'Türk mahkemeleri AİHM içtihatlarını takip etmeli'

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Türk yargıcı Işıl Karakaş, ifade özgürlüğü ihlalleri iddiasıyla yapılan başvuruların azalabilmesi için Türk yargı organlarının AİHM'nin içtihatlarını daha yakından takip etmesi gerektiğini söyledi

'den gelen davalarla ilgili olarak AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Karakaş, hak ve özgürlüklerin Türk yargı organları tarafından daha geniş, istisna ve sınırlamaların ise daha dar yorumlanması halinde bu alanda yaşanan sorunların azalacağını belirtti.

AB'ye üyelik perspektifiyle Türkiye'nin özellikle 2001 ve 2004 yıllarında önemli reformlar yaptığını kaydeden Karakaş, yapılan reform ve anayasal düzenlemelere rağmen, hak ve özgürlüklerle ilgili ihlallerin azalmadığının AİHM'ye gelen başvurulardan açıkça anlaşıldığını ifade etti.

Bunun en büyük nedenleri arasında Türk yargı organlarıyla AİHM kararları arasındaki "uyumsuzluğu" gösteren Karakaş, ''AİHM'nin kararları, bir hak ve özgürlüğü yorumluyor, bugünkü hayat koşullarına göre değerlendiriyor, bir anlamda ete, kemiğe büründürüyor. Yani hukuk böyledir, yasayı yaparsanız soyuttur, uygulama bunu belirler. AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni buna göre yaşatıyor. Sözleşmeye taraf devletlerin de buna göre ellerindeki metinleri uygulaması gerekir. Türkiye'deki hukuk uygulayıcılarının kararlarına, yorumlarına baktığımızda, AİHM'nin içtihadını çok net göremiyoruz. Bizim yargı organlarının hak ve özgürlükleri yorumlarken daha dar yorumladıklarını, ama hak ve özgürlüklerin sınırlanmasında kullanılacak ölçütlerden kamu düzeni, kamu güvenliği gibi temel meseleleri ise daha geniş yorumladıklarını görüyoruz. AİHM ve Türk yargı organları arasında temel uyuşmazlık noktası ortaya çıktığını görüyoruz'' dedi.

AİHM açısından bunun tersinin yaşandığını belirten Karakaş, AİHM'nin hak ve özgürlükleri geniş yorumladığını, buna karşı istinasları ve sınırlama nedenlerini daha dar yorumladığını söyledi. Karakaş, ''Türkiye'de açılan davalarda, AİHM'nin getirdiği standartlar uygulansa, bugün özellikle ifade özgürlüğü konusunun çok büyük sorun olacağını düşünmüyorum'' dedi.

Türkiye'de aynı davayla ilgili bir ildeki mahkemenin farklı, başka bir ildeki mahkemenin farklı karar vermesine ilişkin sorunlara değinen Karakaş, bu konuda da yine AİHM standartlarının uygulanmasını savunarak, AİHM standartlarının yorum farklılıklarının giderilmesini sağlayacak en önemli unsur olduğunu ifade etti.

Karakaş, bu açıdan, yargı organlarının AİHM içtihatlarını yakından takip etme ve izlemesinin önemine değindi. Yargı organları arasında meslek içi eğitimin önemine de dikkati çeken Karakaş, bu konuda son yıllarda AB ve Avrupa Konseyinin yaptığı yardımları hatırlattı.

YENİ ANAYASA GEREKLİ
Türkiye'nin Avrupa Konseyine üye ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni onaylayan ilk ülkelerden biri olduğunu kaydeden Karakaş, bununla birlikte en çok başvuru gelen ülkeler sıralamasında Türkiye'nin Rusya'nın ardından ikinci sırada geldiğini söyledi.

Son yıllarda gelen davaların sayısında azalma olamadığını, ancak nitelik olarak farklılıklar yaşandığını belirten Karakaş, önceki yıllarda işkence ve yaşama hakkıyla ilgili ihlallerden başvurular gelirken, şimdi adil yargılanma ve mülkiyet hakkıyla ilgili başvuruların daha fazla geldiğini ifade etti.

Karakaş, insan hakları alanında sorunların daha etkili biçimde çözülebilmesi için yeni bir anayasa hazırlanmasını savundu. Karakaş, ''Anayasanın darbe anayasası olduğunu unutmamak gerekir. Ne kadar içinde demokratikleşmeyle ilgili değişiklik olsa da, kapalı ve muhafazakar yoruma izin verecek unsurlar var, dolayısıyla içinde makyajlamakla giderilmeyecek unsurların bulunduğunu düşünüyorum'' dedi.

Sayfa Yükleniyor...