Türk: İfade vermeye gitmeyeceğiz

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, haklarındaki davayla ilgili duruşmanın 29 Eylül 2009 tarihine ertelendiğini bildirerek, ''İfade vermeye gitmeyeceğiz'' dedi.

Türk: İfade vermeye gitmeyeceğiz

Türk, partisinin grup toplantısından önce gazetecilerin, mahkemeye ifade vermeye gidip gitmeyeceklerine ilişkin sorularını cevaplandırdı.

DTP'li milletvekillerinin duruşmasının 29 Eylül 2009 tarihine ertelendiğini belirten Türk, ''Bugüne kadar devamlı seyahatte olduğumuz için zaten tebligat da ulaşmış değildi. Ancak süreç içerisinde durumu değerlendireceğiz, ona göre tavrımızı koyacağız. Biz zaten başından beri tavrımızı koyduk, dokunulmazlıklarımız var. Bu nedenle mahkemelere gitmeyeceğimizi ifade etmiştik'' diye konuştu.

Ahmet Türk, bir gazetecinin ''İskoçya Modelini'' destekleyip desteklemelerine ilişkin sorusuna, ''Bunu sizden duyuyorum. Esasında çözümü 'nin şartlarına göre tartışmamız gerekiyor. Zaman zaman örnekler veriyoruz. 'Bu örnekler birebir uygulanır' mantığına sahip değiliz. Ancak dünyadaki gelişmeleri, değişimleri, formülleri önümüze koyup tartışmamız gerekiyor'' karşılığını verdi.

Türk, bir başka soru üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan henüz görüşme talebi gelmediğini bildirdi.

Ahmet Türk partisinin Meclis grubunda yaptığı konuşmada ise ifade vermeye gitmeyeceklerini söyledi.

Türk, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, kendisinin ve partisindeki 5 milletvekilinin ifadelerinin alınmak istendiğini, günlerdir, ''DTP'liler ifade vermeye gidecek mi? 1994'teki görüntüler yeniden yaşanacak mı?'' tartışmalarının yapıldığını söyledi. Bir takım odakların böyle bir tabloyu görmek isteyebileceğini iddia eden Türk, ''Biz, bu oyuna gelmeyeceğiz. Bu senaryoya asla alet olmayacağız'' dedi.

Ahmet Türk, yargılandıkları davaların Anayasa'nın 14. maddesine girmediğini, isnat edilen suçlamaların tamamen düşünce özgürlüğüyle ilgili olduğunu savundu.

''Çok açık biçimde Anayasa'yı, hukuku zorlayarak bizleri yargılamak istiyorlar'' diyen Türk, şöyle devam eti: ''Burada aslında hukuki olmaktan öteye siyasi bir karar söz konusudur. Yerel mahkemeler, isnat edilen suçlamaları dokunulmazlık kapsamında görmüştür. Yargıtay, Adalet Bakanlığının istemi doğrultusunda, hukuku zorlayarak yargılanmamız yönünde bir karar vermiştir.

Geçen yıl Sayın Meclis Başkanı'yla yaptığımız görüşmede uyarılarda bulunduk, dokunulmazlıklarımıza rağmen bizleri yargılamaya çalışıyorlar önlem alınmazsa bu krize dönüşecektir' dedik. Dokunulmazlıklarımızın tespitiyle ilgili olarak mahkemelere yazı gönderilmesini önerdik. Ama maalesef bu konuda bir gelişme olmadı ve kriz bugün patladı. Bu krizin ve hukuksuzluğun ortağı olmamak için de ifade vermeyeceğiz.

Kaderin cilvesi midir bilinmez ama DTP milletvekillerinin yargılanması için yargı kararı aldıranlar, kısa bir süre sonra bu kez kendi partileri hakkındaki kapatma davasıyla karşı karşıya kalmıştır. Ve bu kez kendileri yargıyı siyasi karar almakla eleştirmiştir. Ne hazindir ki kendisi de yargı mağduru olan bir iktidar partisi, maruz kaldığı uygulamaların aynısını, muhaliflerine karşı devreye koymuştur. Zira Sayın Cumhurbaşkanı hakkında mahkemenin verdiği yargılama kararının önünü açan da yine Adalet Bakanlığı, Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı olmuştur."

KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ BAŞKA BAHARA ERTELENEMEZ
Türk, "Kürt sorununa yaklaşım, Türkiye'nin kaderini belirleyecektir. Çünkü ülkemizin değişim ve dönüşümünün önündeki en önemli engel Kürt sorununun çözümsüzlüğüdür. Eğer Kürt sorunu çözüm sürecine girmezse demokrasi dışı güçler ülkeyi yeniden esir alacaktır. Susurluk'un, Ergenekon'un beslendiği nokta, Kürt sorununun çözümsüzlüğüdür" dedi.

Kürt sorununun, demokratik, sivil yöntemlerle çözülebileceğini belirten Türk, bu çözümün başka bahara ertelenemeyeceğinin aşikar olduğunu ifade eti.

CHP'YE ÇAĞRI: ESKİ RAPORLARA GERİ DÖNÜN
DTP Genel Başkanı Türk, Kürt sorununun çözümü konusunda CHP'de sınırlı da olsa bazı arayışların başladığını gördüklerini, bunu önemsediklerini ancak yeterli bulmadıklarını söyledi.

CHP gibi köklü bir partinin Kürt sorunu gibi kapsamlı bir sorun için daha bütünlüklü çözüm önerileri üretmesi gerektiğini belirten Türk, şunları söyledi:

"Bu noktada CHP'ye şu çağrıyı yapmak istiyorum; 1989'da, 1990'larda hazırladığınız o eski Kürt raporlarındaki kapsamlı çözüm önerilerine, cesur biçimde geri dönün. Kamuoyu, Kürtler ve bu ülkenin sosyal demokratları, sizin 1990'lardaki gerçek sosyal demokrat çizginize geri dönmenizi istiyor ve bekliyor.

Sayın Baykal'a seslenmek istiyorum; Türk ve Kürt halkını kucaklaştırmak, gerçek bir kardeşliği tesis etmek tarihi bir görev olarak önümüzde durmaktadır. Bu noktada size önemli görev ve sorumluluk düşmektedir. Sayın Baykal, seçimler öncesi 20 Ekim 2002'de Diyarbakır meydanında halka şöyle seslenmiştiniz: 'Şu geçmişi aşmalıyız, geçmişin ipoteğinden kendimizi kurtarmalıyız. Bir barış dönemi, bir af dönemi, kardeşlik dönemi açmak, kucaklaşmak istiyoruz.' İşte Sayın Baykal'ı bu çizgisine geri dönmeye çağırıyoruz."

Sayfa Yükleniyor...