'Senaryoyu birkaç kez okumam gerekti'

Daha önce Oscar ödüllü ‘The Hurt Locker’ ve Oscar adaylığı olan ‘Memento’ gibi övgü toplayan filmlerle karşımıza çıkan Pearce bu sefer de çok beklenen The Rover’da rol alıyor.

'Senaryoyu birkaç kez okumam gerekti'

Cannes Film Festivali’nde yarışma filmleri arasında yer alan The Rover, 4 Temmuz’da izleyiciyle buluşacak.

Rol arkadaşı genç aktör Pattinson’ı övgüye boğan Pearce, filmin çekimlerinde çok eğlendiğini belirtiyor.

Karakteriniz hakkında ne düşünüyorsunuz? Okuduğunuz anda bu rolü ben oynamalıyım mı dediniz?

Guy Pearce: Dürüst olmak gerekirse başlarda çok zordu çünkü bu çok duygusal bir karakter ve tüm duyguları toparlamak zor oldu. Kurgu oldukça açık ama bu karakterlerin yaşadıkları dram oldukça içe dönük. O zamanda yaşanan hiçbir şey ortada değil. Michod’un neyin peşinde olduğunu anlamam senaryoyu birkaç kez okumamla ve onunla uzun konuşmalarımız sayesinde oldu.

Rol arkadaşınız Robert Pattinson ile çalışmak nasıldı?

Pearce: Çok entelektüel biri ve canlandırdığı karakter yürek parçalayıcı. Bence onun için bu tarz bir karakter canlandırmak çok önemliydi çünkü başının üstünde sallanan bir Twilight (Alacakaranlık) serisi var. Onun için farklı şeyler yapmak önemli. Gerçekten kendini verdi. Harikaydı.

Film ve konusu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Pearce: ilk olarak bu dünyada ne kadar savunmasız olduğunu görüyoruz, onu bu şekilde görmemizin büyük bir nedeni ağabeyi ve arkadaşları tarafından geride bırakılması. Eric’in hiçbir ilgisi yok… Bu çocuk için tek bir gıdım ilgisi bile yok. Onu sadece arabasını geri almak için kullanıyor. Dünya bir kargaşa içine düştü. Umutsuz ve bence bizim dünyamızın da o yöne gitmesi çok kolay… Bence THE ROVER (Takip) her şeyin kötü gittiğinin bir versiyonu ya da gidebileceği hakkında.

Biraz filmdeki karakterinizden bahsedebilir misiniz?

Pearce: Onu en dipte buluyoruz… Hayatından ona hiçbir şey kalmamış… Dünyadaki adaletsizlik onu içten içe bitirmiş.

Canlandırdığınız Eric karakteri ile Pattinson’ın canlandırdığı Rey karakteri arasındaki ilişkiden bahsedebilir misiniz?

Pearce: Eric en sonunda Rey’in düşüncelerinde biraz olsun hayat kıvılcımı ve aşkı görür. Fakat bu onu kendi hayatından uyandırmaz ya da pozitif bir umut vermez. Onun kafasını karıştırır çünkü çok uzun bir süre depresif bir hayat yaşamıştır. Gücün biraz taraf değiştirdiğini görürüz ve aslında Eric bu çocuk için bir şeyler hissetmeye başlar. Bu Eric için iyi bir şey değildir. 10 yıldan fazla bir süredir kimse için bir şey hissetmez bu yüzden onun için kompleks bir senaryoya dönüşür.

İki kişinin hikayesine tanık oluyoruz o zaman.

Pearce: İnsanların birbiri üstündeki etkilerini görüyoruz – insanların birbirinden nasıl esinlendiklerini -. Eric’in filmin başında inandığı her şey yok oluyor.

Sayfa Yükleniyor...