Türkiye'nin en büyük duruşma salonundaki dava başladı

Darbe girişimine ilişkin Ankara Polatlı'daki 58. Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığında görevli 330 sanık hakkında açılan davanın ilk duruşması başladı.

Türkiye'nin en büyük duruşma salonundaki dava başladı

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Ankara'nın Polatlı ilçesindeki 58. Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığında görevli 330 sanık hakkında açılan davanın ilk duruşması başladı.

Davada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler ve emekli Korgeneral Mehmet Şanver, müşteki olarak yer alıyor.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü duruşma salonunda görülen duruşmaya, 245'i tutuklu 330 sanık, sanık yakınları ile avukatlar katıldı. Duruşmayı CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan da izledi.

Basının da yoğun ilgi gösterdiği duruşma salonuna izleyiciler geniş güvenlik önlemleri altında alındı. Güvenlik önlemleri kapsamında duruşma salonunun etrafı drone ile de izlendi.

Türkiye'nin en büyük duruşma salonundaki dava başladı - 1

Duruşmada Mahkeme Başkanı Zikrullah Özbağ, iddianame özetini okuyarak, sanıklara isnat edilen suçlamaları ve istenen cezaları açıkladı.

Başkan Özbağ, 330 sanık ve müdafisinin salonda bulunduğunu belirterek, savunmaların makul sürede tamamlanmasını istedi. Özbağ, "Yanlış anlaşılmasın, savunmayı kısıtlamıyoruz. Bizim işimiz bu, 30 yıl zaman aşımı var, 30 yıl bekleriz ancak gereksiz tekrarlardan kaçınılmasını rica ediyorum" dedi.

NTV, FETÖ DAVASININ GÖRÜLECEĞİ DEV DURUŞMA SALONU'NDAYDI

SANIK SAVUNMALARI

Daha sonra sanık savunmalarına geçildi. Sanık Abdülkadir Kahraman, olay tarihinde kursiyer uzman onbaşı olarak görev yaptığını, 15 Temmuz 2016 gecesi, koğuşlarda bulunduğu sırada izne çıkan arkadaşlarından birinin kendisini arayarak izinlerin iptal edilip edilmediğini sorduğunu aktardı.

Bölükteki diğer kişilerden izinlerin iptal edildiğini öğrendiğini belirten Kahraman, bölük komutanının 48 kişiyi içtima alanında toplayarak, ülkenin karışık olduğunu, terör saldırısı gelebileceğini söylediğini ve hazır olmalarını istediğini anlattı.

Daha sonra bu kişilerden yaklaşık 25'ine mühimmat dağıtıldığını belirten Kahraman, komutanlarından Abdülkerim Ceylan'ın "Siz bugünler için yetiştirildiniz. Gerekirse silah kullanmaktan çekinmeyeceksiniz" dediğini öne sürdü.

Kışla önünde toplanan vatandaşların kendilerini alkışlarla karşıladığını ve desteklediğini savunan Kahraman, bu nedenle kendilerinde bir terör saldırısına karşı harekete geçtikleri düşüncesinin pekiştiğini dile getirdi.

Kahraman, toplandıkları alandaki vatandaşların ise "Yanlış yapıyorsunuz" diyerek kendilerine çıkıştığını, onlara "Biz terör saldırısına karşı buraya geldik" dediklerini anlattı.

Bir grubun kendilerine saldırdığını, bölük komutanının ise sakin olmalarını ve kimseye zarar vermemelerini istediğini ifade eden Kahraman, 10 dakika içinde kışlaya geri döndüklerini ileri sürdü.

Sanık Ahmet Aktaş, olay tarihinde kursiyer uzman olduğunu belirterek, koğuşlarda dinlendikleri sırada Uzman Çavuş Can Taşçı tarafından içtima alanında toplandıklarını anlattı. Bölük komutanı Oğuz Serdar Özgür'ün "durumun kritik olduğunu, birlik olarak dışarı çıkabileceklerini" söylediğini ifade eden Aktaş, daha sonra emir üzerine silah ve mühimmatlarını alarak araçlara bindiklerini kaydetti. 

Aktaş, nizamiyenin önünde yarbay Abdülkerim Ceyhan'ın kendilerine "Sizler Türk askerisiniz sizlere güveniyorum, gerekirse silah kullanın" dediğini, daha sonra bir caminin önüne geldiklerini, bu sırada bulundukları alana halkın toplanmaya başladığını aktardı. Aktaş, "Halkın üzerimize gelmesi nedeniyle Oğuz Serdar yüzbaşı havaya ateş açtı, daha sonra birliğimize geri döndük" ifadesini kullandı.

Sanık uzman kursiyer Ahmet Tamur da bölük komutanları Özgür'ün içtima alanında "Olayların farkında mısınız Durumlar karışık" dediğini, daha sonra kendilerine silah dağıtıldığını söyledi.

Kendisine 4 şarjör verildiğini, bunlardan 3'ünün boş olduğunu, birinde ise 3 mermi bulunduğunu anlatan Tamur, verilen şarjörleri hücum yeleğinin ceplerine koyduğunu, tüfeğine ise boş şarjör taktığını iddia etti.

Tamur, birlikten çıkacakları sırada yarbay Ceyhan'ın "Dışarıda saldırılar var, halkın güvenliğini sağlayacağız. Sizleri bugünler için yetiştirdik, gerekirse silah kullanın" şeklinde bir konuşma yaptığını anlattı.

Sanık Tamur, "Nizamiyeden çıkarken halk bizi alkışlıyordu, kısa bir süre sonra caminin bahçesine geldik. Daha sonra halk üstümüze gelince bölük komutanı havaya ateş açtı. Halktan bize saldıran da vardı, koruyanlar da vardı" diye konuştu.

"1 DOLARI HATIRA DİYE SAKLIYORDUM"

Uzman Çavuş Can Taşçı da olay gecesi bölük komutanları Oğuz Serdar Özgür'ün, kendisine cep telefonundan ulaşarak bütün bölüğü SY-1 adlı içtima alanına toplaması için emir verdiğini söyledi. İçtima alanında bölük komutanın kendilerine, 'de eylemlerin olabileceğini, bu nedenle birliğin dışarı çıkarılabileceğini söylediğini aktaran Taşçı, verilen emir üzerine 48 kursiyer uzmanın silah ve teçhizatlarını alarak hazırladıklarını belirtti. Taşçı, nizamiyede karşılaştıkları yarbay Ceyhan'ın da kendilerine "Bugünler için yetiştirildiniz, gerekirse silah kullanın" dediğini kaydetti.

Emniyet güçleri tarafından yakalandıktan sonra evinde yapılan aramalarda 1 dolarlık banknotların bulunduğunu anlatan Taşçı, babasının müzisyen olduğunu, gittiği düğünlerde bahşiş olarak verilen bu doları hatıra olarak sakladığını savundu.

Mahkeme Başkanı Zikrullah Özbağ'ın sorusu üzerine Taşçı, bu kez 1 dolarları asker eğlencesinde kardeşinin hatıra olarak verdiğini söyledi. Başkan Özbağ, "Bir babam, bir kardeşim, bir düğün diyorsun. Hangisine bakacağız?" dedi.

Bunun üzerine Taşçı, 1 dolarları asker eğlencesinde kardeşinin verdiğini tekrarladı.

Herhangi bir terör örgütüne üye olmadığını, FETÖ yapılanmasıyla irtibatının bulunmadığını öne süren Taşçı, eğitim hayatı boyunca bu yapının okul ve dershanelerine gitmediğini sözlerine ekledi.

Sanık Emin Özcan ise olaydan 15 gün önce sınava tabi tutulduklarını, olay günü de sonuçların açıklandığını belirterek, başarılı olanların kışladan ayrıldığını, başarısız olanların ise çıkışlarına izin verilmediğini anlattı.

İçtima alanında akşam saat 22.30 sıralarında toplandıklarını, halkın bulunduğu alana saat 24.00 sıralarında gittiklerini anlatan Özcan, "Eğer o sınavda başarılı olsaydım ben de kışladan çıkmış olacaktım. Bugün burada bulunmamın nedeni o sınavda başarısız olmamdır" dedi.

Özcan, suçsuz olduğunu savunarak, tahliyesini talep etti.

Duruşmanın öğleden önceki bölümünde, sanıklardan Arif Kar, Ali Vural Gündüz, Arif Ozan Demir,Burak Özçelik, Doğukan Çilingir, Emin Çetin, Emrah Ercan, Emirhan Yılmaz ve Emrah Erdoğan da savunmalarını yaptı.

Türkiye'nin en büyük duruşma salonundaki dava başladı - 2

YENİ SALONDA İLK DURUŞMA

Duruşma, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin yargılamaların yapılacağı ve yapımı yeni tamamlanan, bin 558 kişi kapasiteli Türkiye'nin en büyük duruşma salonunda gerçekleştiriliyor.

12 bin 500 metrekarelik kapalı alana sahip duruşma salonu, ses, görüntü ve güvenlik sistemleriyle donatıldı. Avukatların yer alacağı bölümlerde ise özel ses sistemleri kuruldu.

Savunma yapacak avukatın özel donanımlı mikrofonun düğmesine basmasıyla mahkeme başkanının önünde bulunan ekranda konuşma talebi yazıyor. Mahkeme başkanının onay vermesinin ardından avukatın savunma yaptığı sırada salonun içerisinde yer alan üç hareketli kamera devreye giriyor.

Sayfa Yükleniyor...