AK Parti Sözcüsü Çelik'ten Macron'a 'kırmızı çizgi' yanıtı

Ömer Çelik AK Parti MYK'nın ardından basın toplantısı düzenledi. 

Giresun'daki sel felaketine ilişkin konuşan AK Parti Sözcüsü Çelik, ''Belediyelere altyapı için 25 milyon TL hibe edildi'' dedi. 

Sözcü Çelik'in konuşmasından öne çıkanlar:

''Giresun halkına ekonomik destek sağlanmıştır. Sel felaketine maruz kalan vatandaşlarımıza 50 bin liraya kadar destek verilecek. KOBİ’ler için 100 bin liraya kadar faizsiz kredi verilecek''

30 AĞUSTOS KUTLAMALARI

Milli bayramlar üzerinde yarış oluşturmaya çalışanlar malesef milli benlikten uzak insanlar. Milletin gözüyle tarihimize bakanlar, Malazgirt ile 30 Ağustos arasında çelişki ya da birbirine alternatif iki mesaj görmez. Milli bayramlarımız arasında bir yarış oluşturmaya çalışanlar, tarihimize bütünsel bir şekilde bakmaktan uzaklar, hem de tarihi kazanımlarımızı, milletimizin tarih içindeki büyük yürüşünün gün dönümlerini maalesef bir travmaya dönüştürme şeklindeki siyasetlerine devam ediyorlar.

Milletin tarihi, pastanın dilimleri gibi bölünecek, isteyenin istediği dilimi alabileceği bir yapı değildir, buna bir bütün olarak bakmak lazım. Kendi zevkinize göre tarihin bir kısmını büyütüp diğer kısımını küçültemezsiniz, bir kısmını var edip diğer kısmını yok edemezsiniz.

DOĞU AKDENİZ

Yunanistan bugün için Doğu Akdeniz'de bir korsan devlettir, boyunu aşan işlere kalkışıyor. Çalışmaları kıta sahanlığımız içerisinde deniz yetki alanlarımızda yürütüyoruz, Yunanistan'ı ilgilendiren hiçbir konu yok.

Macron, kendi sahamızda, Mavi Vatan'ımızda kırmızı çizgi ilan ediyorsa, biz o kırmızı çizgiyi Macron'a aynen iade ederiz. Fransızların oraya Rafale uçaklarını getirerek ya da Güney Kıbrıs'la tatbikat yaparak elde edeceği hiçbir şey yok. Bütün bu diplomasinin sonucu Yunan hükümetinin ağır yenilgisiyle sonuçlanacaktır

Yunanistan güvenilir bir muhatap arıyorsa, Türkiye'den daha güvenilir bir muhatap yoktur. Mavi Vatan konusunda şaka kaldırmayacağımızı veya sonradan özür dilenecek bir eylemin özrünü kabul etmeyeceğimizi şimdiden ifade ediyoruz.

(Milletvekili Barış Atay Mengüllüoğlu'nun darbedilmesi) Birisi saygısız üslupla İçişleri Bakanına saldıracak ama İçişleri Bakanımız kişilik haklarını koruduğu için 'saldırıyı kışkırtıyor' olacak, böyle saçma sapan bir denklem kurulabilir mi?