Sulak alanlar korunuyor mu?

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 'nden sulak alanların önemi ile ilgili açıklama geldi.

Sulak alanlar korunuyor mu?

Biyolojik çeşitliliğin yüksek olduğu başta su kuşları olmak üzere çok zengin, karakteristik bitki ve hayvan topluluklarının yaşama imkanı bulduğu sulak alanlar, uygulanan projelerle yeniden hayat bulmaya başladı.

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Ahmet Özyanık, 'nin konumu ve barındırdığı ekolojik zenginlik itibarıyla sulak alanlar bakımından bulunduğu coğrafyanın en önemli ülkelerinden birisi olduğunu söyledi.

Sulak alanların sahip oldukları biyolojik çeşitlilik nedeniyle dünyanın tabii zenginlik müzeleri olarak kabul edildiklerini belirten Özyanık, ayrıca sulak alanların doğal işlevleri ve ekonomik değerleriyle de yeryüzünün en önemli ekosistemlerinden olduğunu vurguladı.

Türkiye'de 300'den fazla sulak alan bulunduğunu, bunlardan Ramsar Sözleşmesi kriterlerine uyan 135'inin uluslararası öneme sahip olduğuna işaret eden Özyanık, kaynakların ve değerlerin farkında olarak sürdürülebilir ve akılcı kullanım ilkeleri çerçevesinde bu alanları korumak için çalışmalar sürdürdüklerini dile getirdi.

Özyanık, Kuş Cennetleri Projesi'nin bu çalışmalardan birisi olduğunu ifade ederek, ''2005 yılında başladığımız projeyle nadide sulak alanlarımızın halka kazandırılması, alanlarda koruma şuurunun geliştirilmesi, bilimsel çalışmalara destek olunması, istihdamın arttırılması, eko turizmin geliştirilerek ülke ekonomisine fayda sağlanması hedeflenmektedir'' dedi.

İçerisinde ak pelikan, tepeli pelikan, küçük karabatak, leylek, kaşıkçı, alaca, yalı çapkını, flamingo, dikkuyruk ördek, turna ve kara leylek gibi pek çok özel türün yaşadığı kuş cennetlerinin, ülkenin ayrıcalıklı biyolojik zenginliği açısından büyük bir öneme sahip olduğunu kaydeden Özyanık, bugüne kadar 13 sulak alanda Kuş Cenneti Projesi'nin hayata geçirildiğini anlattı.

Özyanık, bunların Balıkesir'de Manyas, Bolu'da Yeniçağa Gölü, Adıyaman'da Gölbaşı Gölleri, Bursa'da Uluabat Gölü, Konya'da Kozanlı, Sivas'ta Tödürge Gölü, Osmaniye'de Kirmitli, Muğla'da Dalyan Gölü ve Tuzla Gölü, İzmir'de Gediz Deltası, Burdur'da Burdur Gölü, Tokat'ta Kaz Gölü ve Samsun'da Kızılırmak Deltası kuş cennetleri olduğunu aktardı.

Manyas Kuş Cenneti Milli Parkı'nın 2004 yılında Avrupa Birliği tarafından ''A Sınıfı Kuş Cenneti Diploması''na layık görüldüğünü anımsatan Özyanık, 2012'de de sulak alan ve kuşlar bakımından önemli olan Afyonkarahisar Karakuyu Sazlıkları, Eğirdir Gölü, Kars Kuyucuk Gölü, Osmaniye Kastabala Vadisi, Ardahan Putka ve Çıldır Gölü'nde Kuş Cenneti Projesi çerçevesinde çalışmalar başlatıldığını söyledi.

Özyanık, yaklaşık 460 kuş türünün bulunduğu Türkiye'deki sulak alanların, özellikle göçmen türler için hayati öneme sahip olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:

''Kuşların göçleri sırasındaki bu uzun yolculuklarını güven içerisinde yapabilmeleri için Türkiye'deki sulak alanların varlığı diğer ülkelere göre daha fazla önem taşımaktadır.

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, ülkemizde yaşayan ve ülkemizdeki kuş göç yollarını kullanan kuşlar için sulak alanların sürdürülebilir kullanımı ve sulak alanlarla beraber kuş türlerinin de geleceğe taşınması hususunda Kuş Cenneti Projeleri ile başarılı çalışmalara imza atmaya devam edecektir.''

Sayfa Yükleniyor...