'Taş atan çocuklar' çocuk mahkemesine

Açıklama Bakanlar Kurulu sonrası Cemil Çiçek'ten geldi. Çiçek, terör suçlarıyla ilgisi olan 18 yaşından küçük çocukların çocuk mahkemelerinde yargılanmalarını öngören düzenlemelerin karara bağlandığını söyledi.

'Taş atan çocuklar' çocuk mahkemesine

Hükümet Sözcüsü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, terör suçlarıyla ilgisi olan 18 yaşından küçük çocukların çocuk mahkemelerinde yargılanmalarını ve çocuklar lehine alternatif ceza tedbirleri öngören düzenlemelerin Bakanlar Kurulu'nda karara bağlandığını bildirdi.

Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Adalet Bakanlığı'nın AB müzakere süreciyle ilgili hazırladığı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun tasarısının 'demokratik açılım' konusunu da kapsadığını belirtti.

Kanun tasarısı hakkında bilgi veren Çiçek, tasarının terör suçlarıyla ilgisi olan ve yargılanan çocukların durumlarıyla ilgili düzenleme getirdiğini söyledi. Çiçek, bu düzenlemelerin gerçekleşmesi halinde 18 yaşından küçük çocukların bu tip davalarının çocuk mahkemelerinde görüleceğini bildirdi. Bunlarla ilgili alternatif cezai tedbirlere gitme imkanı da olacağını anlatan Çiçek, Ceza İnfaz Kanunu'ndaki cezaların ertelenmesi, denetimli serbestlik gibi çocukların lehine önemli düzenlemelerin Bakanlar Kurulu'nda karara bağlandığını kaydetti.

İNSAN KAÇAKÇILIĞI TEŞEBBÜSÜNE CEZA AĞIRLAŞACAK
İnsan kaçakçılığıyla ilgili trajik bir durumun söz konusu olduğunu ifade eden Çiçek, ''Bir kısım insanlar geçim derdiyle maceraya atılıyor. Bundan rant elde etmek isteyen çevreler var. Yürürlükteki mevzuat açısından daha caydırıcı tedbirler getiriyoruz'' dedi.

Çiçek, bu suçların teşebbüs halinde kalmasının suçun işlenmiş olmasıyla eş değer hale getirileceğini bildirdi.

AİHM'İN KARARLARI
Uyum yasaları kapsamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin aleyhinde aldığı kararlar üzerine yeniden yargılanmalar yapıldığını anımsatan Çiçek, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 'yargılamanın yenilenmesini' öngören 311. maddesinin 2. fıkrasında istisnai hüküm bulunduğunu, ancak bu hüküm yönünden Türkiye aleyhine verilmiş kararlar olduğunu söyledi. Çiçek, ''Bunların da yeniden yargılanmasına imkan veren hukuki düzenleme getiriliyor. Böylece insan hakları açısından mahkeme kararlarının süratle yerine getirilebilmesi için böyle bir düzenleme yürürlüğe girmiş olacak'' diye konuştu.

''DÜZENLEME TERÖRİST BAŞINI KAPSIYOR MU?''
Çiçek, ''(311. maddede istisnai hüküm var) dediniz. Bunu biraz açabilir misiniz? Adalet Bakanlığı'nın taslağı imzalanıp tamamlandı mı, gönderildi mi?'' soruları üzerine şunları söyledi:

''İmzalar tamamlanacak. Burada olmayan arkadaşlarımız var. Bununla söylemek istediğimiz şey şu; o istisnai hüküm bizden evvelki hükümet döneminde de eski Ceza Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda vardı. Belli dönemler içerisinde yapılan müracaatlar yargılanmaların yeniden yargılanma kapsamı dışında tutulması ile ilgili bir istisna hükmüydü o. O hükmün icabına artık gerek kalmamıştır, kalkması gerekmektedir. Onun için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde karar alınan kişilerin yeniden yargılanması noktasında adil yargılanma ilkesine riayet edilmediği için yeniden yargılanmaya zaruret duyulan hususlarda bu işlemin nasıl yapılacağı zaten 311'de var. İkinci fıkrası bunun istisnasıydı. O istisna yeni bir şekle girmiş olacak. Artık bundan sonra istisna kalkmış oluyor. Bu makas içinde olan davaların da görülmesine imkan olacaktır.''

Cemil Çiçek, ''311. maddenin ikinci fıkrasındaki istisnanın kaldırılmasının terörist başı Öcalan'ın yeniden yargılanma yolunun açıp açmayacağının sorulması üzerine ''208 tane bu konu ile ilgili dosya var. Hiç kimse öküz altında buzağı aramasın. Bunu kesin net olarak ifade ediyorum; (terörist başı Öcalan'ın) yargılanması kesinlikle gündemden çıkmıştır. Bunun Abdullah Öcalan'la kesin alakası yok. O dava 1-1.5 sene evvel zaten Türkiye'nin de AİHM'in de gündeminden düşmüştür'' dedi.

''AB HUKUK BAŞKANLIĞI''
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın AB üyelik süreciyle ilgili Bakanlar Kurulu'na bilgi sunduğunu belirten Çiçek, konuyla ilgili 'Hukuk Başkanlığı' kurulduğunu, bunu önemsediklerini söyledi.

AB'de de önemli hukuki değişimler yaşandığını, Türklerin AİHM'de vize gibi konulara ilişkin kararlar aldırdığını natırlatan Çiçek, AB Hukuk Başkanlığı'nın bütün gelişmeleri yakından takip edip ilgili kurumlara danışmanlık yapacağını kaydetti.

Bakanlar Kurulu'nda iç ve dış gelişmelerin de ele alındığını belirten Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyareti ve bazı bakanların yurt içi ve yurt dışı seyahatlerinin de değerlendirildiğini aktardı.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çiçek, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi konusundaki bir soruyu, ''Bir Anayasa değişikliği söz konusu olduğunda onunla ilgili uyum yasasının çıkması gerekir, ister Cumhurbaşkanı, ister başka bir konuda.

Cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceği belli Anayasa hükmü gereği. Bununla ilgili usul ve esasların da 102 maddenin son fıkrasında kanunla düzenleneceği ifade ediliyor. Böylece, demek ki o ilke çerçevesinde bu seçimlerde riayet edilmesi gereken usuller, süreler, aday belirleme, adaylara itiraz, adaylarda eksilme olması halinde neyin, nasıl yapılacağı, seçimlerin ilanı, devir, teslim ile ilgili bir seri düzenleme bu kanunla yapılmış. Dolayısıyla Adalet Bakanlığı bu manada 26 maddeden oluşan bir uyum yasası taslağını Bakanlar Kurulu'na getirmiş oldu. Zaten bu, Anayasa hükmünün de gereğidir'' şeklinde yanıtladı.

Hükümet Sözcüsü Çiçek, ''Cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili uyum yasası, görev süresi ile ilgili de bir netleştirme içeriyor mu?'' sorusuna, ''Cumhurbaşkanının görev süresi zaten Anayasa değişikliğinde belli. Anayasa hükmü haline geldi. 5 yılda bir yapılacaktır. Dolayısıyla cumhurbaşkanları 5 yılda bir, ikinci defa seçilmesine imkan veren bir düzenlemeyle halk tarafından seçilecektir. Halk tarafından seçilirken hangi usullerle seçilecek? Bunların kanunla belirlenmesi gerekiyor'' karşılığını verdi.

DTP'LİLERİN ZORLA GETİRİLMESİ
Çiçek, ''DTP'li bazı milletvekillerinin zorla mahkemeye getirilmesi kararının demokratikleşme sürecini etkileyip etkilemeyeceği'' sorusunu yanıtlarken, ''Bu bir yargısal işlemdir. Şimdi burada yürütme olarak görev yapıyoruz ve Hükümet'in aldığı kararları açıklıyoruz. Mahkemelerin ne tip bir işlem yaptığını biz bilmeyiz. Mahkemeler de bir kararı alırken hiçbir makama sormadan hukuka, dosyaya ve bugüne kadarki uygulamalara riayet ederek düzenlemeler yaparlar. Dolayısıyla mahkemelerin aldığı karar yürütme organının dışındadır, bizim dışımızdadır, bir yargısal işlemdir. Bunun yorumunun şu veya bu şekilde yapılması bize düşmez'' dedi.

Sayfa Yükleniyor...