Türkiye’nin yenilik merkezi kapılarını açtı

Türk girişimcilerin aradığı çözümün adresi artık belli: DuPont’un 10 bin bilim insanına açılan İnovasyon Merkezi.

Türkiye’nin yenilik merkezi kapılarını açtı

Dünyanın en köklü bilim şirketlerinden DuPont, ’deki bilimsel ve teknolojik gelişmelere doğrudan katkı sağlamayı amaçladığı İnovasyon Merkezi’ni hayata geçirdi. Enerji ve tarımdan uzay-havacılık sanayisine kadar sayısız bilimsel ve teknolojik alanda Ar-Ge projeleri gerçekleştiren DuPont, dünya genelindeki 10 bin bilim insanıyla sahip olduğu birikimi Türk girişimci ve şirketlere sunmaya hazır.


Bilimsel araştırmalara yaptığı yatırımı artıran ve teknolojik altyapısının giderek güçlendiren , bireysel girişimcilerinden dev kurumlarına kadar, Ar-Ge alanında eksik kalan desteği DuPont’ta bulacak.

Yıllık Ar-Ge bütçesi 2 milyar doları aşan DuPont, bilgi birikimi, işbirliği alanındaki tecrübesi ve sunduğu çözümler sayesinde, toplumdaki proje sahibi bireylerden üniversitelere kadar bilim ve teknoloji geliştirmek isteyen her kişi ve kuruma elini uzatmak istiyor.

DuPont Türkiye Müdürü Halide Aydınlık ve DuPont Türkiye İnovasyon Merkezi Lideri Mehmet Demiray, DuPont’un Türkiye’ye sunmak istediği yenilikleri ve İnovasyon Merkezi’nin getireceği değişimi ntvmsnbc’ye anlattı. 

DuPont belli bir alanda özelleşmiş firmaların aksine birçok alanda faaliyet gösteren bir bilim şirketi. Temelinin Ar-Ge’ye dayanması DuPont’a nasıl bir şirket kültürü kazandırıyor?

Halide Aydınlık: DuPont çok farklı alanlarda faaliyet gösteren bir firma olarak yansımasına rağmen çalışmalarının üç ana segmentte toplandığını söyleyebiliriz. Bunlar gıda ve tarım, enerji ve koruma. Bu üç alan üzerinde toplanmış bir ürün portföyüne sahibiz. Gıda ve tarımda tohumdan ambalaj malzemeleri ve baskı teknolojilerine; enerji alanında güneş panelleri ve enerji verimliliği ve sürdürebilirliği konusunda danışmanlık hizmetlerimiz; koruma alanında ise ağırlıklı olarak itfaiyecilerin ve polislerin giydiği ürünlerimiz öne çıkıyor.

Saymış olduğum alanlar birbirlerinden ayrı kalıyor gibi görünse de çok entegre ürünler sunuyorlar. Endüstriyel alanda yaptığımız çalışma ve sunduğumuz çözümler aslında gıda ve tarım alanıyla çok iç içe. Porföyümüzün birbirini tamamlayan ürünlerden oluşması, şirket içinde sinerji oluşmasını sağlıyor.

Mehmet Demiray: DuPont tek bir segmente tek bir ürün sağlayan bir şirket olsaydı 200 yıl ayakta kalması mümkün olmazdı. DuPont, bir bilim şirketi olarak temellerinin dayandığı çekirdek teknolojileri ile çözümler sunuyor. Bu elastik yapı, DuPont’un birçok sektörde, birçok ülkede birçok soruna çözüm sunmasını sağlıyor. 200 yıl boyunca mega trendleri, büyük ihtiyaçları takip ederek süreklilik sağlamış bir firma.

DuPont Türkiye’de ilk olarak hangi alanlarda etkin olmayı planlıyor?

Halide Aydınlık: 2023 stratejilerimizi geliştirirken DuPont olarak hedef sektörler belirledik. Otomotiv, inşaat, gıda ve enerji alanlarının dünyada olacağı gibi türkiye’de de öne çıkan sektörler olacağına inanıyoruz. İnovasyon merkezi olarak DuPont var olan 10 bin kişilik Ar-Ge ekibi ve yıllık 2 milyar dolarlık Ar-Ge yatırımıyla yenilik arayan şirketlere yardımcı olmayı amaçlıyoruz. İnovasyon merkezleri, gelişmekte olan ülkelerde her sektördeki firmaya yardımcı olacağı gibi, DuPont olarak müşterilerimize katma değer sağlamak ve sektöre yaklaşımımızı diğer firmalardan farklı kılmamızı sağlayacak.

Türkiye’nin özellikle rüzgar ve güneş enerjisi potansiyelinin çok yüksek olduğunu biliyoruz. Bu alanda DuPont nasıl bir katkıda bulunabilir?

Mehmet Demiray: Foto-voltaik güneş panelleri, rüzgar türbinleriyle beraber en öne çıkan alternatif enerji seçenekleri haline geliyor. DuPont, güneş panellerinde birçok ürün sunduğu gibi, panellerin korunması konusunda yenilikler sunuyor. Panellerin ömrü 25 yıl olarak kabul edildiği için, DuPont bu süre boyunca verimli bir kullanım sağlayacak teknolojiler üretiyor. Bu çalışmalarımız Türkiye’de ve küresel alanda devam ediyor.

Halide Aydınlık: Diğer yandan ikinci nesil etanol üretimimiz mevcut. Günümüzde ikinci nesil enerjilere geçiş sürecinde önemli sorular öne çıkıyor. Maliyetleri azaltmak için yeşil enerjiye geçilmek istenirken, kullanılacak olan arazinin üretim ve enerji için nasıl kullanılacağına karar verilmesi gerekiyor. DuPont, ekilebilir arazide gelişecek mısır ve şeker kamışı gibi ürünlerden etil alkol elde ederken, aynı zamanda insan için de tüketim yapılmasına imkan veren teknoloji sunuyor. Sunduğumuz teknoloji, tahkın üzerindeki ürünü alıp, geride kalan koçanından, çöpünden de enerji üretilmesine dayanıyor. Böylece, aynı araziden hem insan tüketimini etkilemeyecek miktarda ürün hem de yeşil enerji elde edebiliyorsunuz. Bugün 7 milyar olan dünya nüfusunun 2050’de 9 milyara ulaşması planlanıyor. Bu tahmin kapsamında enerji ve ürün miktarını verimli bir şekilde sunacak teknolojiyi geliştirmeye odaklanıyoruz.

Böylece DuPont’un ilk başta bahsettiğimiz entegre protföyü ortaya çıkıyor Kendi tohumumuzdan üretim yapıyor ve aynı tohumdan etanol elde ediyoruz.

Türkiye enerji ihtiyacında Avrupa ve Ortadoğu ülkelerine kıyasla nasıl bir tablo sunuyor?

Halide Aydınlık:  Türkiye’nin çok derin bir enerji ihtiyacı var. GSYİH dağılımna baktığınızda yaklaşık yüzde 25-26’sının endüstüriden geldiğini görüyorsunuz. Yüzde 9 tarımdan gelirken, geri kalanı da hizmet sektöründen geliyor. Türkiye’deki tablo gelişmiş ülkelere çok benzerlik gösteriyor. Sanayisi bu kadar gelişmiş bir ülke gelişmeye de devam ederek gün geçtikçe daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuyor. Bugün güneş veya rüzgar enerjisi olsun, elimizdeki çözümler aradaki açığı kapatmak konusunda yetersiz kalıyor. Nükleer enerji belki burada devreye girmek zorunda kalıyor.

Güneş enerjisi konusunda yapılan çok fazla yatırım olduğunu söyleyemem. Bu alanda gidilmesi gereken çok yol var ancak rüzgar enerjisi alanında özellikle son 5-6 yıl içinde atılmış birçok adım var.

Mehmet Demiray:  Bazı malzemelerimiz radyasyona dayanıklı. DuPont Sürüdürülebilir Çözümler  gibi enerji sirketlerine, ki içinde nukleer santraller de olabilir, danısmanlık hizmeti veren bir iş birimimiz de var. Ayrıca DuPont Performans Polimerleri iş birimimizin de nükleer santrallerde kablolama da kullanılan ürünleri var....) Bu alanda Nomex® gibi ürünlerimizle ürünün yanı sıra güvenlik danışmanlığı sunuyoruz.

Şirketleri yeni enerji kaynaklarına dayanan teknolojiler konusunda bilinçlendirmek için çalışmalarınız var mı?

Mehmet Demiray: Güneş panelleri küresel bir yatırım. Birçoğu ABD ve Çin’de geliştiriliyor. İlk öncelikle yenilik ve üretim gereken ülkelerde devreye girmek istiyoruz. Türkiye’de bu teknoloji en doğru malzemeyle verimlilik sağlayacak şekilde kullanılmalı. Verdiğimiz seminerlerle bilgilendirme yapıyoruz ve bu teknolojinin geri dönüştürülebilir olması konusunda çaba gösteriyoruz. Bugün yaptığınız bir yatırım 10 yıl sonra sizi tatmin etmeyebilir. DuPont, bu teknolojiyi seçecek kişilerin doğru karar vermesini sağlayacak.

Halide Aydınlık:  Güneş panelleri birçok sektörde fayda sağlayacak. Örneğin tarım sektöründe en büyük giderler enerjiye ait. Örneğin mazor kullanmak yerine tarlalarınızı güneş paneliyle çalışan sulama sistemleriyle sulayabilirsiniz.

Bilim insanları bitkilerden geri dönüştürülebilir güneş hücresi üretmeyi başardı. DuPont ağırlıklı olarak yer aldığı bu alanda teknoloji geliştirilmesinde işbirliği yapıyor mu?

Mehmet Demiray: Güneş panelleri çok yönlü bir teknoloji. Sadece ‘ben yapabilirim’ şeklinde düşünemezsiniz. Bu yüzden küresel alanda işbirliği yapıyoruz. Diğer birçok alanda da işbirliklerimiz var. GlobaldeYoung Professors Grand adında bir fonumuz var. Bu dünyada 8-10 tenure seviyesi olan akademisyenlere veriliyor. Bu kişilere yönelik iki destek programımız var. Üç yıl boyunca projelerine yardımcı oluyoruz. Çalıştıkları alanda geliştirdikleri ürünü sunuyorlar, kabul edilirse destek veriyoruz.

İnovasyon merkezinin amacı akademisyenlerle DuPont’u yakınlaştırmak. Sabancı, Boğaziçi Üniversitesi ile çalışmalara başladık. Yardım kapsamında  fon verebiliriz, beraber çalışma gerçekleştirebiliriz, akademisyenlere laboratuvarlarımızı açabiliriz, seminerlerle kendilerine bilgilendirme yapabiliriz. Kapımız herkese açık. DuPont’tan nasıl fayda göreceği bize gelmek isteyen kişilere bağlı.

Halide Aydınlık:  Ar-Ge alanında en büyük işbirliğinin üniversiteler ve akademisyenlerden geleceğini düşünüyoruz. Dünyadaki birçok DuPont ofisinden başvuruda bulunuyor. Bu imkan, ellerindeki projeyi geliştirmek için fon sıkıntısı çeken akademisyenlere yardımcı oluyor. Biz, insanlara getireceği faydayı göz önünde bulundurarak fon sağlıyoruz. Fon verdiğimiz projelerin üç yıl içinde hayata geçmesini hedefliyoruz.

DuPont ekran elektroniğinde çok ileri. LG gibi firmalara teknoloji sunduğu biliniyor. Bugün kullandığımız birçok mobil cihazda Dupont’un teknolojisi bulunuyor diyebilir miyiz?

Halide Aydınlık:  Elektronik ve iletişim alanında tedarikçi olarak birçok firmayla çalışıyoruz. Tüketiciler bunu görmese de, birok ürünün elektronik aksanında DuPont ürünleri yer alıyor. Doğrudan sattığımız bir ürün olmaması nedeniyle tüketici tarafından fazla bilinmesek de sanayi alanında dolaylı olarak faaliyetlerimiz mevcut. Elektronik ve iletişim, DuPont’un faaliyet gösterdiği 12 sektörden birisi. Üretim, ABD’de gerçekleştiriliyor.

Türkiye’nin yenilik merkezi kapılarını açtı - 1 DuPont Türkiye Ülke Müdürü Halide Aydınlık.

Uzay havacılık alanında Türkiye’deki atılım sürecinde DuPont’un bir katkısını görecek miyiz?

Mehmet Demiray: DuPont, uzay-havacılık sektörü için çok büyük önem taşıyan parçalar üretiyor. Burada altını cizmek geren konu ustun nitelikli parcaların her ne kadar kendisi ufak da olsa butun içinde ne kadar önemli olumlu sonuclar yaratabilecegi

DuPont donanım olarak çok üstün nitelikli parçalar sunuyor. Uçak motorunda, uçak içinde kullanılan kompozit malzemelerde DuPont parça sağlıyor. Kevlar® ürünü ile yapılan çok hafif ama metalden çok daha dayanıklı bir malzeme elde ediliyor. Metal ile üretime kompozit olarak giriyor ancak çok daha güçlü bir malzeme elde ediliyor. Bu malzemeleri hiçbirimiz görmüyoruz ancak yapılacak bir hata insanların hayatına mal olabilir. DuPont, sektördeki firmanın talep ettiği özelliklere göre bu parçaları üretiyor.

DuPont hem İnovasyon Merkezi faaliyetleriyle hem de genel sektörde 1 yıl içinde neler yapmayı hedefliyor?

Mehmet Demiray: Yapmak istediğimiz şey birlikte çalışmak. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Bu merkez bir satış değili birlikte çalışma mekanı. Türkiye’ye ve Dünyaya özel sorunlar mevcut. Bu karmaşık yapının içinde sadece ürün sattığımız kişilerin değil, buna etki eden herkesin bir araya gelmesini sağlıyoruz. Bu kapsamda İnovasyon Merkezi akademik değeri olan bir yer. DuPont’un Ar-Ge ve bilgiyi geliştirme yeteneğiyle bu merkezin sunduğu imkanları bir araya getirmeye çalışıyoruz. Bu konuda ne kadar başarılı olursak bu bizi o kadar mutlu olacağız. DuPont, bu özelliğiyle kendisini diğer firmalardan ayırıyor ve herkese katkı sağlıyor.

Bir tüketicimizden örnek vermek istiyorum. Medikal ürün ambalaji yapıyor ve üzerine polietilen film koyuyor. Filmin içinde ameliyatlarda kullanılan edebatlar var. Filmi açtığınız zaman, açılan yerdeki tutkal parçalanarak strelizasyona zarar verebilir. Basit görünen bu ambalaj yapışması çok zor. Bu şirkete DuPont yardımcı olarak ambalaj konusunda gereken teknolojik açığı kapatmasını sağlamış. Bugün, dünyadaki en büyük ameliyat malzemesi ambalajlama şirketlerinden biri haline geldiler. DuPont, bir firmaya destek oluyor ve o firmanın elde ettiği başarıyla sonuca ulaşıyor. Amacımız sadece ürün satmak değil, beraber çalışmak.

Halide Aydınlık:  Türkiye olarak endüstri tarafında üretim yapan bir ülkeyiz. Ancak yapmış olduğumuz üretimin üzerine bir katma değer ekleyebilirsek ihracat rakamlarımızı ciddi şekilde artırabiliriz. DuPont, verdiğimiz örnekte olduğu gibi müşterisine herkesten farklı bir çözüm sunmasını sağlayan destek veriyor. Müşterimiz bugün oldukça büyük bir sektörde bu sayede söz sahibi olmuş durumda. Türkiye olarak bunun gibi başka örnekleri de hayata geçirmek istiyoruz.

Türkiye’nin ihracat değerlerine baktığınız zaman, kilo başına 1.30 dolar ihracat değerimiz var. Gelişmiş ülkelerde ise bu rakam (Almanya, ABD, Japonya) 3.60 dolar. Bu aradaki değer sadece katma değerden kaynaklanıyor. Üretici olarak ürünlerinizi düşük maliyetle üreterek yurt dışına satarak bir noktaya gelebilirsiniz ancak o noktadan sonra ilerleyebilmeniz daha farklı bir bakış açısı gerektiriyor. DuPont Türkiye İnovasyon Merkezi’mizin açılışında ISPAT başkanı Sn. İlker Aycı’nın da dediği gibi orta gelirden üst düzey gelir noktasına ulaşabilmek için katma değeri ortaya koyabilmemiz gerekiyor. DuPont Türkiye olarak amacımız doğru partnerlerimizle çalışarak 1.30 doları  hep birlikte gelişmiş ülkeler seviyesine getirebilmek.

Doğru partnerler, küresel ve yerel sorunları çözmemiz aşamasında bizimle istediğimiz sinerjiyi oluşturacak firmalar. Sorunların çözülmesi aşamasında verilen mücadeleye baş koyabilecek firmalar. Bu firmalar, 10 bin bilim insanımıza, 150 Ar-Ge merkezimize bizimle beraber erişim sağlayabilecek. Bu birlikteliği kurabileceğimiz tüm firmalara kapımız açık.

Türkiye’nin yenilik merkezi kapılarını açtı - 2 DuPont türkiye İnovasyon Merkezi Lideri Mehmet Demiray.

EMEA ülkeleriyle karşılaştırıldığında Türkiye’nin Ar-Ge harcaması ne boyutta?

Halide Aydınlık:  Ar-Ge olarak Türkiye’nin gitmesi gereken bir yol var. Bu alanda yapılan harcamaya bakıldığında GSYİH içinde yüzde 0.85 gibi bir rakama denk geliyor. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 3. Türkiye olarak harcamamızı bu seviyeye çıkarmamız gerekiyor ki hükümetimizin 2023 stratejisi kapsamındadaki hedeflerinde bu konu yer alıyor. DuPont’un her yıl Ar-Ge harcadığı 2 milyar dolar, Macaristan, Lüksemburg gibi ülkelerin Ar-Ge harcamasından  fazla. Ülkelerin potansiyelini bile geçen Ar-Ge yatırımıyla firmalarla işbirliği yapmak ve Türkiye’nin ihracat rakamlarını artırmak için Ar-Ge’nin güçlenmesini sağlamak amaçlarımızdan biri.

Türkiye’deki yöneticilerin Ar-Ge konusunda ne kadar sabırsız olduğunu biliyoruz. DuPont ile ‘parayı ver istediğin teknolojiyi al’ gibi mümkün olmayan anlayışları yıkabilecek miyiz?

Mehmet Demiray:  Türkiye’deki firmaların 200 yılı geride bırakmış bir Ar-Ge firmasının etkileşimiyle ilham alacağını düşünüyorum. DuPont, firmaların Ar-Ge çalışmalarını hızlandırmak, bilgi aktarımı sağlamak ve kalitelerini artırmamız. Müşterilerimiz veya diğer sektördeki firmaların Ar-Ge çalışmalarına katkıda bulunacağız. Türk firmalarına hem zaman hem de beklenti açısından bir katkı sağlayacağımıza inanıyorum.

Halide Aydınlık:  Kısa vadede yardımcı olacağımız gibi uzun vade de yardımcı olacağız. Sonuçta belli projelerin uzun zamana yayılması kaçınılmaz olacaktır. Türkiye’nin seviyesini artırmak için Ar-Ge çalışmalarını artırması, teknolojisini güçlendirmesi gerekiyor. Bu algının sanayi içinde oluştuğunu düşünüyorum ve zamanla daha güçleneceğini düşünüyorum. Örneğini verdiğimiz müşterimiz gibi, belki onlar da kısa zamanda çözüm beklemiş olsa da şimdi geldikleri noktadan çok memnunlar.

Mehmet Demiray:  Anahtar kelime inovasyon. Ar-Ge içinde... kısa bir çalışma olabilir ve sonucu hemen alabilirsiniz veya uzun bir çalışma gerektirebilir. Biz her alanda müşterilerimize katkı sağlamak istiyoruz. Inovasyon merkezi ve Ar-Ge sürecini de kısaltmak istiyor.

DuPont’a gelecek taleplerin en çok hangi alanda olmasını bekliyorsunuz?

Mehmet Demiray:  Dengeli bir yaklaşım bekliyoruz. Çalışmalarımız başladı ancak ilk görüşümüz özel sektörün biraz daha hızlı ilerleyeceğini bekliyoruz. Akademi alanında da hem yabancı hem de yerel üniversitelerle çalışacağız. Bir tane fikir için 10 tane proje 100 fikir gerekiyor. 99 tane fikir ölmüş fikir haline geliyor. Çok proje olması da sorun. Bu konuda da tecrübeyle sınanmış özelliklerimiz var. Kağıt üzerinde çok güzel bir projeye nasıl yaklaşılması çok önemli.

Halide Aydınlık:  200 yıllık bilgi birikimimizi ve bilim insanlarımızı özel sektöre, akdamisyenlere, STK’lara ve bir fikri olan herkese açtık.

Sayfa Yükleniyor...