelini oluşturuyor. Koleksiyonlarımda her zaman karakterlerimin hayat hikayeleri vardır. Hazırladığım sezonun temasını belirlemeden önce, anahtar kelimelerimi oluştururum. Bunların anlamlarını, tarihsel boyutundan günümüzdeki yerine kadar araştırmalar yaparım. Anahtar kelimemin sanata yaşama etkisini araştırırım. Hikayemin içerisine girecek ana ve ara renkleri belirlerim. Konseptimle ilgili yeterince araştırma yaptıktan sonra ortaya çıkan kimlik yüzümde tebessüm oluşturup beni heyecanlandırıyorsa bu doğru yolda olduğumu gösterir.''         
      
''MODA VE RAHATLIK''
Emre Erdemoğlu, modadaki değişime de dikkati çekerek, ''Kimine göre moda denilince akla yakışanı giymek gelir. Kimine göre sıradışı olandır, kimine göre de rahatlıktır. Bana göre, kişinin modaya uymasını garanti etmek yalnızca modaya uyması ile değil, kendi stili ve rahatının sağlanmasıyla da olur. Rahatlık, moda dünyası için yeni bir kavram. Pahalı kıyafetler değil, insanın kendisini içinde huzurlu hissettiği kıyafetler son yıllarda daha çok ilgi görüyor'' dedi.        

Çok pahalı markalar giyerek modanın takip edilemeyeceğini anlatan Erdemoğlu, ''Kıyafetlerimizin uyumuna dikkat etmeliyiz. Bazen satıcılar elbiseyi satma adına yanlış yönlendirebilirler. Kıyafet beğenirken aynaya kendimiz bakıp kıyafetin oturup oturmadığını görerek karar vermeliyiz. Başkalarının ne gördüğü değil kişinin ne gördüğü önemlidir. Aslında kişinin en iyi modacısı kendisidir'' diye konuştu.        

"SADELİK HER ZAMAN ŞIKLIKTIR"
''Benim için sadelik her zaman şıklıktır'' diyen Erdemoğlu, şöyle devam etti:        

''Sıradan bir kıyafeti şık bir ayakkabı, çanta ya da takıyla kurtarabiliriz. Giyimde zaman ve mekan da çok önemli. Bunlara dikkat ederek giyinmek gerekli. Coğrafi konum ve sosyal çevreye göre de giyimlerimiz değişkenlik göstermeli. Kişi bulunduğu ortama uygun giyinmediğinde mutlaka kendisini aykırı hissedecek, bundan da rahatsızlık duyacaktır.''        

Kostümlerin  kadınlara güzellik katacağını ancak duruşu bozuk bir kadının dünyanın en güzel kostümünü bile taşıyamayacağını anlatan Erdemoğlu, ''Türkiye'de çok şık bayanlar var bunun yanında çok kötü giyinenler de var. Bu biraz kültür ve sosyal çevreyle ilgili. Giyinmek vücut yapısıyla ilgi bir konu, vücudunuzu tanıdıktan sonra kıyafetlerimizi belirlemek kolay olur'' dedi.        

Erkeklerin bayanlara göre artık daha şık ve bakımlı olduğunu vurgulayan Erdemoğlu, 'Erkekler, çok bakımlı ve modayı takip ediyorlar. Kadınlar kadar alışverişe çıkmasalar da kostüme kadınlardan daha fazla para harcadıklarına tanık oluyorum'' diye konuştu.




Sayfa Yükleniyor...