Türk ve Çin Astrolojisindeki yakınlık

Türk kültür gelenek ve inançlarının yayılım izlerini takip ederken, pek tabii ki, göklere ithaf ettikleri sembolizmlerin, Çin ile eş zamanlı bir dönemi işaret etmesi bize geçmişte yaşadıkları yerler hakkında çok önemli bilgiler veriyor.

Türk ve Çin Astrolojisindeki yakınlık

Türk Astrolojisinde alışık olmadığımız, hatta telaffuzu zor gelen kelimeler bulunmaktadır. Ancak tüm zorluklarına rağmen, geçmişi ortak bir paydada toplayan çok özel bilgilere sahiptir. Türk kültür gelenek ve inançlarının yayılım izlerini takip ederken, pek tabii ki, göklere ithaf ettikleri sembolizmlerin, Çin ile eş zamanlı bir dönemi işaret etmesi bize geçmişte yaşadıkları yerler hakkında çok önemli bilgiler veriyor. Bu konuda bir kitabı referans alarak bazı bilgiler vermek istedim. Dr. Emel Esin ( 1914-1987) dünya çapında araştırmaları ile ün kazanmış çok özel bir isim. Türk Kozmolojisine giriş adlı eserinde geçmişteki izlerini arayan pek çok kültür için hazine değerinde bilgiler vermekte. Orta Asya Türk sanatı ve tarihi konusunda çalışmalar yapan ve bu çok özel çalışmaları ile tüm dünyada sesini duyuran Sayın Emel Esin’ in kitabına yakından bakmalıyız.

Kitabında titiz bir çalışma ile, zaman içinde yeni kültürlerin ve uygarlıkların eklemeleri ile değişime uğratılmadan önceki halini bize duyurmaya çalışan Sayın Emel Esin’ in kozmolojik olarak tespitleri, Batı ve Çin Astrolojisi adı altında bulunan değerlere adeta öncülük ediyor.

Tüm dünyada Astroloji’nin kökenleri üzerine pek çok bilgi bulunmaktadır. Kesinliğinden emin olduğumuz tek nokta, Astroloji’nin binyıllardır yeryüzünde kullanıldığıdır. Gökyüzünü merak etmeyen kültür olmamıştır. Kendine ait özel işaretleri olan bu çok özel sembolizmlerin, ilk kez kimin tarafından bu şekilde ifade edildiği ne yazık ki hala net değildir. Eş zamanlı bir geçmiş içinde yüzen bilgiler, araştırmacılar tarafından kesin tarihlere indirgenmeye çalışıldıkça, bir karşı tez ortaya çıkmaktadır. Ben bu karmaşadan sıyrılıp, onların sembolizmleri ortaya koyan isimlendirmelere ve zamanı tarif şekillerine odaklanmak istiyorum.

Türk Astrolojisinde , Batı Astrolojisinden farklı özellikler vardır. 36 Burçtan bahseden Türk Astrolojisi, 3 dekanatlı 12 burç ile ifade edilen değerlere sahiptir. Zamanı kocaman dilimlere bölen ve pek çok özelliği buna yükleyerek aylık periyotları dikkate alan batı Astrolojisinin 12 burçlu yüzü, sadece görünen tarafıdır. Astroloji hakkında detaylı araştırma yapanlar ve meraklılar 12 burcun her birinin 3 dekanatı olduğunu iyi bilir. Bir ayı oluşturan zaman dilimi içinde ya da ortalama 30 derecelik her bir burç içinde 3 adet özel zaman dilimi tarif edilmektedir.

Türk Astrolojisinde bu zaman dilimlerinin her birine bir burç ismi yakıştırılmıştır. Çin Astrolojisi içinde adı geçen yıllar ile büyük benzerlik gösteren yıl isimleri ile başlayalım.

NART ve ÇİN ASTROLOJİSİNDE BURÇLAR

ÇIÇHAN CIL-- FARE YILI

İYNEK CIL-- ÖKÜZ YILI

KAPLAN CIL --KAPLAN YILI

KOYAN CIL --KEDİ / TAVŞAN YILI

ÇABAK CIL --EJDERHA YILI

CILAN CIL --YILAN YILI

AT CIL --AT YILI

KOY CIL --KOYUN YILI

MAYMUL CIL-- MAYMUN YILI

KUŞ CIL --HOROZ YILI

İT CIL --KÖPEK YILI

TONNUZ --CIL DOMUZ YILI

Proto-Türkler döneminde ortak geçen bir zamanın, ortak bir kozmoloji yarattığını da Emel Esin Hanımefendi’nin Türk Kozmolojisine Giriş adlı eserinden öğreniyoruz. Bu bilgi beni özellikle araştırmalarım adına çok önemli bir noktaya götürüyor. Feng Shui de ( ki temeli Çin Astrolojik döngüleridir ) ’de anılmaya başladığından beri Çin ithali bir konu gibi gösterilmeye çalışılmakta. Ve kendi inançlarımız içinde olmayan çok tanrıcı bir yapıyla ve çeşitli canlıların ikonografisiyle yolundan şaşırtılmaya çalışılmaktadır. Feng Shui ‘ de adı geçen “kua” sayıları veya element döngüleri ile ilgili Türk tarihi içinde çok önemli kayıtlar olduğunu Sn. Emel Esinin kozmoloji konusunda bilgilerini aktardığı kitabında görüyoruz.

Feng Shui ‘ de kendisine trigram dediğimiz ideogramlar bulunmaktadır. Bunlar kesikli ve kesiksiz çizgiler ile ifade edilmektedir. Hem Çince’de hem de Türkçe ‘ de farklı şekilde söylenen ancak aynı kriptografi ile sembolize edilen bu çizimlerin Sn. Emel Esin, Çincede “kua”, Türkçede ise “ırk” ile ifade edildiğini söylüyor. Ayrıca ekliyor “....Çizgili ırk’lar üst üste ikişer, üçer veya altışar olarak diziliyordu ve bunlarla da doğanın 8 ve 64 tezahürü ifade edilebiliyordu...” Hatırlarsanız biz de düz ve kesikli çizgi ile oluşturulan, 3’ lü ve 6 ‘ lı olarak bir araya getirilen özel çizimleri kullanıyoruz ve bunların 3’lü olanlarına trigram, 6’lı olanlarına ise hexegram diyoruz. Feng Shui’de güneyi yukarıda gösteren haritalarımız adına , Çinlilerin ve Türklerin kullandıkları güneyi yukarıda gösteren pusuladan da bu kitapta haberdar oluyoruz. Her bir yöne ithaf ettikleri ırklar yani kualar da tıpkı Feng Shui ‘ de olduğu gibi bir dizilime sahip. Feng Shui ‘ nin varlığının izlerini, Türklerin kendi göksel kozmolojileri ile Çinlilerin ortaklık ettiği bir dönemde görmek mümkün.

Saygılarımla,
İçmimar ve Feng Shui Uzmanı Funda Ceyhan
http://www.fundaceyhan.com

Sayfa Yükleniyor...