Türenç'in "Tarık Akan'a sansür" başlıklı yazısı

Hürriyet Yazıişleri Müdürü Tufan Türenç'in bugünkü köşesinde yer alan ve gazetenin birinci sayfasından anons edilen "Tarık Akan'a sansür" başlıklı yazısı.

Yazının tam metni:

TARIK AKAN'A SANSÜR

Perşembe akşamı "Haydi Gel Bizimle Ol" programının bir konuğu da Tarık Akan’dı.

Ben o programı izleyemedim.

Cumartesi günkü Milliyet’te bu programla ilgili bir haber okudum.

Haberde, 12 Eylül 1980 askeri darbesinde gözaltına alınan, işkence gören ve yargılanan ünlü aktör Tarık Akan, Çiğdem Anad, Müjde Ar, Pınar Kür ve Aysun Kayacı’yla yaptığı söyleşide bir programda gençlerin ordu aleyhine konuştuğuna tanık olduğunu, buna çok üzüldüğünü söylüyor ve şöyle konuşuyor:

" Cumhuriyeti ordusu, bugün Türkiye’nin temellerini oluşturan, her şeye hákim olan, sahip çıkan bir kurumdur. En önemli gücümüzdür. Bunun aleyhine bir laf edemezsiniz. Ben ki, 80 döneminde 12 Eylül’de bilmem ne olmuş olmasına rağmen...

Şimdi o, bir kurumun içersinde o döneme ait olan bir yanlışlıktır. Ama bu ordunun tamamına hálá bugün 2009 yılında konuşuyorsanız, yanlıştır. O zaman bir yerlere hizmet ediyorsunuz demektir. Yapmayın bunu...

Ordumuza en köküne kadar sahip çıkmak zorundayız. Çünkü bugün

Atatürk’ ün atmış olduğu temellere sahip çıkacak tek kurumdur. Emperyalizm onu parçalayamadığı için ayaktayız hâlâ. Bunu açık ve net olarak söylüyorum."

* * *


Tarık Akan’ın çizgisini kırmayan, ilkelerinden ödün vermeyen, ülkesini, toplumunu seven, laik demokratik cumhuriyetten yana, Atatürk ilke ve devrimlerine yürekten bağlı bir sanatçı olduğunu bilirim.

Ama 12 Eylül’de bu kadar sıkıntı çekmiş olmasına rağmen söylediği bu sözler beni çok etkiledi.

Bu programın tamamını dinlemek istedim.

Onun için pazar günü programın tekrarını izlemek amacıyla öğle saatlerinden NTV’nin karşısına oturdum. Ama konuşmanın akışından anladığıma göre sıra tam o sözlere geldiği zaman birden program sonlandırıldı.

Tarık Akan’ın o sözleri de sansürlenmiş oldu.

Neden?

Hep yazıyorum. AKP Türkiye’yi bir korku toplumu haline getirdi.

Bu sözlerin hükümeti rahatsız edeceğinden çekinen yöneticiler canlı yayında engel olamadıkları konuşmanın bu bölümünü tekrarda makasladılar.

İnanıyorum ki, bunun yapılacağını bilseydi Tarık Akan’ın kafasını kesseniz o programa katılmazdı.

Topluma salınan korkuyla hızla AKP’nin istediği Türkiye’ye doğru yol alıyoruz.

Ama ne yaparlarsa yapsınlar, yürekli insanlar doğru bildiklerini söylemekten, yazmaktan, çizmekten çekinmeyecekler.

* * *

Önceki akşam bir yürekli insanı daha andık...

1980 yılında faşistler tarafından sokak ortasında 11 yaşındaki kızının gözleri önünde katledilen Ümit Kaftancıoğlu için yüreğimiz bir kez daha yandı.

11 Nisan sabahı onu tanımayan katiller aldıkları emri yerine getirmek için sinsice arkadan sokuldular. "Ümit Kaftancıoğlu sen misin?" iye sordular. "Evet benim" yanıtını alır almaz vücuduna tam 14 kurşun sıktılar.

Aradan 29 yıl geçmesine rağmen bu onurlu gazeteciyi, yoksul halkın içinden çıkıp onların yazarı olan bu düşün adamını unutmayan dostları Yunus Emre Kültür Merkezi’nin salonunu doldurmuşlardı.

Bu onurlu, yürekli insanı saygı ve sevgiyle andılar.

Neden katledilmişti Ümit Kaftancıoğlu?

Halkından yana olduğu, çizgisini kırmadığı, ilkelerinden ödün vermediği için...

Ülkesini sevdiği için...

"Ben Atatürk’ün kurtardığı toprakları çiğneyerek büyüdüm. Beni, yaşadığım inlerden, mağaralardan o kurtardı. Ona borcumu ödemeliyim" dediği için...

Sayfa Yükleniyor...