ÇANAKKALE - Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Alparslan, ocak ayı başında Çanakkale'ye gelen sessiz kuğuların yaklaşık 4 aydır Sarıçay bölgesinde bulunduğunu ve bunun göçmen kuşlar için çok uzun bir süre olduğunu söyledi.
Alparslan, sessiz kuğuların ocak ayı başında Sarıçay bölgesine geldiğini ve orada yaşayan vatandaşların ifadelerine göre, ilk etapta 8 tane olduklarını ve daha sonra sayılarının 4'e düştüğünü bildirdi.
Kuğulardan birinin telef olduğunu, telef olan bu kuğuyu alıp tahnit işlemlerinin ardından ÇOMÜ Piri Reis Sualtı Müzesi'nde teşhire sunulduğunu kaydeden Mustafa Alparslan, sessiz kuğuların dört aydır Sarıçay bölgesinde bulunduğunu vurguladı. Alparslan, bunun göçmen kuşlar için çok uzun bir süre olduğunu ifade ederek şöyle dedi: ''Bunun en önemli nedeni olarak, halkımızın bu kuşlara sahip çıkmasını ve kuğularımızın burada kendileri için gerekli yeterli besinsel su otlarını bulmaları olarak görüyorum. Her şeyin başında ise rahatsız edilmemeleri çok önemli bir sebeptir. Halkımızın Sarıçay kıyısına gelerek sakin bir şekilde oturup, bu güzel kuşlarımızın gezişlerini, suyun içinde adeta süzülürcesine yüzmelerini görmeleri, psikolojik dinginliğe kavuşmak için bence çok önemli ve faydalı.''
Bu kuşların, normalde gittikleri bölgelerde bir ay kadar kaldıklarına işaret eden Alparslan, Çanakkale'yi benimsediklerini düşündüğünü ve daha uzun kalmalarını ümit ettiğini dile getirdi.
Prof. Dr. Mustafa Alparslan, ''Göçmen kuşlarla ilgili, artık kıyılarda doğal HABITAT'lara yer verme fikrini geliştirmemiz noktasına, bizi bu olay getirmiştir. Neler olabilir? Rahat yuva yapabilmeleri için mümkünse daha doğal kıyı zonlarını bırakmamız gerekiyor ve bu çok önemli bir noktadır'' diye konuştu.
ÇANAKKALE BÖLGESİ SU KUŞLARI CENNETİ
ÇOMÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Alparslan, Çanakkale bölgesinin gerçek bir su kuşları cenneti olduğunu söyledi.
Çok yakın bir zamanda bu konuyla ilgili ciddi bilimsel projeler yapacaklarını anlatan Alparslan, ''Örneğin geçtiğimiz dönemde, Geyikli iskelesi'nin bulunduğu bölgeye 17 adet flamingo geldi. Fakat bunlar iki hafta sonra tekrar göç ettiler. Şahinlerimiz kampüs alanına kadar geliyorlar. Bu hemen hemen hiçbir kente nasip olmayan bir görsel fırsat ve güzelliktir'' diye konuştu.
Prof. Alparslan, sözlerini şöyle sürdürdü:''Biz huzurlu olduğumuz bir ortamda yaşamayı tercih ederiz. Aynı şey tüm canlılar için de söz konusudur. Stres altında üreme yapılamaz, stres altında yaşam gerçek anlamda hayat değildir. O bilinç içinde özellikle çocuklarımızı bu konuda çok iyi şekilde eğitmemiz gerekir. Bu kuşların üzerine mesela olta ve taş atmamaları, tam tersine sevgiyle, pozitif enerji yüklü bakışlar göndermeliyiz ve ilgilenmeliyiz.Özellikle kuğularımız su bitkileriyle beslenirler. O çok güzel uzun boyunlarını suyun içine daldırarak bunları yerler. Bunun haricinde çok küçük bazı hayvansal gıdaları da alabildiklerini biz biliyoruz. Ama her şeyden önce kıyı zonundan atılacak değişik materyaller ile rahatsız edilmemeleri gerekiyor.''
- Etiketler :
- Haberler
