Sinema, müzik ve dünyanın hali

31. İstanbul Film Festivali'nde, 20’nin üzerinde bölümde 200’den fazla film sinemaseverleri bekliyor. Festivalin teması ise Sinema ve Müzik.

Sinema, müzik ve dünyanın hali

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından AKBANK sponsorluğunda düzenlenen 31. İstanbul Film Festivali için geri sayım başladı. Festivalin programı her zaman olduğu gibi bu yıl da dopdolu.

20’nin üzerinde bölümde 200’ün üzerinde filmden oluşan programının yanı sıra ünlü konuklar, usta sinemacıların katılacağı söyleşi ve atölye çalışmaları, sinema dersleri, ustalık sınıfları ve konserlerle dolu dolu iki hafta vaat ediyor.

Her zaman olduğu gibi sinemaseverlere oldukça zengin bir içerik sunacak festival programında bu yıl 2011 ve 2012'nin yeni yapımlarından sinemanın unutulmaz klasiklerine ve usta yönetmenlerinin başyapıtlarına seçmeler, Ocak ayında Sundance ve Şubat’ta Berlin’de dünya prömiyerlerini yapan filmlerden, Uluslararası Altın Lale, Ulusal Altın Lale ve FACE İnsan Hakları yarışmalarına, belgesellerden çocuk filmlerine uzanan geniş bir yelpazede filmler izleyicilerle buluşacak. Festivalde, İKSV’nin 40. yılı için hazırlanan “Sinema ve Müzik” başlıklı bölümün yanı sıra “Devrimin Filmini Çekmek”, “Yunanistan’da Neler Oluyor?”, “Bir Çin Sinema Geleneği: WuXia”, “Aile İçinde” gibi yeni bölümler ve Mark Cousins’in The Story of Film: An Odyssey / Filmin Hikayesi: Uzun ve Maceralı Bir Yolculuk adlı 15 saatlik filminin özel gösterimi dikkat çekiyor.

AÇILIŞ TERENCE DAVİES ile
31. İstanbul Film Festivali, 30 Mart Cuma gecesi Lütfi Kırdar Sergi ve Kongre Sarayı’nda düzenlenecek Açılış Töreni’yle başlıyor. NTV’den canlı yayınlanacak törenin ardından, festivalin Sinema Onur Ödülü’nü almak üzere İstanbul’a gelecek Terence Davies’in The Deep Blue Sea / Aşkın Karanlık Yüzü filmiyle, festival resmen başlayacak.

40. YIL ÖZEL BÖLÜMÜ: SİNEMA VE MÜZİK
İstanbul Film Festivali, programında yer alacak özel bir bölümle İKSV’nin 40. yılını kutlayacak. İlk yılında klasik müzik ağırlıklı olan festival programında bir süre sonra film gösterimlerine, tiyatro ve dans performanslarına, sergilere ve güncel müzik konserlerine de yer verilen, yıllar içerisinde bu farklı sanat disiplinlerinin her birini ayrı bir festival çatısı altında toplayan İKSV’nin bu çokdisiplinli yapısını vurgulayan “Sinema ve Müzik” başlıklı özel bölümde, İKSV’nin kuruluş yılı olan 1973’ten bu yana her 10 yıllık dönemden seçilmiş birer müzikal film izleyiciyle buluşacak.

Martin Scorsese’nin iki müzisyenin aşk hikâyesini anlattığı, Liza Minelli ve Robert De Niro’nun başrollerinde yer aldığı 1977 yapımı unutulmaz müzikali New York New York, izleyicileri 1940’ların Amerika’sında caz dolu bir yolculuğa çıkaracak.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 1 Beloved

2010’lar ise en son Cannes Film Festivali’nden bir müzikalle temsil ediliyor. Festival takipçilerinin Aşk Şarkıları, Güzel İnsan ve Hayır Kızım, Dansa Gitmek Yok gibi başarılı filmleriyle yakından tanıdığı, Fransız auteur Christophe Honoré’nin 2011 yapımı filmi Beloved / Sevgililer’de Catherine Deneuve ve kızı Chiara Mastroianni başrollerde oynuyorlar. Geçen yıl Cannes Film Festivali’nin kapanış töreninde gösterilen film 1964 ile 2007 yılları arasında, 43 yıllık bir zaman diliminde bir anne ile kızının aşk hayatlarını anlatıyor.

Alan Parker’ın Pink Floyd’un müziğinden, sözlerinden, özellikle 1979 yılında çıkan efsanevi albümü The Wall’dan esinlenen müzikal belgeseli Pink Floyd The Wall / Duvar izleyicileri 1980’li yıllara götürecek. 1982 yapımı filmin senaryosu, Pink Floyd grubunun basçısı ve vokalisti Roger Waters’a ait.

40. yılına özel bu bölümde 1990’lar Stephan Elliott’ın kiç dans müzikleri, renkli kostümlerle dolu yol filmi The Adventures of Priscilla, Queen of the Desert / Priscilla, Çöller Kraliçesi, 2000’ler ise Baz Luhrmann’ın Nicole Kidman ve Ewan McGregor’un başrollerini paylaştığı stilize aşk öyküsü Moulin Rouge! / Kırmızı Değirmen filmleriyle yer alıyor.

HER GECE BİR AKBANK GALASI
24 Saat Parti İnsanları ve The Trip’in yönetmeni Michael Winterbottom’ın son filmi Trishna, Thomas Hardy’nin 19. yüzyılda geçen klasik romanı Tess of the d’Urbervilles / Kaybolan Masumiyet’i günümüz Hindistan’ına uyarlıyor.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 2 Trishna

Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü kazanan Polisse / Polis, senarist, yönetmen ve oyuncu Maïwenn’in son filmi.

Persepolis’le gönülleri fetheden Marjane Satrapi, senaryosunu yine Vincent Paronnaud'la birlikte yazdığı son filmi Chicken with Plums / Azrail’i Beklerken ile Akbank Galaları’nın merakla beklenen isimlerinden.

The Players / Sadakatsizler, aralarında Artist ile Oscar’lar dahil ödül sezonunu kasıp kavuran Michel Hazanavicius ve Jean Dujardin’in de bulunduğu yedi Fransız yönetmen tarafından çekilen sadakatsizlik temalı kısa filmlerden oluşuyor.

Akbank Galaları’nın öne çıkan bir diğer filmi, Norveçli polisiye yazarı Jo Nesbø’nun İsveçli “Millenium” serisiyle kıyaslanan çok satan kitabından uyarlanan Headhunters / Kafa Avcıları

Ünlü yönetmen Martin Scorsese’nin dünyanın en etkili müzisyenlerinden George Harrison’un hayatını anlattığı son filmi George Harrison: Living In The Material World / George Harrison: Fani Dünyaya Karşı Akbank Galaları’nın en çok ilgi görecek filmlerinden…

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 3 George Harrison: Living In The Material World

Julie Delpy’nin son filmi 2 Days in New York / New York’ta 2 Gün, La Haine / Protesto ile kendine geniş bir hayran kitlesi edinmiş Matthieu Kassowitz’in merakla beklenen yeni filmi L’ordre et la morale / İsyan ve Shakespeare in Love / Âşık Shakespeare ile ünlenen John Madden’in son filmi The Best Exotic Marigold Hotel / Marigold Otelinde Hayatımın Tatili de Akbank Galaları bölümünde yer alıyor. John Madden, festival kapsamında filmini sunmak üzere İstanbul’da olacak.

Altın Lale Uluslararası Yarışma
31. İstanbul Film Festivali’nin “Uluslararası Yarışma” bölümünde Altın Lale için, sanat ve sanatçı temasını işleyen ya da edebiyat uyarlaması olan 11 film yarışacak.

31. İstanbul Film Festivali Altın Lale Uluslararası Yarışma Jürisinin başkanlığını bu yıl ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan üstleniyor. Altın Lale Uluslararası Yarışma Jürisi’nde Nuri Bilge Ceylan’ın yanı sıra oyuncu Hiam Abbas, yönetmen Brillante Mendoza, yönetmen Corneliu Porumboiu ve gazeteci Elçin Yahşi yer alıyor.

Altın Lale Uluslararası Yarışma’da Julia Loktev'in yönetmenliğini yaptığı The Loneliest Planet / Yalnız Gezegen, romantik bir dram ile korkunun birleşimi olan bağımsız bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Gael Garcia Bernal'in başrolde oynadığı film Gürcistan’ın dağlık ormanlarında geçiyor. Yönetmen Julia Loktev, festivalin ikinci haftasında İstanbul'da olacak.

Almanya ve İrlanda ortak yapımı Süper Kahramanın Ölümü / Death of a Superhero, canlı çekimler ile animasyonu yenilikçi bir üslupla harmanlayan dokunaklı, komik, samimi ve fevkalade modern bir film.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 4 Death of a Superhero

Cannes’da “Belirli Bir Bakış” bölümünde prömiyerini yapan Bonzai, Şilili yönetmen Cristian Jimenez’in Optik Yanılmalar’ı izleyen ikinci filmi. Aşk, kitaplar ve bitkiler üzerine kurulu filmin öyküsü, Buster Keaton tarzı Güney Amerikalı bir kahraman etrafında gelişiyor.

Emily Brontë’nin meşhur Viktorya dönemi romanının uyarlaması olan Wuthering Heights / Uğultulu Tepeler yönetmeni Andrea Arnold’un büyük beğeni toplayan Kırmızı Sokak ve Akvaryum adlı filmlerinin izinden gidiyor. Film alışılageldik hoş dönem filmlerinin ötesinde, 19. yüzyıl Yorkshire’ında bir çiftlik evinde geçen yeni, cesur ve doğalcı bir intikam hikâyesi.

Yeni İran sinemasının en etkili isimlerinden Amir Naderi, Japonya’da, çektiği son filminde klasik filmlerin sanatsal niteliğini geri getirmeye kendini adamış genç bir sinemacıya odaklanıyor. 2011 yapımı Cut, 2012'de Japonya'da gerçekleştirilen Takasaki Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncu ve Jüri Özel Ödülleri'ni kazandı. Amir Naderi de festivale gelecek konuklardan…

Prömiyerini Cannes Film Festivali’nin “Belirli Bir Bakış” bölümünde yapan, Fransız yönetmen Robert Guédigian’ın son filmi The Snows of Kilimanjaro / Kilimanjaro’nun Karları ismini Ernest Hemingway’in ünlü kısa hikâyesinden alıyor. Filmde, işini kaybetmiş olsa da ailesi ve arkadaşları ile mutlu bir şekilde yaşayan rıhtım işçisi Michel’in, silahlı bir saldırıya uğramasından sonra hayatının nasıl değiştiği anlatılıyor.

Christian Schwochow’un Cracks in the Shell / Kabuktaki Çatlaklar’ı, sahnede kimse tarafından farkedilmeyen bir tiyatro öğrencisinin başrole seçildikten sonra yavaş yavaş kabuğundan çıkışını konu alıyor. Filmin ödüllü oyuncusu Stine Fischer Christensen festivalin konuğu olarak İstanbul’a gelecek isimler arasında.

Berlin Film Festivali’nde Kiliseler Birliği Jüri Özel Ödülü ve Der Tagesspiegel gazetesi okuyucuları tarafından verilen özel ödülü alan The Delay / Gecikme Uruguaylı yönetmen Rodrigo Pla’nın beşinci filmi. Gündüzleri bir tekstil fabrikasında çalışan üç çocuklu Maria geceleri de yaşlı babasına bakmak zorundadır. Maddi ve manevi olarak bu zorluğa daha fazla dayanamayan Maria, babasını bir yerde terk edip sosyal servisleri arayarak onu bir huzurevine yerleştirme planı yapar. Filmin yapımcısı Sandino Saravia festivalin konuğu olarak İstanbul’a gelecek.

Ünlü yazar Gabriel García Márquez’in oğlu, senarist ve yönetmen Rodrigo Garcia’nın son filmi Albert Nobbs, doğru düzgün bir iş bulabilmek için erkek kılığına girmiş ve kendi dükkânını açmak için gizli gizli para biriktirmeye uğraşırken kendi kimliğini unutmuş bir kadının hikâyesini anlatıyor.

Uluslararası Yarışma’da Altın Lale için Nikolaj Arcel’in A Royal Affair / Yasak Aşk ve daha önce Reprise / Tekrar filmiyle İstanbul’da Altın Lale ödülünü kazanmış Joachim Trier’in Oslo, 31 August / Oslo, 31 Ağustos filmleri de yarışacak.

Ulusal Yarışma ve Sineması
Altın Lale Ulusal Yarışma jüri başkanlığını, yönetmen, senaristi, şair ve yazar Murathan Mungan üstlenecek. Ulusal Yarışma Jürisi festivalde En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Senaryo, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Kurgu, En İyi Müzik ve Jüri Özel Ödülü olmak üzere toplam 9 dalda ödül verecek.

Altın Lale Ulusal Yarışma’da ödül için bu yıl 12 film jüri karşısına çıkacak. 3 tanesinin Türkiye, 4 tanesinin dünya prömiyerini yapacağı yarışma filmleri şöyle:

- Tepenin Ardı / Emin Alper (Türkiye Prömiyeri)
- Ben Uçtum, Sen Kaldın / Mizgin Müjde Arslan (Dünya Prömiyeri)
- İz-Rêç / M. Tayfur Aydın
- Lal Gece / Reis Çelik (Türkiye Prömiyeri)
- Can / Raşit Çelikezer
- Yeraltı / Zeki Demirkubuz
- Babamın Sesi / Orhan Eskiköy & Zeynel Doğan (Türkiye Prömiyeri)
- Ana Dilim Nerede? / Veli Kahraman (Dünya Prömiyeri)
- Yurt / Muzaffer Özdemir
- Ferahfeza / Elif Refiğ (Dünya Prömiyeri)
- Şimdiki Zaman / Belmin Söylemez (Dünya Prömiyeri)
- Nar / Ümit Ünal

Festivalin bu yılki özel özel bölümlerinden “Devrimin Filmini Çekmek”, özellikle Arap Baharı üzerinden bütün dünyada gerçekleşen halk hareketlerini ve başkaldırış hikâyelerini sinema üzerinden sorgulayacak ve “bir devrimin nasıl filme çekilebileceğini” inceleyecek.

Akademisyen ve sinemacı Alisa Lebow, docIstanbul işbirliğiyle, Tunus ve Mısır’dan çıkan güncel devrim filmlerini, Cezayir, Yemen ve Ukrayna’daki geçmiş devrimlerden öyküler anlatan filmlerle bir araya getiriyor. Daha önce çekilen filmlerle günümüz devrim filmlerini bir araya getirerek son aylarda yaşanan olaylara farklı bir bakış açısı getirecek bölüm kapsamında sekiz uzun metrajlı ve bir kısa metrajlı film yer alıyor.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 5 In the Shadow of a Man

Mısırlı belgeselci Hannan Abdalla, In the Shadow of a Man / Bir Erkeğin Gölgesinde’de kamerasını, sadece cinsiyetleri tarafından tanımlanan rollerle toplumda var olabilen Mısırlı kadınlara çeviriyor. Mısır üzerine bir başka belgesel ise 2005 yılında ülkede ilk defa yapılan birden fazla adaylı seçimler sırasında yaşanan ihlal ve kısıtlamaları inceleyen Wael Omar’ın çektiği kısa metrajlı Democracy 76.

Andrei Zagdansky’nin Orange Winter / Turuncu Kış adlı filmi, Ukrayna’da 2004 yılında Turuncu Devrim olarak bilinen protestolara neden olan hileli seçimleri anlatıyor.

İran’da Haziran 2009’daki başkanlık seçimlerinden sonra sokaklara dökülen yüz binlerce insan vardı ancak dünyaya ulaşan görüntüler sadece amatörlerin cep telefonları ile çektikleri ve youtube ya da email yoluyla yaydıkları videolar oldu. Bu görüntülerden oluşan Fragments of a Revolution / Bir Devrimden Parçalar, tek bir yönetmeni olmayan, el birliğiyle oluşturulmuş, yönetmeni adsız bir dayanışma filmi olarak festival seyircisiyle buluşacak.

Gillo Pontecorvo’nun 1966 yapımı üç dalda Oscar adayı olan efsane filmi Battle of Algiers / Cezayir Savaşı, Fransa’da uzun süre yasaklı kalmıştı.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 6 Battle of Algiers

Stefano Savona’nın



, Heiny Srour’un hem görsel hem politik olarak cesur



ile geçtiğimiz yıl Tunus’da yaşananlara odaklanan Elyes Baccar’ın



ve Mourad Ben Cheikh’in



filmleri de bu kapsamda gösterilecek filmlerden.

Yunanistan’da Neler Oluyor?
IMF ve Avrupa Birliği muhtıralarının Yunanistan’ı iyice köşeye sıkıştırdığı ve ülkenin ekonomik geleceğinin belirsizliği altında ezilen halkın karamsarlığının iyice arttığı bu dönemde Yunan Sineması yükselişiyle oldukça dikkat çekti. Bu bölüm kapsamında Yunan sinemasının 5 çarpıcı örneği festival seyircisiyle buluşacak.

2009 yılında Cannes’da ödül alan ve Oscar’a aday olan şok edici Dogtooth / Köpek Dişi filminin yönetmeni Yorgos Lanthimos’un merakla beklenen son filmi Alps / Alpler, ilk kez gösterildiği Venedik Film Festivali’nde En İyi Senaryo ödülü aldı. Bir hemşire, bir sağlık görevlisi, bir jimnastikçi ve koçu bir araya gelerek, yakınlarının isteği üzerine ölen insanların yerlerine geçerler. Filmin hikâyesi en az Köpek Dişi kadar izleyenleri etkileyecek.

L, arabasında yaşayan bir adamın işten kovulmasıyla tüm düzeni değişince kendini ve bildiğini sandığı her şeyi yeniden keşfedişini anlatıyor. Yönetmen Babis Makridis, trajik bir dibe vuruş hikâyesini klişelerden uzak bir anlatımla, iyimser ve absürd bir hikâyeye dönüştürüyor.

Christos Karakepelis, ikinci belgeseli Raw Material / Hammadde’de henüz ekonomik krizin yankılarının ortaya çıkmadığı bir dönemde Atina’nın hemen dışındaki varoşlardaki hayatı inceliyor.

PVC-1’in yönetmeni Spiros Stathoulopoulos’un son filmi Meteora, Berlin’de Altın Ayı için yarıştı. Bir manastırda birbirine âşık olan bir keşiş ve rahibenin tutku ve suçluluk duyguları ile karışık aşkını anlatıyor.

San Sebastian Film Festivali’nde hem En İyi Yönetmen hem de En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Unfair World / Adaletsiz Dünya’da ironik yönetmen Filippos Tsitos, İstanbul doğumlu Antonis Kafetzopoulos'un başarılı oyunculuğundan da yararlanarak Yunan toplumunun bugünkü durumunu trajikomik insan manzaraları aracılığıyla aktarıyor. Antonis Kafetzopoulos festivalin konuğu olarak İstanbul’a gelecek.

Bir Çin Sinema Geleneği: WuXia
Festivalde dövüş sanatçılarının maceralarına odaklanan ve Çin sinemasının en çok film yapılan türü olan WuXia filmlerine yer verecek Bir Çin Sinema Geleneği: WuXia” başlıklı özel bölümde, akıl almaz koreografilerin, muhteşem bir görselliğin ve hiç durmayan bir aksiyonun vazgeçilmez olduğu bu türün sinema tarihine geçen 8 filmi izleyicilerle buluşacak.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 7 Fearless

Büyük usta Wong Kar-Wai’nin filmografisinde yer alan tek dövüş sanatı filmi Ashes of Time / Zamanın Külleri, Ang Lee’nin epik filmi Crouching Tiger Hidden Dragon / Kaplan ve Ejderha Zhang Yimou’nun iki filmi birden House of Flying Daggers / Parlayan Hançerler ve  Hero / Kahraman, Ronny Yu’nun 1993 yapımı bol ödüllü, kült filmi The Bride with White Hair / Beyaz Saçlı Gelin.

Aile İçinde
Brothers / Erkek Kardeşler aynı baba, farklı annelerden doğan üç kardeşin tekrar bir araya gelişinin öyküsü. Footnote / Dipnot, bir baba ve oğlu arasındaki rekabeti anlatırken aslında nesiller arasındaki büyük farka dikkat çekiyor. Courage / Cesaret, kader, hayatın kırılganlığı ve ahlak üzerine Hitchcock vari bir gerilim. Blood of My Blood / Kendi Kanım, koşulsuz sevgi ve hayatın gerçekleri çakışınca ortaya çıkan aile trajedisini konu alıyor. Sister / Yukarıdaki Çocuk, İsviçre’de bir kayak merkezinde zengin turistlerden çalarak geçinen Simon’ın ablası Louise ile arasındaki içten illişkiyi anlatıyor.

Antidepresan
The Fairy / Aşk Perisi
bir insan ile bir peri arasındaki imkânsız aşkı, vücut diline dayalı, son derece eğlenceli bir biçimde anlatıyor

Ken Scott’ın yönettiği Starbuck / Benim 533 Çocuğum Var ise hareketli bir Québéc komedisi. Orta yaşlı ve genç ruhlu bir tembel olan David, sperm bankasına yaptığı bağışlar sonucu tam 533 çocuğun babası olduğunu öğrenir ve kimliğini gizleyerek onlarla tanışmaya başlar.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 8 Starbuck

Whit Stillman’ın son filmi Damsels in Distress / Sıkıntılı Hanımlar, Venedik Film Festivali’nin kapanış filmiydi. Film bunalım öğrencilerle dolu bir lisede, öğrencilerin bu ruh hallerini değiştirmeye kararlı üç güzel kızı takip ediyor.

Ole Christian Madsen’in Oscar yarışında ilk dokuz film arasında olan, Danimarka yapımı Superclasico / Büyük Derbi, parçalanmakta olan Danimarkalı bir ailenin meşhur derbi maçı “superclasico” sırasında Arjantin’de geçirdikleri şarap, tutku ve futbol dolu günleri anlatıyor.



Dünya Festivallerinden
Okul masraflarını karşılayabilmek için fahişelik yapan genç kadınları anlatan Malgorzata Szumowska’nın yönettiği Elles / Kadınlar, konuyla ilgili araştırma yapan ELLE dergisi yazarı Anne’ın genç ve oldukça bağımsız iki kadın ile yaptığı röportajdan sonra kendi para, aile ve seks kavramlarını sorgulamaya başlamasının hikâyesi.

Michale Boganim’in Çernobil felaketinin 30. yıldönümünde çektiği Land of Oblivion / Unutulan Topraklar, alternatif enerjileri yok saymaya devam edenlerin Çernobil ve Japonya misali, nükleer santral felaketlerini bizlere yaşatmaya devam edeceklerini hepimize bir kere daha hatırlatıyor ve Çernobil’in bugünkü halini gözler önüne seriyor.

Cannes’da Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde prömiyerini yapan 2011 yapımı The Silver Cliff / Gümüş Uçurum sancılı bir ayrılma süreci geçiren bir kadını konu alıyor.

Belçikalı aktör, ressam ve yönetmen Bouli Lanners’in toplumunun kıyısında ve şehrin uzağında geçinmeye çalışan iki erkek kardeşin hikâyesini anlattığı The Giants / Devler filmi de festivalde.

Gypsy / Çingene, büyülü gerçekçilik ve mizah etkileri taşıyan dokunaklı, insancıl bir dram. Shakespeare’in Hamlet’inden esinlenen film, babası öldükten sonra yaşadığı Roman mahallesinden çıkıp kardeşlerinin yaşamını düzeltmeye çalışan on dört yaşındaki Adam’ın hikâyesini anlatıyor.

Yönetmen Pierre Schoeller’in, Fransa Ulaştırma Bakanı Bertrand Saint-Jean ve bir kaza sonrası onun başından geçenler etrafında kurgulanan 2011 yapımı filmi The Minister / Bakan, 2011, derin politik bir entrikanın iç yüzünü inceliyor.

Hong Kong sinemasının en yenilikçi yönetmenlerinden Ann Hui, Venedik Film Festivali’nde dört ödül de dahil birçok festivalden ödülle dönen son filmi A Simple Life / Sade Bir Hayat’ın festivalde gösterimi vesilesiyle İstanbul’a gelecek.

American X’in yönetmeni Tony Kaye’nin son filmi Detachment / Kopma, Adrien Brody, Lucy Lui, Mad Men’den tanıdığımız Christina Hendricks, James Caan ve Breaking Bad’deki rolüyle Emmy ödüllü Bryan Cranston gibi oyuncularla dolu kadrosu ile göz dolduruyor. Bir devlet okuluna vekil öğretmen olarak atanan Henry’nin okulu ve öğrencilerini değiştirişini konu edinen film Amerikan eğitim sistemini eleştirirken American X’i bile gölgede bırakıyor.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 9 Detachment

Guillaume Canet’nin başrolünü Leila Bekhti ile paylaştığı iki sevgiliyi oynadıkları Cedric Kahn’ın yönettiği A Better Life / Daha İyi Bir Hayat gösterimi kapsamında Leila Bekhti festivalin konuğu olacak.

Genç Ustalar
Özgün anlatımı ile Cannes Film Festivali’nde en iyi ilk filme verilen “Altın Kamera” ve Londra Film Festivali’nde En İyi Yeni Yönetmen ödülü alan Las Acacias / Akasyalar, bir kamyon şoförünün birlikte seyahat ettiği Paraguaylı bir kadın ve bebeğiyle arasında gelişen ilişkiyi anlatan dokunaklı ve sıra dışı bir yol hikâyesi.

Cannes Film Festivali’nin “Belirli Bir Bakış” bölümünde gösterilen ve festival tarihinin ikinci Eşcinsel Palmiyesi’ne layık görülen Beauty / Güzellik, içine kapanık ve dışarıdan bakıldığında sıradan bir hayat süren Francois’in bastırdığı cinsel duygularının önlenemez biçimde su yüzüne çıkmasıyla hayatının kontrolden çıkışını konu ediyor.

Swirl / Döngü, bu yılki Venedik Film Festivali’nin Ufuklar bölümünde gösterilen filmler arasında en çok ses getirenlerden biri oldu. Brezilya’nın sakin ve küçük bir kasabası, Sao Ramao’da geçen film, kendini oynayan amatör aktörlerle, hayatın neşesini arayan küçük hikâyelerden oluşuyor.

Breathing / Nefes, ıslahevinde cezasını çekerken şartlı tahliye edilen genç Roman üzerinden kurgulanıyor. Filmin oyuncularından Thomas Schubert festival izleyicileri ile buluşmak üzere İstanbul’a gelecek.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 10 Breathing

Best Intentions / İyi Niyetler, yönetmeninin kendi deneyimlerine dayanan, annesinin hastaneye düşmesiyle hayatı rayından çıkan “sağlam bir adamı” anlatıyor.

Festival kapsamında İstanbul’a gelen Konstantin Bojanov’un Cannes’da Altın Kamera için yarışan Avé’si kendini dışarıya karşı soyutlamış bir sanat öğrencisi olan Kamen ile hayalgücü oldukça geniş Avé’nin yol hikayesi.

Angelina Nikonova’nın sıradışı bir intikamın soğuk ve çarpıcı hikayesini anlattığı, Venedik Film Festivali’nde prömiyeri yapılan Twilight Portrait / Alacakaranlığın Portresi de bölüm kapsamında izleyicilerle buluşacak filmlerden.

NTV Belgesel Kuşağı
İstanbul Film Festivali’nin belgeseller bölümünün sponsorluğunu bu yıl da NTV üstleniyor. NTV Belgesel Kuşağı’nda son dönemin ses getiren belgeselleri yer alıyor.

”Aile İçinde” bölümünde Brothers/ Erkek Kardeşler filmiyle izleyicilerle buluşacak Fin sinemasının usta yönetmeni Mika Kaurismaki, NTV Belgesel Kuşağı’ında yer alan



adlı belgeselinde Güney Afrika’nın dünya müziğine armağan ettiği en büyük seslerden biri olan Miriam Makeba’nın hayatını anlatıyor.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 11 Mama Africa

Cannes Film Festivali’nde “Belirli Bir Bakış” ödülünü alan Arirang, Güney Kore’nin en önemli yönetmenlerinden Kim Ki-Duk’un son filmi. Yönetmenin bu sefer kamerayı kendisine çevirdiği ve kendisini, sanatını ve hayatını sorguladığı Arirang sinema, ün, başarı üzerine bir itiraf, bir zihin egzersizi niteliği taşıyor.

Frederik Wiseman’in çektiği Crazy Horse, Paris’in ünlü gece klübü Crazy Horse’a gerçekçi bir bakış sunuyor. Dünyadaki en şık ve muhteşem çıplak revüleri sunan kulüp yıllardır Paris gece hayatının en önemli uğrak yerlerinden biri sayılıyor. Crazy Horse, yeni bir gösterinin hazırlıklarını konsept aşamasından provalara kadar takip ederek bu renkli dünyayı gözler önüne seriyor.

Matthew Akers’ın yönettiği Marina Abramovic: The Artist Is Present / Marina Abramoviç: Sanatçı Aramızda ise 1995’te İstanbul Bienali’ne katılan,çağımızın en tartışmalı ve en parlak çağdaş sanatçılarından Marina Abramovic’i konu alıyor. Performanslarında kendi bedenini kullanan; beden ve politika üzerinden sanatını sürdüren Abramovic, 2010’da New York Modern Sanat Müzesi (MoMA) için hazırladığı performansta, kendini bir eser olarak sunmuş, 736 saat süren performansta hiç kıpırdamadan bir sandalyede oturmuştu. MoMA’da sunulan bu performansı ve sanatçının sergisini hazırlık sürecinden bitimine kadar izleyen film, Şubat ayında Berlin‘de Panorama İzleyici Ödülü ve Sundance’te Büyük Jüri Ödülleri’ni kazandı.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 12 Marina Abramovic: The Artist Is Present

Micha X. Peled, Küreselleşme üçlemesi ile NTV Belgesel Kuşağı’nın öne çıkan yönetmenlerinden. Hammadde aşamasından perakende satışa ticari ürünleri izleyen üçlemenin ilk filmi China Blue / Mavi Çin, giydiğimiz kıyafetlerin hangi koşullarda imal edildiğini gizli çekilen görüntülerle ortaya çıkarıyor. İkinci film Store Wars: When Wal-Mart Comes to Town / Dükkan Savaşları, dev perakende satış firması Wal-Mart’ın küçük bir Amerikan şehrinde bir alışveriş merkezi inşa etmek istediğinde halkta ortaya çıkan kutuplaşmayı anlatıyor. Son film Bitter Seed / Acı Tohumlar ise küreselleşmenin küçük çiftçilere yaptığı olumsuz etkileri Hindistan’da her otuz dakikada bir çiftçinin intihar ettiği gerçeği üzerinden ortaya koyuyor. Yönetmen Micha X. Peled her üç filmini de sunmak üzere İstanbul’a gelecek festival konuklarından.

Yönetmen Rithy Panh, Kızıl Khmer’lerin lideri Kaing Guek Eav ya da bilinen adıyla Duch'un ideolojiye duyduğu sadakati, saplantı halini alan işini, hiyerarşi kültünü ve güce duyduğu tutkuyu, Duch, Master of the Forges of Hell / Duch, Cehennemin Mimarı filmiyle anlatıyor. Yönetmen filmde, 1,8 milyon insanın ölümüne neden olan kanlı bir rejimin klideri Duch ile yaptığı görüşmelerde sarf ettiği yalın ifadeleri hiçbir müdahale etmeden aktarıyor.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 13 The Bengali Detective

Dans takıntılı dedektif Rajesh Ji’nin gözünden günümüz Hindistan’ına eğlenceli ancak derinlikli bir bakış sağlayan The Bengali Detective / Bengal’de Bir Dedektif’in yönetmeni Philip Cox festivalin konuğu olarak İstanbul’a gelecek.

Festival kapsamında İstanbul’a gelecek Yasmina Adi’nin yönettiği Here We Drown Algerians-October 17th, 1961 / Burada Cezayirlileri Boğduk: 17 Ekim 1961 Paris’te Cezayir Savaşı’nı protesto etmek isteyen Cezayirlilierin yürüyüşü sırasında protestoculara karşı polisin şiddet içeren müdahelelerini konu alıyor.

AVRUPA KONSEYİ SİNEMA ÖDÜLÜ–FACE
FACE Ödülü, Sinemada İnsan Hakları bölümünde yer alan ve insan hakları konusunda kamuoyunda duyarlılık ve bilinç uyandıran, bu konunun öneminin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunan bir filme verilecek.

FACE jürisinin başkanlığını, geçen sene Yokmuşum Gibi / As If I'm not There filmi ile ödüle layık görülen Juanita Wilson üstlenecek.

İranlı yönetmen Muhammed Rasulof’un kendi hikâyesiyle benzerlik taşıyan yeni filmi Goodbye / Hoşça Kal, “İran hükümetine karşı suçlarından” ötürü Cafer Panahi ile birlikte yargılanan ve filmini sunmak için festivalin konuğu olarak İstanbul’a gelecek Rasulof, 2011 yılında İran'da çekilen filmiyle 2011 Cannes Film Festivali Berlirli Bir Bakış En iyi Yönetmen Ödülü’nü almıştı.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 14 Goodbye

Bence Fliegauf'un son filmi Just the Wind / Sadece Rüzgar, Macaristan'daki bir köyde Roman ailelerin öldürülmesini konu alıyor.

Yönetmenliğini Anca Damian'ın üstlendiği uzun metrajlı canlandırma belgesel Crulic–The Path to Beyond / Crulic – Öteki Tarafa Yolculuk, Polonya’da bir cezaevinde açlık grevi sırasında ölen 33 yaşındaki Romanyalı Claudiu Crulic’in gerçek hikâyesini anlatıyor.

Yönetmen Vincent Garenq’in ikinci uzun metrajı Guilty / Yargısız izleyiciyi sorunlu bir adalet sisteminin çarkları arasında ezilen masum bir adamın insanı dehşete düşüren yolculuğuna götürüyor.

Avrupa Konseyi Sinema Ödülü için “Sinemada İnsan Hakları” bölümünde Türkiye’yi Özcan Alper’in Gelecek Uzun Sürer ve Ruhi Karadağ’ın Simurg adlı filmleri temsil ediyor.

Avrupa Konseyi Sinema Ödülü için yarışacak diğer filmler şunlar:
- Terraferma / Memleket / Emanuele Crialese, İtalya-Fransa
- Roza / Wojciech Smarzowski, Polonya
- Omar Killed Me / Ömer Beni Öldürmek / Roschdy Zem, Fransa
- The Sleeping Voice / Uyuyan Ses / Benito Zambrano, İspanya

Yıllara Meydan Okuyanlar
Arjantinli usta senarist ve yönetmen Edgardo Cozarinsky’nin Venedik Film Festivali’nde prömiyeri yapılan son filmi Nocturnos / Gece Gezenler, sevdiği kadın tarafından terk edilen, ayrılık acısı çekerken gece vakti Buenos Aires sokaklarında amaçsızca gezen bir adamın yaşadıklarını, belgesel ve kurmaca arası bir çizgide anlatıyor.

Geçen yıl festivalde gösterilen, üç boyutlu Cave of Forgotten Dreams / Unutulmuş Düşler Mağarası’nın yönetmeni Werner Herzog’un son filmi Into The Abyss / Uçuruma Doğru, Londra Film Festivali’nde En İyi Film ödülünü aldı. Efsane yönetmenin deyimiyle insan ruhunun derinliklerine bakış niteliğinde olan film, ölüm cezasına çarptırılmış suçluların insani yönüne odaklanıyor.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 15 Into The Abyss

1992 yılında Europa Europa ile Oscar’a aday olan Polonyalı kadın yönetmen Agnieszka Holland bu yıl In Darkness / Karanlıkta Kalanlar ile yine Yabancı Dilde En İyi Film heykelciği için yarıştı. Film Nazi işgali altındaki Polonya’da Yahudileri kurtarmaya çalışan bir hırsızın hikâyesini anlatıyor. Filmin başrol oyuncusu Benno Fürmann filmi sunmak için festival konuğu olarak İstanbul’a gelecek.

2008 yılında 27. İstanbul Film Festivali’nde “Sinema Onur Ödülü”nü almak üzere İstanbul’a gelen, çağdaş Rus sinemasının en önemli yönetmenlerinden Alexander Sokurov’un Venedik’te Altın Ayı kazanan son filmi Faust bölümün öne çıkan filmlerinden.

Tony Gatlif’in son filmi

Afrikalı genç yasadışı göçmen Betty’nin gözünden Avrupa’da isyan haraketlerini anlatıyor. Ünlü yönetmen, filminin gösterimi için festival konuğu olarak İstanbul’a gelecek.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 16 Indignados

“Yıllara Meydan Okuyanlar” bölümünde 31. İstanbul Film Festivali’nin Sinema Onur Ödülü’nü alacak Terence Davies’in The Deep Blue Sea / Aşkın Karanlık Yüzü, usta yönetmen Ermanno Olmi’nin The Cardboard Village / Kilisedeki Gecekondu, Arturo Ripstein’ın The Reasons of the Heart / Gönül Laf Dinlemez ve André Techiné’in Unforgivable / Affedilmeyenler filmleri de izleyicilerle buluşacak.

Geceyarısı Çılgınlığı
Festival boyunca cumartesi geceleri 24.00 birer film sizi dehşete düşürüp uykunuzu kaçıracak.

Üç filmin izleyiciyle buluşacağı bölüm kapsamında, Toronto Film Festivali’nde Halkın Seçimi ödülü alan Gareth Evans’ın son filmi The Raid / Baskın dikkat çekiyor. Bir binada kapana kısılan bir özel timin, bir gangsterin kurduğu katil ve eşkiya ordusuna karşı aksiyon dolu mücadelesini izlerken yerinizden kıpırdayamayacaksınız.

Gotik yazar Matthew Gregory Lewis’in 1796 tarihli romanının yeni uyarlaması The Monk / Şeytanın Yüzü, Geceyarısı Çılgınlığı tutkunlarının kaçırmaması gereken filmlerden… Lemming ve Harry, İyiliğinizi İsteyen Bir Dost filmleriyle tanınan yönetmen Dominik Moll’un filminde ünlü Fransız aktör Vincent Cassel rol alıyor.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 17 The Monk

İzleyenin hem korkacağı hem de sinirlerinin bozulacağı bir film yapma fikrinden yola çıkan ödüllü reklam filmi yönetmeni Ben Wheatley, Geceyarısı Çılgınlığı bölümüne Kill List / Ölüm Listesi filmiyle konuk oluyor. Senaryosunu kendi kâbuslarını temel alarak yazan Wheatley’nin filmi askerlikten kiralık katilliğe geçiş yapan Jay’in hikâyesini konu alıyor.

Mayınlı Bölge
Code Blue / Mavi Kod,
duygularını sürekli bastıran ve ölüm düşüncesiyle büyülenmiş hemşire Marian’ın ruhsal dengesini tamamen kaybetmesini anlatıyor.

Tayland sinemasının önde gelen “yeni dalga” temsilcilerinden Pen-ek Ratanaruang’ın son filmi Headshot / Beyninden Vurulmuş gerilim, film noir ve kara mizah türleri arasında gezinirken, usta bir katil olan Tul’u takip ediyor.

Markus Schleinzer’in Cannes’da Altın Palmiye için yarışan son filmi Michael, 35 yaşındaki Michael ile kaçırdığı ve cinsel tacizlerde bulunduğu 10 yaşındaki Wolfgang’ın birlikte geçirdikleri son beş ayı cesurca anlatıyor.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 18 Michael

Ünlü Belçikalı koreograf Wim Vandekeybus’un, adını aynı adlı sahne performansından alan son filmi Monkey Sandwich / Şehir Efsaneleri, takıntılı ve sinirli yönetmen Jerry’nin tiyatroya küsüp bir köy kurması ve oradaki insanları bir tiyatro oyunu gibi yönetmeye çalışmasını anlatıyor.

Flanders, L’Humanité / İnsanlık gibi ödüllü filmlerin yönetmeni Bruno Dumont’un son filmi Outside Satan / Şeytanın Ötesinde, din üzerine avangart bir inceleme.

Jan Zabeil’in filmi The River Used to be a Man / Nehir Bir İnsandı, sonsuz bir deltanın ortasında medeniyetten uzak, başıboş sürüklenen bir Alman gezgin aracılığıyla “uzaklık” fikrini irdeliyor.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 19 The River Used to be a Man

Savage / Canavar, çevresindeki alkolizm ve suç batağından kendini kurtarmaya çabalayan gençlerin tüylerinizi diken diken edecek hikayesi.

Venedik’te neredeyse 10 yıldan beri gösterilen ilk Avusturalya filmi, Hail / Selam, belgeselci Amiel Courtin-Wilson’ın ilk uzun metraj kurmaca filmi. Yönetmen festivalin konuğu olarak İstanbul’a gelecek isimler arasında.

Canlandırma Sineması
Michel Ocelot’nun son filmi Tales of the Night / Gece Masalları, Berlin Film Festivali’nde yarışmaya alınan ilk 3 boyutlu animasyon filmi oldu. Bir kız, bir oğlan ve bir yaşlı teknisyenin her gece terk edilmiş bir sinemada buluşarak, büyücüler, periler, prenseslerle dolu büyülü bir dünyaya doğru yaptığı yolculuk izleyenleri büyüleyecek.

Gideon Defoe’nun The Pirates! adlı serisinin ilk iki kitabına dayanan The Pirates! Band of Misfits / Korsanlar!, festivalin diğer 3 boyutlu animasyon filmi. Peter Lord ve Jeff Newitt’in yönettiği bu büyüleyici stop-motion animasyon, Wallace & Gromit ve Tavuklar Firarda’nın yapımcılarından...

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 20 From Up On Poppy Hill

Ünlü yönetmen Hayao Miyazaki’nin oğlu Goro Miyazaki, son filmi From Up On Poppy Hill / Tepedeki Ev’de, 1963’ün Yokohama’sında geçen “yaşamdan bir kesit”, günlük hayattan bir hikâye sunuyor. 1980 tarihli bir shojo manga’ya dayanan hikâye bizzat yönetmenin babası Hayao Miyazaki tarafından senaryolaştırılmış.

İki dalda Goya ödülü kazanan Wrinkles / Kırışıklıklar, The Illusionnist’in animatörü Ignacio Ferreras’ın yönetmenliğinde Paco Roca’nın aynı adlı ödüllü çizgi romanından eğlenceli ve duygu yüklü bir uyarlama.

ANILARINA
Geçen festivalden bu yana kaybettiğimiz sinemacıların yapıtlarıyla anıldıkları bu bölümde, Türk sinemasının “koca çınarı” olarak bilinen Ö. Lütfi Akad’ın sınır boylarında kaçakçılık yapan Hıdır’ın hayatını anlattığı filmi 1966 yapımı Hudutların Kanunu geçen yıl Cannes’da gösterilen restore kopyasından gösterilecek.

Festival, 2012 yılının Şubat ayında kaybettiğimiz yönetmen Yusuf Kurçenli’yi, 1987 yılında çektiği Gramofon Avrat filmiyle anıyor.

Dünya sinema camiasının en büyük kayıplarından



, festivalde 1975 senesinde çektiği The Travelling Players / Kumpanya filmiyle anılıyor.

Göze çarpan ve hep tartışmalar yaratan tarzı ile tanınan avangart İngiliz yönetmen

1970 yapımı filmi The Music Lovers / Yalnız Kalpler, Çaykovski’nin çalkantılı hayatını anlatıyor.

Sinema, müzik ve dünyanın hali - 21 Three Crowns of the Sailor

Yönettiği 113 filmle dünya sinemasına damgasını vuran Raul Ruiz’in 1983 yılında Cannes’da Sinema Perspektifleri ödülü alan filmi Three Crowns of the Sailor / Denizcinin Üç Altını, yine bölüm kapsamında seyirciyle buluşacak. Filmde, bir gemicinin dünyanın dört bir yanında yaşadığı maceralar bir efsaneymiş gibi anlatılıyor.

Festival sinemanın en büyük yıldızlarından Marilyn Monroe’yu ölümünün 50. yılında, oyuncunun başrolünde yer aldığı Laurence Olivier filmi, The Prince and the Showgirl / Prens ve Şov Kızı ile anıyor.

Ölümünün otuzuncu yılında kült yönetmen Rainer Werner Fassbinder’ın 1978 yapımı Despair / Cinnet filminin yenilenmiş kopyası bölüm kapsamında sinemaseverlerle buluşacak.

ÖZEL GÖSTERİM: TÜRK KLASİKLERİ YENİDEN
Festival kapsamında gerçekleştirilecek özel gösterimde Halit Refiğ’in 1964 tarihli filmi Gurbet Kuşları, restore edilmiş kopyasıyla izleyici karşısına çıkacak. Senaryosunu Halit Refiğ’in diyaloglarını ise Orhan Kemal’in yazdığı film, Kahramanmaraş'tan İstanbul'a daha iyi bir yaşam sürebilmek için gelen bir ailenin verdiği yaşam mücadelesini anlatıyor. Filmin başrollerinde Tanju Gürsu, Filiz Akın, Özden Çelik, Pervin Par ve Cüneyt Akın gibi Türk sinemasının yıldız isimleri yer alıyor.

Sinemaseverler Groupama ve Groupama Gan Sinema Vakfı işbirliğiyle, 27. İstanbul Film Festivali’nde Erden Kıral’ın 1979 yapımı Bereketli Topraklar Üzerinde, 28. İstanbul Film Festivali’nde Ö. Lütfi Akad’ın 1949 tarihli Vurun Kahpeye, 29. İstanbul Film Festivali’nde Atıf Yılmaz’ın 1978 tarihli Selvi Boylum Al Yazmalım ve geçtiğimiz yıl Memduh Ün’ün 1958 tarihli filmi Üç Arkadaş filmlerini restore edilmiş kopyalarından izleme şansı bulmuştu.

Sayfa Yükleniyor...