"Sırada neresi var?"

TEMA Vakfı:“Sel, sadece bu felaketin yaşandığı bölgelerin değil tüm Türkiye’nin sorunudur. Ülkemizin başta sel olmak üzere afet risk haritaları ve eylem planları hazırlanmalıdır”

TEMA Vakfı'ndan yapılan açıklamada su sözler yeralıyor: Sel bu kez Silivri, Selimpaşa, Çatalca ve İstanbul’u vurdu.

Metrekareye düşen 180 kg yağış, ne varsa önüne kattı, insanlar öldü, yeşil örtüden yoksun toprak, suya denize karıştı, tarım alanları zarar gördü, hayvanlar telef oldu, evler, işyerleri sular altında kaldı, tırlar, arabalar  sürüklendi, köprüler yıkıldı, balıkadamlar cenazeleri ararlarken, zodyak botlar, iş makineleri, helikopterler mahsur kalanları kurtarmak için gün boyunca çalıştı durdu.  Meteoroloji yağış devam ettikçe akıllara takılan ve cevaplanmaktan korkulan soru “Sırada Neresi Var ?” oldu.

Devlet Meteoroloji Genel Müdürlüğü günler öncesinden şiddetli yağış uyarısı yaptı. Yetkililer “Sel olabilir, aman dikkatli olun” dedi, ama kimse nasıl dikkatli olunacağını söylemedi. Sel felaketi megakent İstanbul’un ne kadar plansız ve çarpık yapılaştığını, büyük kentlerin felaketlere ne kadar hazırlıksız olduğunu bir kez daha gösterdi.

TEMA Vakfı’nın 17 Kuruluş Yıldönümü’nde yaşanan sel felaketi ile ilgili açıklama yapan TEMA Vakfı Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Doğan, “Bu mutlu kuruluş günümüzde, mutluluğumuzu paylaşamadık. Zira insanlarımızı yutan, ekonomimize darbe vuran sel, sadece bu felaketin yaşandığı bölgelerin değil tüm ’nin sorunudur, birkaç saat içinde yağacak yağmur yarın ya da bir sonraki gün bir başka yerde daha büyük zararlara da yol açabilir, çünkü ülkemizin “Sel Risk Haritası ve Sel Eylem Planı yoktur” dedi. Selden zarar görebilecek alanların önceden bilinmesi halinde yerel yönetimlerin bu bölgelerdeki yapılaşmayı kontrol altına alabileceğini ve insanları afet yaşanmadan bölgeden tahliye edebileceğini ifade eden Prof. Dr. Orhan Doğan, “Ülkemizin Sel Risk Haritası ve Sel Eylem Planı acilen hazırlanmalıdır. Köyden kente göçün kentler üzerinde oluşturduğu baskının da tetiklemesi ile dere yatakları, ormanlar, ovalar, çayır ve mera alanları, tarım alanları, kıyılar, hatta kurutularak sulak alanlar yapılaşmaya açılmaktadır. Yaşanan ilk olağanüstü durumda doğa kendisine ait olanı geri almaktadır” dedi.
Sel felaketlerinin önüne geçilmesi için;
• Ormansızlaşma ve bitki örtüsünün tahribine son verilmeli,
• Sel ve heyelan tehlikesi bulunan alanlar ağaçlandırılmalı, bitki örtüsü korunmalı ve arttırılmalı,
• Başta İmar olmak üzere, Yeraltı Suları ve Kıyı Koruma yasaları yeniden düzenlenmeli.
• Soruna yaşanmadan önce önlem alabilmek için, Sel başta olmak üzere Afet Eylem Planları hazırlanmalı,
• Sorunun yaşandığı bölgelere ait sel ve erozyon haritaları çıkarılmalı,
• Tespiti yapılan bölgelerin imar planları felaketlere göre yeniden düzenlenmeli
• İmar aflarına son vermeli,
• Dere yatakları imara açılmamalı, kaçak yapılaşmaya göz yumulmamalı
• Yol güzergahları dere yatakları içinde yer almamalı,
• Yol yapımlarında (özellikle Karadeniz bölgesinde) kıyılara ve eğimli arazilere müdahalede dikkatli olunmalı, önlem alınmalı,
• Yerleşim yerleri, yol güzergah seçimleri ve arazi kullanım planlamasında bilimsel çalışmalar göz önüne alınmalı, zemin etüdleri yapılmalı
• Yanlış tarım uygulamalarından ve arazi kullanımlarından vazgeçilmelidir. 
• Bölgesel ve ülkesel ölçekte arazi kullanımı planlaması yapılmalıdır.

Sayfa Yükleniyor...