'Türkiye'de bu da oldu!'

Birgün gazetesinin düzenlediği öykü yarışması muammaya dönüşürken, ödüle hak kazanan ama mağdur da olan  Kevser Ruhi isyan edip ödülünü reddetti.

'Türkiye'de bu da oldu!'

2006 yılında hayatını kaybeden gazeteci-yazar Reha Mağden'in anısını yaşatmak için düzenlenen Reha Mağden Öykü Yarışması'na “Saçları Deli Çoruh” isimli dosyayla katılan ve birinci olan Kevser Ruhi, ödülü reddetti.

Gazeteci-yazar Doğan Hızlan'ın başkanlığını yaptığı jüride yer aldığı açıklanan isimler şunlardı: Latife Tekin, Güldal Kızıldemir, Ayfer Tunç, Cemil Kavukçu ve Birgün gazetesi yayın danışmanı Ahmet Tulgar. Jüri başkanı olarak açıklanan Doğan Hızlan dahil jüri üyelerinin hiç birine öykü dosyalarının gönderilmediği ortaya çıktı. Birgün gazetesinin düzenlediği öykü yarışmasında açıklama yapması beklenen isim, gazetenin yayın danışmanı Ahmet Tulgar'dan şu ana kadar bir açıklama gelmedi. Gözler, gazeteye uğramadığı söylenen ve telefonlara da yanıt vermeyen Tulgar'da. Tulgar açıklama yapmadan, jüri üyelerine öykü dosyaları gönderilmeden seçimin nasıl yapıldığı sır olarak kalmaya devam edecek.

Jüri üyeleri gibi sonuca tepkili olan Kevser Ruhi de, Birgün gazetesinden kendisine bir açıklama gelmesini bekledi. 28 Mayıs'ta Çukurova Edebiyatçılar Derneği'nin telefonuyla "Saçları Deli Çoruh"la ikinci bir ödülü, Orhan Kemal Öykü Ödülü'nü kazandığını öğrendi. Kevser, Birgün gazetesinden Reha Mağden Öykü Yarışması'na dair beklediği açıklama gelmeyince, 2 Haziran'da ödülü reddettiğini kamuoyuna ve yazar örgütlerine duyurdu.

BİR ÖDÜL GİTTİ BİR ÖDÜL GELDİ
İlk kitabı, “Kehribar Kadınlar" bundan beş yıl önce yayınlanan Kevser Ruhi, “Saçları Deli Çoruh”  öykü dosyasını 1,5 yıl önce tamamlamış, ancak gönderdiği yayın evlerinin hepsinden olumsuz yanıt almış. Ruhi, Reha Mağden Öykü Yarışması'nda birinci olduğunun Birgün gazetesinde açıklandığı gün (18 Mayıs) yayın evlerinden birinden olumlu yanıt alınca şaşkınlığı da ikiye katlanmış.

NTVMSNBC'ye yarışmayla ilgili değerlendirme yapan jüri üyeleri ve Reha Mağden'in eşi, daha önce benzeri yaşanmamış olayla ilgili şunları söyledi:

'Türkiye'de bu da oldu!' - 1

DOĞAN HIZLAN: GAYET LAUBALİ BİR ŞEY
Reha Mağden Öykü Yarışması Jüri Başkanı olarak adı açıklanan Doğan Hızlan, kendisine yarışmayla ilgili hiçbir öykü dosyasının ulaşmadığını söylüyor. Konuyla ilgili olarak "Herhangi bir girişimde bulunmayı düşünüyor musunuz?" sorumuza, "Hiç... Hiç... Dışta tutuyorum. Gayet laubali bir şey. Hiç alaka kurmuyorum" yanıtını veren Hızlan'ın NTVMSNBC'ye konuyla ilgili yaptığı kısa açıklama şöyle:
"Bu konuda hiç konuşmuyorum. Ben olayı İhsan'dan (Yılmaz) duydum. Söyleyecek bir şeyim yok; ne söyleyeceğim... Bana hiçbir dosya gelmedi."

RANA MAĞDEN (Reha Mağden'in eşi): JÜRİYİ NASIL YOK SAYABİLİRSİNİZ?
"Ben de hiçbirşey bilmiyorum. Ben, 'Bunu Birgün gazetesi düzenledi, müdahil olmayayım' diye düşündüm. 'Birebir kendileri seçerler, ben anma sırasında ortaya çıkarım' diye düşündüm. Oradaki insanlar eğer seçilmişse ve böyle de bir şey yapılmışsa, tabii ki hoş değil. Doğan Hızlan’ı, diğer jüri üyelerini nasıl yok sayabilirsiniz?"

'Türkiye'de bu da oldu!' - 2

LATİFE TEKİN: TÜRKİYE’DE BU DA OLDU DEMEK LAZIM
"Jüride vardık ama bize dosyalar ulaşmadı. Belki jüri toplansa da aynı kişiye ödülü verecekti veya bir başkasına verecekti ama jürinin değerlendirmesi olmadan ödülün açıklanması bence çok tuhaf. '’de bu da oldu' demek lazım. Dünyanın hiçbir yerinde olmamıştır. Reha Mağden arkadaşımdı; hem de çok sevdiğim bir arkadaşımdı. Düşünmeden juride yer almak istedim. Ama dosyalar bana da ulaşmadı, arkadaşlarımdan gelen telefonlardan öğrendim konuyu. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Bu çok tuhaf. Çünkü juride önemli edebiyatçılarımız var. Bu hem Reha’nın anısı, hem jüri üyeleri, hem de katılımcılar için üzücü. Bence çok tuhaf bir durum."

'Türkiye'de bu da oldu!' - 3

Ayfer Tunç: ÖYKÜLER GELECEK DİYE BEKLEDİM
"Ahmet Tulgar yaklaşık altı ay önce arayıp Reha Mağden Öykü Yarışması'nda jüri olmam için beni ikna etmişti. Öykü dosyaları gelecek diye bekledim ama gönderilmedi. Birgün gazetesinde yarışmanın sonuçları ve jüri üyesi olarak adlarımız açıklandı. Birincilik ödülünü Kevser Ruhi’nin kazandığı açıklanmış ancak konuştuğum jürideki diğer arkadaşlarıma da yarışmayla ilgili hiçbir dosya gönderilmemiş."

"Saçları Deli Çoruh" öykü dosyasıyla iki ödül kazanan Kevser Ruhi, yaşadığı karmaşık süreci NTVMSNBC'ye anlattı:  

Kevser Ruhi: İSMİME VE ÖYKÜLERİME GÖLGE DÜŞSÜN İSTEMEM
"Bana o günden bu yana Birgün gazetesinden bir cevap gelmedi. Bu işlerde kuraldır. Dosya sahibini önceden ararlar ve 'Kazandınız', diye duyururlar; 'Şu tarihte de açıklayacağız' derler. Bana böyle bir bilgi tebliğ edilmedi. Ben bunu bekledim. Fakat bekleme süresinde, 28 Mayıs’ta, Çukurova Edebiyatçılar Derneği’nden arandım. Orhan Kemal Öykü ödülünün de birincisi olduğumu öğrendim.

'Türkiye'de bu da oldu!' - 4

"Fakat edebiyat adına şu anda o kadar umutsuzum ki… Ben Reha Mağden Öykü Ödülü'nü reddettim. Sebebi; bu yarışmanın seçici kurulunun dört ismine dosyalar gönderilmemiş. Bunu öğrenince ödülü reddettim.

"Utanç duyuyorum; utanç duyması gereken ben olmadığım halde. Bir sürü olayın dışındayım, sadece öykü üretiyorum. Çok mutsuz oldum. Bu mutsuzluk kendi adıma değil; ismime ve öykülerime bir gölge düşsün istemem.

"Saçları Deli Çoruh’u 1,5 yıldır hazır ettim fakat basacak bir yayın evi bulamadım. Hep geri çevrildi. Fakat yolladığım yayın evlerinden bir tanesi basmayı kabul etmiş. Reha Mağden ödülü aldığımı öğrendiğim gün, basımına karar verildiğini de öğrendim. Ve dedim ki, "Bekleyelim. Çünkü bu ödülde ben bir şaibe görüyorum, bir tuhaflık var, bekleyelim...

ÖYKÜLERİN BÜYÜLÜ DÜNYASI ADINA HOŞ BULMUYORUM
"Yapılanları edebiyat adına, öykülerin büyülü dünyası adına hoş bulmuyorum. Bütün üzüntüm bu. Bütün karmaşanın dışında kalmak istiyorum. Herhangi bir olumsuzluk içinde ismimin geçmesini istemem. Ben bunu hak etmiyorum çünkü. Laf üretmektense öykü üretmeyi tercih ederim. Bunu yaparken de en başta Türkçenin haysiyetini gözetirim. Dilin ve edebiyatın namusuna laf getirmem. Sıradan bir hayatım var. Devlet memuruyum. Sabah sekiz buçuk-akşam beş buçuk, bir işte çalışıyorum. Ayrıca Türkçe Gürcüce iki dilde yayımlanan Pirosmani dergisinin de editörüyüm. Uykumdan çaldığım zamanları öyküye ve yazıya ayırıyorum. Yazdıklarıma da güveniyorum. Kimsenin benim adıma ve öykülerime gölge düşürmeye hakkı olmadığına inanıyorum. Tıpkı edebiyata gölge düşmesine tahammül edemediğim gibi.

Sayfa Yükleniyor...