Türkiye'nin sorunu etnik!

Bugüne kadar konusunda yapılan en kapsamlı çalışma olarak adlandırılan araştırmaya göre, Türkiye'nin sorunu etnik. Araştırmada ilginç sonuçlar göze çarpıyor...

Türkiye'nin sorunu etnik!

'nin Doğu ve Güney Doğusu'nda, köy ve mezralar da dahil olmak üzere, 19 ilinde ve 'nin Batısı ve Güneyi'nde de Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre son 20 yılda en fazla göç alan 10 ilinde bir araştırma gerçekleştirildi.

Toplam 29 il, 530 ayrı yerleşim biriminde yapılan, 27 bin 726 haneye ulaşılan, bunlardan 4 bin 761 ile yüz yüze görüşme yapılan ve toplam 612 soru sorulan araştırmanın sonuçlarını, Bahçeşehir Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ercan Çitlioğlu açıkladı ve, "... araştırma, Türkiye'nin etnik bir sorunla karşı karşıya olduğu sonucunu ortaya koydu" dedi.

Çitlioğlu, bir ekibin bir yıl önce başladığı araştırmanın sonuçlarını, BÜ Kampüsü Fazıl Say Salonu'nda düzenlenen bilgilendirme toplantısında açıkladı: Yaşanan tüm olumsuzluklara karşın, sorun hala kontrol edilebilir, yönlendirilebilir ve dönüştürülebilir boyutlardadır...

Konusundaki en akademik ve en geniş olma özelliğini taşıyan araştırmadan öne çıkanlar şöyle:

- 'Etnik ayrımcılığa maruz kalınıp kalınmadığı' sorsusuna, yüzde 75.1 'etnik ayrımcılığa maruz kalmıyoruz', yüzde 17.6 da 'Evet maruz kalıyoruz'' cevabını verdi.

- 'DTP'nin bütün Kürtleri temsil edip etmediği' sorusuna, 'Türkiye'nin Güneydoğusunda ve Doğusunda, 'ediyor' diyenlerin oranı yüzde 23.5, 'etmiyor' diyenlerin oranı ise yüzde 47.5.

- 'Toplumsal hayatın vazgeçilmezleri' sorsunda öne çıkan yanıt yüzde 89.9 oranıyla 'dini inanç'. 'Etnik kimlik' sonucu ise 57.3'le dördüncü sırada yer aldı. Sonuç: 'Kimlik' sorunu aktarıldığı gibi toplumsal yaşamda vazgeçilmez nitelikte değil.

- 'Gündelik yaşamda karşılaşılabilecek en önemli sorun ne?' sorusuna, 'işsizlik' yanıtı yüzde 66.9 la birinci sırada yer aldı. 'Ana dilde eğitim' yüzde 3.3 oranında değer taşırken, 'terör' ve 'güvenlik' sorunu ise yüzde 2.8.

- 'Özellikle son 20 yıl içerisinde niçin batı illerine göç ettiniz?'. (Özellikle batı ilerinde yürütülen araştırmada ayrı bir zorluk yaşandı. Çünkü, hedef kitle özellikle Doğu ve GÜneydoğu Anadolu'dan son 20 yılda, yani terör olaylarının başladığı dönemde göç eden bir kitle olduğu için, bu konuda en fazla göç alan 10 ilde ayrı bir alan çalışması yapıldı.)

Göçlerin nedeninin hep terör nedeniyle olduğu konusunda yaygın bir algının varlığı bilinirken, araştırmada elde edilen sonuç bu algıyı doğrulamadı. Buna göre, 'ailevi' nedenlerle göç edenlerin oranı yüzde 27.1, 'güvenlik' ve 'terör' nedeniyle göç edenlerin oranı ise yüzde 9.4.

ÇİTLİOĞLU'NUN DEĞERLENDİRMESİ
''Türkiye'nin Kürt, Kürtçülük, etnik ayrımcılık, kimlik, özgürlük, demokratik haklar, bireysel haklar ve özgürlüklerin kısıtlanması, eşitlik veya eşitsizlik, ana dilini özgürce kullanamama, ana diliyle eğitim yapamama, bölgesel kalkınmışlık, ikinci sınıf vatandaşlık, geri kalmışlık gibi sorunlarla karşı karşıyadır. Bütün bunların içinde var olan bir tek gerçek var; görmezden gelinemeyecek ve gelinmemesi gereken ve yayılarak kalıcılaşma eğiliminde, giderek tırmanan bu sorunun, güvenlik, üniter yapı, anayasal sistem içinde mutlaka yapılabilen en erken süre içinde çözülmesi gerektiğidir.''

Ercan Çitlioğlu, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde özellikle batı illerine en fazla göç alan ilerde yüz yüze görüşmelerle yaptıkları araştırmanın ortaya çıkardığı sonuçlarıyla ilgili, Türkiye'nin belirli bir bölgesinde yaşanan sorunların göçler nedeniyle göreceli olarak Türkiye'nin geneline yayılabildiğini, toplumun çeşitli kesimlerinde etnik kökenlere dayalı duyarlılığın arttığını ve bu anlayışın yaşananlara bağlı olarak tırmanma eğiliminde olduğunu saptadıklarını kaydetti.

Araştırmada dikkat çeken noktaları belirten Çitlioğlu,''Kamuoyunda son dönemlerde yaşanan olaylar nedeniyle ciddi bir gerginlik, hassasiyet hatta bir umutsuzluğun da egemen olmaya başladığı düşünüldüğünde, elde edilen verilerin şu anda çok vahim boyutlara ulaşmadığını görüyoruz'' değerlendirmesinde bulundu.

''Yaşanan tüm olumsuzluklara karşın sorunun hala kontrol edilebilir, yönlendirilebilir ve dönüştürülebilir boyutlarda olduğunu'' vurgulayan Çitlioğlu, ''kaybedilecek zamanın yükleyeceği ve tırmandıracağı olumsuzlar getirilebileceğinin de dikkatlerden uzak tutulmaması gerektiği'' üzerinde durdu.




Vatandaşlara ''Devletin, beklentilerini karşılayıp karşılamadığını'' sorduklarını, bu konuda aldıkları yanıtların da üzücü olduğunu açıklayan Çitlioğlu, 'karşılamıyor' diyenlerin oranının yüzde 45.22, 'karşılıyor' diyenlerin de yüzde 30.76 olduğunu kaydetti.

Ercan Çitlioğlu, 'Terörün nedenleri' konusuna, yüzde 25.1 oranında kişinin 'işsizlik' cevabıyla birinci sırada, yüzde 15.7 oranında kişinin ise 'ayrımcılık' cevabıyla, ikinci sırada yer aldığını belirtti.

''Türkiye Cumhuriyeti benim için önemlidir ya da değildir'' konusunda da ''Türkiye Cumhuriyeti benim için önemlidir'' diyenlerin oranının yüzde 99.1, ''Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak benim için önemlidir'' diyenlerin oranının yüzde 99, ''Türkiye Cumhuriyeti bayrağı benim için önemlidir'' diyenlerin oranının yüzde 99.2, ''İstiklal Marşı benim için önemlidir'' diyenlerin oranının ise yüzde 99 olduğunu ifade etti.

Ercan Çitlioğlu, bu sonuçların, Türkiye'nin bölünme korkusunun içinde yaşadığı şu günlerde, vatandaşların neredeyse tamamının ortak aidiyetler temelinde bir araya geldiği ve ulusal değerleri simgeleyen konular konusunda aralarında herhangi bir ayrılık olmadığını göstermesi bakımından rahatlatıcı bir etki olarak karşılarına çıktığını kaydetti.

Yine, vatandaşlardan ''Kişilerin etnik kökenine göre ailesi, kendisi, toplumun ve ülkenin geleceği için değerlendirmeler yapmalarını istediklerini söyleyen Çitlioğlu, ''Kendi geleceğinizi nasıl görüyorsunuz? Daha mı iyi olacak? Daha mı kötü olacak? Fark olmayacak mı?'' sorularına, ''Kendi geleceklerini daha iyi olarak görenlerin'' oranının yüzde 33.6, ''Kendi geleceklerini daha kötü olarak görenlerin'' oranının yüzde 34.8, ''Farklı olmayacak'' diyenlerin oranının 'yüzde 18.9, ''Toplumun geleceği daha iyi olacak'' diyenlerin yüzde 24.4, ''Toplumun geleceği daha kötü olacak'' diyenlerin yüzde 53.9, ''Ülkenin geleceği daha iyi olacak'' diyenlerin oranını yüzde 25.8, ''Ülkenin geleceği daha kötü olacak'' diyenlerin oranının ise yüzde 52.4 olduğunu açıkladı.

''PKK DENİLDİĞİNDE..."
Çitlioğlu, özellikle göç alan illerde ''Birlikte yaşama iradesinin ve isteğinin güçlü olup olmadığı'' sorulduğunda, ''komşu, arkadaş seçmede etnik kimliğin çok alt sıralarda yer aldığını'' gördüklerini, ancak bunda ''dini inancın etnik kimlikten daha ön sırada yer aldığı'' sonucunun ortaya çıktığını belirtti.

Son olarak, ''Kendilerini Kürt ve Zaza olarak beyan edenlere, PKK dendiğinde akıllarına ne geldiğini'' sorduklarını bildiren Çitlioğlu, ''Kendilerini Kürt olarak tanımlayanların'' yüzde 41.4'ünün ''PKK denildiğinde bunun kendilerinde terörist ve bölücü örgüt kavramlarını çağrıştırdığını'' söylediklerini, ''Kürt kökenli vatandaşların haklarını savunan örgüt olarak PKK'yı tanımlayanların'' oranının ise sadece yüzde 9.9 olduğunu kaydetti.

SORULAR
Toplantının ardından soruların yanıtlayan Ercan Çitlioğlu, bir gazetecinin, ''Son günlerdeki olaylara bakıldığında ayrışmanın ve toplumdaki ayrışma algısının arttığının düşünüldüğünü, ancak araştırma sonuçlarının bunun tersini söylediğini'' belirtmesi üzerine şunları söyledi:

''Bu olaylara katılanların sayılarına baktığımız zaman, bunun tolumun bütün kesimini yansıtmadığını söylemek mümkün. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da sokak olaylarına katılanların büyük bir bölümünün çocuk ve onların arkasında yer alanların da marjinal bir kitleden oluştuğunu görüyoruz.

Devletin bu konuda yapması gereken iki konu var; birincisi, işsizliğin giderilmesine yönelik çözümlerin süratle, söylemlerle değil, eylemlerle ortaya koyması, ikincisi de eğitim düzeyini düzelterek, fırsat eşitliğinin, vatandaşlar tarafından özümsenmesine neden olabilecek veya sonuçlanabilecek sürekliliği hayata geçirmesidir.''

Sayfa Yükleniyor...