Türkiye'nin "iklim" hesapları

Eroğlu,  sera gazlarının atmosferde birikerek küresel iklim değişikliğine neden olduğuna dikkat çekerek, Türkiye'de sera gazlarının yüzde 70'inin enerji üretiminden kaynaklandığını söyledi.

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, küresel iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin ''Tarım ve Köyişleri Bakanlığımız kuraklığa dayanıklı bitki türleri üzerinde çalışıyor, tohumlar geliştiriyor. Mevcut türlerin kuraklığa dayanıklı hale getirilmesi gibi çalışmalar devam ettiriliyor'' dedi.

Yapılan tahminlere göre, sera gazı konusunda önlem alınmazsa dünyada sıcaklığın 4 derece artacağını belirten Eroğlu, bu ısı artışının 2 dereceyi aşmaması yönünde çalışmalar bulunduğunu ifade etti.

Sıcaklık artışının 2 derecede tutulmasının çok önemli olduğuna dikkati çeken Eroğlu, şunları söyledi: ''Sıcaklık artışı daha fazla olursa bazı bölgelerde kuraklık ve yağışlarda azalma olacağı yönünde tahminler var. 50 yıl içinde, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ile Doğu Anadolu'nun bazı bölgelerinde yağışların azalacağı; Doğu ve Orta Karadeniz'de ise yağışların yüzde 15 oranında artacağı yönünde tahminler var. Yağışların artması veya azalmasından daha önemli olan, yağışların karakteri ve rejimi değişecek. Yağışlar normalde bir düzen halinde yağarken, bazen 48 saatte çok şiddetli yağışlar olabilecek, 3-4 ayda yağacak yağmurun 48 saatte düşeceği de dikkate alınırsa, bu sel felaketi demektir. Bunun için tedbir almamız gerek.''

'nin Kyoto Protokolü'ne taraf olduğunu hatırlatan Eroğlu, Türkiye'nin sera gazlarının oluşumu konusunda tarihi süreçteki sorumluluğunun binde 3 olduğunu, ancak gelişmiş ülkelerde bu oranın çok yüksek olduğunu söyledi. Eroğlu, sera gazı üretiminde Amerika'nın sorumluluğunun yüzde 27 olduğuna işaret ederek, her ülkenin tarihsel sorumluluğu oranında ''elini cebine atması''
gerektiğini belirtti. Küresel iklim değişikliğiyle mücadelede ormanların çok önemli olduğunu anlatan Eroğlu, Arnavutluk'tan Kuzey ve Orta Afrika ülkeleri, Balkanlardan Kafkaslara kadar pek çok ülkenin fidan üretimi, ormancılık ve orman yangınları ile mücadele konusunda Türkiye'den destek istediklerini de vurguladı.
        
''SERA GAZLARININ ÜRETİMİNİ SINIRLAMAK, MÜMKÜNSE ARTIŞ HIZINI KESMEYİ
AMAÇLIYORUZ''


Bakan Eroğlu, İklim Değişikliği Eylem Planı'nı hazırladıklarını belirterek, çalışmalar kapsamında küresel iklim değişikliği ile mücadelenin yanı sıra, yeni duruma uyumun da çok önemli olduğuna dikkati çekti. İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında sera gazlarının üretimini sınırlamak, mümkünse artış hızını kesmeyi amaçladıklarını anlatan Eroğlu, enerji sektöründen kaynaklanan sera gazını azaltmak için Türkiye'nin temiz enerjiye, yani rüzgar,hidroelektrik, jeotermal ve nispeten güneş enerjisine yöneldiğini söyledi.

Çalışmaların çok olumlu yönde ilerlediğini ifade eden Eroğlu, şunları kaydetti: ''Bazı işi bilmeyenler kıyamet koparıyor. Türkiye'nin hidroelektrikte 130 milyar kilovat saat ekonomik potansiyeli var. Hatta bize göre bu potansiyel 186milyar kilovat saat. 2003 yılında 26-28 milyar kilovat saat yani potansiyelin üzde 20'si kullanılıyordu. Şu anda yüzde 43'lere çektik. Bu bile çok düşük. Diğer ülkelerdeki bu oran çok daha yüksek, yüzde 80-90. Çünkü bu temiz, yerli enerji. Bunu yaparken başka faydaları da var. Sadece elektrik üretmiyorsun, nehri kontrol ediyorsun, dengeliyorsun, taşkınları önlüyorsun. Ayrıca başka göletler de yaparsanız, sulama gibi, içme suyu temini gibi faydaları da var. Çünkü Türkiye'de yağışlar sürekli olmuyor. Yağışlar genelde kış aylarında, ilkbahar aylarında yağıyor. Halbuki su ihtiyacı en fazla yaz aylarında, kışın sulama yok. Yazın suyun 73'ünü sulamada kullanıyoruz. Bütün sulama yazın yapılıyor. Kışın biriktirmediğimiz suyu yazın nasıl kullanacağız veya yazın nehir akmadığı zaman nasıl içme suyu vereceğiz?''
        
KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE UYUM
Küresel iklim değişikliğine uyumun da çok önemli olduğuna işaret eden  Eroğlu, bu kapsamda sulama sistemlerini modernize ettiklerini, damlama sulamaya yöneldiklerini anlattı. Eroğlu, damlama sulama sistemlerinin suyu yüzde 40  oranında az kullandığını dile getirdi.

Katı atıkların bertafı ile yüzde sera gazını yüzde 8-9 oranında azaltacaklarını anlatan Eroğlu, 2012 sonuna kadar 59 milyon kişinin katı atıklarını bertaraf edeceklerini belirtti. Eroğlu, küresel iklim değişikliğine uyum çalışmaları kapsamında ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışmalarının dolu dizgin gittiğini de söyledi. Eroğlu, şunları kaydetti:''Tarım ve Köyişleri Bakanlığımız kuraklığa dayanıklı bitki türleri üzerinde çalışıyor, tohumlar geliştiriyor. Mevcut türlerin kuraklığa dayanıklı hale getirilmesi gibi çalışmalar devam ettiriliyor.Biz de mesela kurak bölgelerde, bilhassa çöl ikliminde yetişecek fidanlar üzerinde çalışma yapıyoruz. Bunun uygulamasına da yapmaya başladık. Iğdır'ın Aralık ilçesinde rüzgar erozyonundan dolayı çok büyük problem vardı. Mevcut bitki türleri 'çok daha güzel ekmek pişiriliyor' diye habire kökleriyle sökülmüş. Sonra tabiatın cezası olarak tozlar evlerine dolmaya başlamış, mutfakta 10 karış toz... 'Yandık Allah' deyince bize müracaat ettiler. Ebu cehil çalısını dikmeye başladık, çok güzel yetişiyor, kuraklığa dayanıklı, yeri kaplıyor, tozların oluşumunu engelliyor.''

Sayfa Yükleniyor...