Türbanda uzlaşma yok

Türban konusunda ziyaretlerine başlayan AK Parti Grup Başkanvekillerinin ilk durağı CHP oldu. CHP'liler "AK Parti samimiyetsiz" dediler.

Türbanda uzlaşma yok

AK Parti Grup Başkanvekilleri Bekir Bozdağ, Ayşenur Bahçekapılı, Suat Kılıç, Nurettin Canikli ve Mustafa Elitaş türban konusunda ilk olarak CHP Grubunu ziyaret etti.


AK Parti Grup Başkanvekilleri, CHP Grup Başkanvekilleri Kemal Anadol, Muharrem İnce ve Akif Hamzaçebi ile görüştü.

Görüşmenin ardından açıklamayı yapan CHP Grup Kemal Anadol, özetle şunları söyledi:

“AK Parti Grup Başkanvekilleri parlamento da çözülmesi, konusunda teklifte bulundular. Komisyon kurulması önerildi.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a söylediklerini tekrar ettik.

Türbanın ilköğretime, ortaöğretime, kamusal alana girmesine karşıyız. AK Parti'ye bunu sorduğumuzda 'sadece üniversiteye münhasır olacak' gibi kesin ifade söyleyemediler.

AK Parti bu konuda samimi değil, yıllardır şikayet ettiği YÖK eline geçtikten sonra bu şikayetleri unuttu. YÖK kaldırılmalıdır ve üniversiteler özerk olmalıdır.

Türban üniversitelerde öğretim özgürlüğü kapsamında önerilebilir, tartışılabilir, düzenlenebilir. CHP'nin bu konuda olumsuz bir tavrı yok. Ama tek başına değil. YÖK, dokunulmazlıklar ve seçim barajının düşürülmesiyle ilgili bir paketin içinde parlamentoda grubu bulunan partilerde müzakere edilebilir, çözülebilir ama bir tanesini ele almak onu çözmeme iradesini ifade ediyor.

Herkes AK Parti'nin, gizli bir gündemi olduğunu söylüyor, kamuoyunda yaygın bu. Bizde de egemendi. Bugün test ettik bunu. Dedik ki; 'üniversitedeki türban sorunu çözülsün, bunun için geldiniz, konuşuyoruz, olumsuz bir irade beyan etmiyoruz. Bize şunu söyleyin, bitecek mi? İlköğretime, ortaöğretime, devlet dairelerine, kamu alanlarına, hizmet verenlere gelecek mi gelmeyecek mi?' Hayır diyemediler. 'Belli olmaz, 10 yıl sonra ne olur bilinmez, millet çözer' gibi, siyaseten hiçbir geçerliliği olmayan, tam tersine asıl niyeti gizleyen, bir gizli gündemin bulunduğunu ortaya koyan bir davranış içine girdiler. Olmayacak, asla, sadece üniversiteye münhasır olacak gibi kesin ifade söyleyemediler. Aksine kaçak güreşerek, gizli gündemlerini zımni olarak ifade etmiş oldular.

Bu sorunun, üniversitelerde öğretim özgürlüğü kapsamında çözümlenmesine karşı değiliz ama ilköğretime, ortaöğretime, kamusal alana, hizmet verenlere, devlet dairelerine, mahkemelere, hastanelere girmesine karşıyız. 'yi karartma operasyonuna ortak olamayız, tam tersine izin vermeyiz, karşı çıkarız. Bu karartma operasyonunun bir parçası, başlangıcı olarak bu konunun AK Parti tarafından ele alındığını, düğmeye basıldığını tespit etmiş oluyoruz.

Bu şartlarda komisyona üye vermeyeceğiz. Sadece bunun tartışılması, bunun için komisyon kurulması, bunu önkoşula bağlamama koşuluyla diye üstüne bastılar. Anlaşmamız mümkün olmadı. Komisyona üye  vermediğimiz gibi, bu gizli gündemi bir daha saptadık. Bu üniversitedeki türban olayının bir bütünün parçası, başlangıcı olduğunu saptadık. Türkiye'yi karartma operasyonunun bir parçası, bir gereksinimi çözme, kızların eğitim özgürlüğünü sağlama değil.

Başbakan Erdoğan'ın kamusal alanı yeniden tanımlama önerisi bir kaytarma yöntemi. Kamusal alanın tarifine ihtiyaç yok, bu belli. Bunu tartışmaya açmak demek, kamusal alanı türbana açmak demektir. Çankaya Köşkü de kamusal alandır. Türbanın hastanelere, mahkemelere, girmesine karşıyız.

YÖK’ün bugün yayınladığı sınavlara türbanla girmeyi sağlayan genelgesi anayasaya aykırıdır."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin geçen hafta sonu Kızılcahamam'da yaptığı toplantıda, bu sorunun çözümü konusunda muhalefet partileriyle görüşmesi için grup başkanvekillerine talimat vereceğini söylemişti.

Sayfa Yükleniyor...