Son 100 yılın yol manzaraları NTV Tarih'te

Türkiye’nin en büyük şehri, artan trafik sorunu ile boğuşadursun, NTV Tarih İstanbul’un geçmişinde bir yolculuğa çıktı; son 100 yılda şehirde yolların, arabaların ve insanların nasıl değiştiğini araştırdı.

Son 100 yılın yol manzaraları NTV Tarih'te

Bugünlerde İstanbul yaman bir imtihan veriyor. Mevsim normallerinin üzerindeki ısı yetmiyormuş gibi, bir de Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün bakıma alınmasıyla oluşan muazzam trafik sıkışıklığı, İstanbulluları perişan ediyor. Eski asfaltın sökülmesi birkaç gün sürüyor; ziftleme, yenisinin dökülmesi derken trafik akışı yolun ancak tek şeridinden damla damla sağlanabiliyor.

Binlerce yıllık geçmişe sahip olan İstanbul, yakın tarihlere kadar trafik çilesi nedir bilmezdi. Gerçi yolları dar ve çapraşık, mahalleleri inişli yokuşluydu ama şehrin halkı bir şekilde gideceği yere varmayı, akşamları da evine dönmeyi bilirdi. İstanbul 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar yürüyen bir şehirdi. 19. yüzyılda sıradan ahalisi yürüyen, devlet ricali ise gideceği yere atla gidip gelen İstanbul, faytonlarla o yüzyılın sonunda tanışmıştı.

1871’de ilk atlı tramvay Azapkapı-Ortaköy hattında yolcu taşımaya başladı. Bunu, Balkan Harbi’nden dolayı bir sene gecikmeyle ancak 1914’te hizmete giren elektrikli tramvay izledi.

1. Dünya Savaşı büyük bir yıkımla sonlandı, yokluğun ve hastalıkların kol gezdiği İstanbul’da otomobilli kimseler parmakla gösterilirken, harp kısıntılarından dolayı tramvaylar doğru dürüst çalışamaz olmuş, Tünel kayışı yenilenmediği, yani ithal edilemediği için günde 1-2 saat işletilmeye başlanmıştı.

Son 100 yılın yol manzaraları NTV Tarih'te - 1 Eminönü 1970'ler...

İstanbul, doğruyu söylemek gerekirse Cumhuriyet ilân edildiğinde gerçi işgal güçleri tarafından tahrip edilmemiş, bir-iki kaza dışında bombalanmamıştı ama, harap olmuş, bakımsız kalmıştı.

Genç yönetim imâr ve bayındırlık hamlesini başlattı, vali ve belediye reisi Lütfi Kırdar kısıtlı bütçeyle bazı yollar açtı, var olan bazı caddeleri yeniledi, ağaçlandırdı. Ardından göreve gelen Fahrettin Kerim Gökay ise özellikle Menderes döneminde İstanbul’a sayısız cadde ve sokak kazandırdı.

Ancak yapılan yollar İstanbul’a, o hızla büyüyen, büyümesi yerel yönetimlerce kontrol edilemeyen hatta dahası algılanamayan bu devasa şehre kısa süre sonra yetmez oldu. Bunun yanı sıra İstanbul’un tarihî dokusunu oluşturan onlarca eser, bir daha geri gelemeyecek şekilde yok edildi. Trafik keşmekeşi, plansız büyüyen şehrin doğal sonuçlarından sadece biri.

17 milyonluk bu devasa yerleşim bölgesine şehircilik merkezli bakarak “kent” demek yanlış; burası çarpık yapılaşması, eksik metrosu, bir türlü düzenlenemeyen toplu taşıma sistemi, her geçen gün bozulan tarihî silueti, yeşil alan eksikliği ile aşırı derecede şişmiş obez bir kasaba. Halbuki İstanbul’un çok da eskiye gitmeyen, bugün fotoğraflarda, anılarda ve bir dönemin Yeşilçam filmlerinde kalan görüntüleri, adeta bugünkü fotoşop teknolojisiyle üretilmiş duygusu veriyor.

İnsanlar eskiden bir yerden bir yere nasıl giderdi? Toplu taşımacılık nasıl başladı? Yollarda “trafik” olur muydu? İstanbullular eskiden de trafikten şikayet eder miydi? Geçen ay kentte en çok sözü edilen konulardan biri olan İstanbul trafiğinin yakın geçmişi...

'nin en büyük şehri, artan trafik sorunu ile boğuşadursun, NTV Tarih kentin geçmişinde bir yolculuğa çıktı; son 100 yılda şehrin yollarının, arabaların, insanların nasıl değiştiğini araştırdı. İstanbul’da kara ulaşımının fotoğraflarla portresi NTV Tarih Ağustos sayında...

Sayfa Yükleniyor...