Selahattin Demirtaş: Haftaya Kılıçdaroğlu'yla görüşeceğim

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sürecin erken seçimi bekleyemeyeceğini belirterek, “Bizim aciliyetimiz sandık değil. Canların gidişini durdurmamız lazım” dedi. Demirtaş, haftaya Kılıçdaroğlu’yla görüşeceğini de ifade etti.

Selahattin Demirtaş: Haftaya Kılıçdaroğlu'yla görüşeceğim

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Meclis'teki toplantı salonunda, bazı illerden gelen esnaf ve sanatkarlar odaları birliklerinin başkanlarıyla bir araya geldi.

Demirtaş, şu ifadeleri kullandı:

Koşullar ne olursa olsun şiddete, silaha karşı çıkmamız gerekiyor. Hep birlikte, ülke olarak, 'Ülkemizde kan, gözyaşı, çatışma istemiyoruz, çözüm istiyoruz' dediğimiz zaman herkes sözümüzü dinlemek zorunda olur. Silahlar konuştu diye siviller susarsa her yerde bizler şiddetin hakim olmasına yol, ön açmış oluruz.

Evladının giydiği üniformaya göre annenin acısı değişmez, yürek acısı aynıdır.
Zaman zaman bölgeden araç, iş yeri ve iş makinesi yakma haberleri de alıyoruz. Bunların hiçbirini asla doğru bulmadığımızı, tasvip etmediğimizi belirtmek istiyoruz. Yakılan araçlar bizim araçlarımızdır, yakılan iş makineleri bizim iş makinelerimizdir. Bunun derhal, mazeretsiz bir şekilde durdurulması lazım. Bununla ancak bizler zarar görüyoruz. Halkın malıdır, mülküdür. Zar zor krediyle borçla harçla aldığı traktörüdür, kamyonudur, iş makinesidir.

"ELLER TETİKTEN ÇEKİLMELİ"

Karşılıklı ellerin tetikten çekilerek tarafların masaya davet edilmesi lazım. Çünkü konuşmak ayıp bir şey değildir. Devlet için de küçültücü bir şey değildir. PKK için de onur kırıcı bir şey değildir. 'Teslim ol' çağrıları yapmak yerine masaya davet etmek daha insani, vicdani, ahlakidir. Bundan korkmamamız lazım.

Geçen sene hakkımda açılan soruşturmada savcı 11 aydır soruşturmayı yürütüyor, suçlayacak hiçbir şey bulamıyor. Bizim bu konuda sorumluluğumuzun olmadığını savcı da biliyor.

Bizim barışa önüne engel olduğumuza yürekten inansak biz görevlerimizi bırakırız barış olsun. Mevzu bizim koltuklarımız, bizim makamlarımız değil. Eğer biz aradan çekilirsek, parlamento da olmazsak barış gelecekse biz canımızı vermeye hazırız, ne koltuğu? Bu kadar net bu kadar samimimiyiz. Dokunulmaklarımız kalkacak diye ilkelerimizden ve ahlaklarımızdan, savunduğumuz şeyler vaz mı geçeceğiz? Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle vaz mı geçti? O günler bitti. Leyla Hanım yeniden parlamentoda, onu içeri atanlar nerede?

Çözüm süreci erken seçimi bekleyemeyecek kadar naziktir. Geçici hükümet savaş kararı alabiliyor da barış kararı mı alamıyor? Beklememek lazım. Her gün canlar gidiyor. Erken seçim karar alınsa da bizim tarafları masaya döndürecek bir siyasi irada göstermemiz lazım.

"ACİLİYETİMİZ SANDIK DEĞİL"

Azınlık hükümeti, erken seçim olur. Bunlara itirazımız yok, saygı duyarız. Halkın huzuruna çıkar, sonuçlara saygı duyuyoruz. Seçim sonuçlarını saygı duymayanlar belli. Bizim aciliyetimiz oyları saymak, sandık falan değil, canlar gidiyor canlar. Bunu durdurmamız lazım, bundan daha acil bir şey olabilir mi? Bütün anaların eli yüreğinde.

"ERDOĞAN, DAVUTOĞLU VE BAHÇELİ'YE KAPIMIZ AÇIK"

Önümüzdeki hafta Sayın Kılıçdaroğlu’yla bir araya geleceğiz. Henüz günü, saati belli olmadı. Biz diyaloga açığız. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, Sayın Bahçeli dahil olmak üzere barış için bizim kapılarımız açıktır, biz de barış için tüm kapılara gideriz. Siyasetçiler bugünlerde konuşmayacaklarsa, birbiriyle diyalog kurmayacaklarsa bir daha mümkünse ilelebet konuşmasınlar."

Sayfa Yükleniyor...