Terkoğlu: O yemek kamu vicdanını yaralar

“Ergenekon" soruşturmasını yürüten savcı ve hakimlerin, polis müdürleriyle birlikte yediği yemeğin fotoğrafını yayımlayan Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu, bu durumun kamu vicdanını yaralayacağını söyledi.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında tutuklu bulunan ancak soruşturma ve davasına bakan hakim ve savcılarının fotoğraflarını yayımlama konusunda açılan davada tutuksuz yargılanan Barış Terkoğlu ile Güray Tekin Öz katıldı.

Duruşmada, iftar yemeğine katıldığı için yapılan reddi hakim talepleri üzerine Vedat Yılmaz Abdurrahmanoğlu'nun yerine de mahkeme heyetine Mehmet Karababa başkanlık yaptı.

Savunmasını yapan Güray Tekin Öz, fotoğraflar ve haberin Odatv'de yayımlanmasının ardından, haber değeri taşıdığı için Cumhuriyet gazetesinde yer verdiklerini ifade ederek, hedef göstermek gibi bir kasıtlarının olmadığını söyledi.

Barış Terkoğlu da ''Ergenekon'' davası başlamadan önce verilen bu yemeğe ilişkin fotoğrafları haber değeri olduğu için yayımladıklarını, tüm demokratik ülkelerde de bunun haber değeri bulunduğunu ifade ederek, ''Ergenekon'' davasının uzun zamandan beri kamuoyunun gündemini meşgul ettiğini, kendisinin de soruşturma kapsamında tutuklandığını söyledi.

Hakim ve savcıların polislerle birlikte yemekte bir arada bulunmasının önemli olduğunu belirten Terkoğlu, haber metninde küçük düşürücü, hakaret içeren, hedef gösteren tek bir satır olmadığını kaydetti.

Terkoğlu, iftar yemeğinin gizli saklı olmadığını, Boğaz gezintisinin ardından kamuya açık bir ortamda yemek yendiğini dile getirerek, fotoğrafların istihbarat dairesince çekildiğini, gizli çekimlerin yayımlanmadığını, bunları haber yapan gazetecilerin tüm demokratik ülkelerde takdir edileceğini söyledi.

Gazeteciler Cemiyetinin de bu haberden dolayı Odatv'ye ''Övgüye değer haber ödülü'' verdiğini belirten Terkoğlu, basın yoluyla yaptığı haberden dolayı terör yasalarından yargılandığına dikkat çekti.

TERKOĞLU: KAMU VİCDANINI YARALAR
Terkoğlu, haber yorumlarından kendisinin sorumlu olmadığını da ifade ederek, hakim ve savcıların katıldığı bu yemeğin kamu vicdanını rahatsız edeceğini öne sürdü.

Polislerle savcıların yakın ilişki içinde olduğuna bizzat tanık olduğunu ileri süren Terkoğlu, ''Hakim, savcı, polis birbirinden ayrılmazsa, kimi zaman polis savcıyı durdurmazsa, hakim, savcının yaptıklarını frenlemezse, savcının her tutuklama talebine noterlik mekanizması gibi olumlu yanıt verirse, bunlar kamu vicdanını yaralar'' dedi.

‘HAKİM, SAVCI VE POLİS BU KADAR YAKIN OLAMAZ’
Savcıların gizlilik kararı olmasına rağmen, hatta şüpheliye sorulmadan bir gün önce soruları bazı basın kuruluşlarına verdiğini savunan Terkoğlu, ''Haberimizin kamu vicdanında eleştiri konusu olabilecek bir yanı da budur. Hakim, savcı, polisler bu kadar yakın ilişki kurarsa, doğru görmediğim için haber yaptım'' diye konuştu.

Terkoğlu, tutuklanmasına neden olan soruşturmanın eksik olduğunu, bunu söyleyebilecek hakim ve savcıların yakın ilişki kurmaları nedeniyle bunu dile getiremeyeceklerini ifade ederek, kendisini tutuklayan hakimin bu mahkeme heyetinde de yer alan Mehmet Erdoğan olduğunu söyledi.

Bunun üzerine Mehmet Karababa, ''Tutuklanmanızı yargılama konusu yapmıyoruz'' diyerek savunmasına dönmesi, iddia konusu suçla ilgili savunma yapması konusunda uyarıda bulundu.

Terkoğlu'nun ''Savcılar, hangi konuda gazetecilerle ilgili tutuklama talep ederse bunun yerine getirildiğini gördük'' sözleri üzerine Karababa, ''Hakim ve savcılarla ilgili etik kurallarını sizden dinleyemeyiz'' diyerek karşılık verdi. Terkoğlu ise, herhangi bir ithamda bulunmadığını kaydetti.

Yemeğe katılan adliyedeki hakimlerin görev yaptığı adliyede yargılama yapılmasını doğru bulmadığını dile getiren Terkoğlu, yargılamanın hukuki olmadığını, haberin gazetecilik mesleğinin ürünü olduğunu kaydetti.

Terkoğlu'nun avukatı Hüseyin Ersöz de gazetecinin tarihe not düşen kişi olduğunu, müvekkilinin yargılanmasının tüm gazetecileri ilgilendirdiğini, bunun uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu öne sürdü.

‘UYUŞTURUCU AVUKATI’ TARTIŞMA YARATTI
Avukat Tugay Topbaş'ın ''Mahkeme, Ergenekon davasına giren avukatlarla yemek yiyebilir mi?'' sözlerine ise Karababa, avukat ve savcıların aynı konumda olmadığını, birinin paralı, diğerinin ise kamu adına mesleğini yaptığını ifade ederek, ''Biz hiçbir zaman uyuşturucu avukatıyla bir araya gelip yemek yemeyiz'' ded

Bunun üzerine salonda bulunan avukatlar, ''Mesleğimizle ilgili beyanda bulunmayın. Uyuşturucu avukatı diye bir tabir olamaz'' diye tepki gösterdiler.

Topbaş da bir hakimin davaya giren avukatlarla yemek yemesi ne kadar garipse, kolluk kuvveti ve savcılarla da yemek yemesinin o kadar garip olduğunu söyledi.

Mahkeme heyeti, esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyanın savcıya gönderilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.

ADLİYE ÖNÜNDE EYLEM
Bu arada, duruşmayı izleyen Gazetecilere Özgürlük Platformu üyeleri de adliye binasının önünde basın açıklaması yaptı.

Platformun dönem sözcüsü Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi, yasalarda mutlaka değişiklik yapılması gerektiğini, gazetecilerle ilgili olarak terör örgütü propagandası, terör örgütü üyeliği suçlamasını kabul etmediklerini söyledi.

Takip ettikleri davaların, adli olaylar, cinsel taciz davaları olmadığını, gazetecilere, hırsızlık ya da cinayet suçlaması yapılmadığını dile getiren İpekçi, ''Ama örgüt propagandası yapma, kamu görevlilerini hedef gösterme, terör örgütü üyeliği ile kolaylıkla suçlanan gazeteci hakkındaki tüm delilleri, gazetecilik faaliyeti oluşturuyor. Gazetecinin, haber kaynağı ile yaptığı telefon görüşmeleri, haber kaynağından aldığı belge ve bilgiler kanıt olarak elde bulundurulursa, cezaevine girdiğinde basın mensubu olarak görülmemesini kabul etmemiz mümkün değil'' dedi.

Barış Terkoğlu'nun eşi Özge Terkoğlu da haksız bir süreç yaşandığını belirterek, ''Kendimden çok ülkem için üzülüyorum. Her vatandaşı duyarlı olmaya çağırıyorum yaşadıklarımızı kimsenin yaşamasını istemem'' diye konuştu.

ÜÇ YILA KADAR HAPİS İSTEMİ

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali tarafından hazırlanan iddianamede, sanıkların ''Terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin hüviyetlerini açıklayarak hedef göstermek'' suçundan 1'er yıldan 3'er yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

Sayfa Yükleniyor...