Telli turnalara göz kulak olacaklar

Anadolu’da uğur, bereket, refah ve bolluğun simgesi olan turnalar nasıl korunur?

Telli turnalara göz kulak olacaklar

Turnalar, ülkemizde sayıları hızla azalan kuş türleri arasında. "Ulusal Turna Eylem Planı Projesi" ile turnaların nasıl korunabileceği araştırılacak...

Turnalar, toplum tarafından iyi tanınan, sevilen, pek çok yöremizde kutsal sayılacak düzeyde değer verilen kuşlar. Halk türkülerinde gurbetteki sevgiliye selam götüren bir dost olarak anılan turna, Anadolu’da uğur, bereket, refah ve bolluğun simgesi olarak kabul edilir. Uğur getirmesi için gelinlerin başına turna teli (tüyü) takılır. Turnaların, konduğu tarlaya bereket getirdiğine inanılır.

“Ulusal Turna Eylem Planı Projesi” Doğa Araştırmaları Derneği yürütücülüğünde, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ortaklığı ve GEF-SGP finansman desteği ile Turnaların ülkemizdeki nüfusunun ve yaşam alanlarının korunması için yönetim araçları ve koşullarının geliştirilmesi hedeflenmekte.

2012 yılı yaz aylarında Turna ve Telli Turna'nın günümüze kadar görülmüş olduğu alanlarda gerçekleştirilen arazi çalışmaları sırasında türler üzerindeki tehditlerin ve çözümlerin daha iyi bir şekilde anlaşılabilmesi için yerel halkla da anket çalışmaları gerçekleştirildi. Buna göre Turnaların Anadolu'da gerçekten iyi tanınan ve kutsal sayılan bir tür olduğu bilgisi pekişmiş oldu.

Ulusal Turna Eylem Planı'nın tüm taraflarca benimsenmesi ve sorumluluk üstlenmelerini sağlamak için planlama sürecine ilgili tüm tarafların aktif katılımı sağlanarak turna ulusal eylem planı hazırlanacak.

Yapılan arazi çalışmaları neticesinde bu iki türün 'deki durumlarının kötüye gitmekte olduğu gözlendi. 1998 yılında ülkemizde üreyen nüfusun 190-270 çift olduğu tahmin edildi. Ancak zaman içerisinde üreme alanları ciddi tahribatlara uğradığından sayının günümüzde çok daha düşük olduğu düşünülmekte. Proje kapsamında yapılan arazi çalışmaları da bunu doğruladı.

Ülkemizde türü tehdit eden problemlerin başında yaşam alanlarının kaybı (Sulak alanların kurutulması, ıslak çayırların tarım alanlarına dönüştürülmesi) ve kalitesinin bozulması (doğal su rejiminin bozulması, aşırı otlatma), kırsal insan faaliyetlerinin yuva ve yavrulara doğrudan etkileri ile tarım ilacı veya diğer kimyasallarla zehirlenme gelmekte. Az da olsa avcılık ve enerji nakil hatlarına çarpma tehdit olarak düşünülmekte.

Sayfa Yükleniyor...