'Ulusalcı olmadan CHP'li olunmaz'

Genel başkanlık görevinden ayrılmasının ardından ilk kez grup toplantısında konuşan CHP milletvekili Deniz Baykal, parti içerisindeki 'ulusalcı-yenilikçi' tartışmalarına değindi.

'Ulusalcı olmadan CHP'li olunmaz'

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, genel başkanlık görevini bırakmasının ardından ilk kez grup toplantısında kürsüye çıktı.

Beklenenin aksine Baykal, konuşmasında partideki 'ulusalcı-yenilikçi' tartışmasına da yer verdi.

Baykal, "Ulusalcılar, yenilikçiler var sözlerini reddediyorum. Bütün CHP'liler ve milletvekilleri hem ulusalcı hem de yenilikçidir. Ulusalcı olmadan CHP'li olunmaz'' diye konuştu.

'yi savunmanın, CHP' yi savunmaktan geçtiğini ifade eden Baykal, özetle şu görüşleri dile getirdi:

''Türkiye'yi değiştirmenin ilk aşaması CHP'yi değiştirmektir. Onun için CHP'yi savunmak Türkiye'yi savunmaktır. Bunu çok iyi bilin. CHP'ye muazzam haksızlıklar yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Bu duruma meydan okumak gerekmektedir. CHP, bir karmaşa içinde olan insanların bir yığınağı gibi algılatılmak isteniyor.

Bence gerçekçi olmayan, doğru olmayan bir değerlendirmedir. Gerçek bu değildir. CHP'nin ne olduğu bellidir. Programı vardır, bir ve bütündür. Ulusalcılar, yenilikçiler var sözlerini reddediyorum. Bütün CHP'liler ve milletvekilleri hem ulusalcı hem de yenilikçidir. Ulusalcı olmadan CHP'li olunmaz.

'BİRBİRİMİZE MECBURUZ'
Sayın Genel Başkan programı geçen haftalarda okudu. Bu saldırılara göz yummak ve takdim etmek Türkiye'ye yapılacak en büyük yanlışlıktır. Birbirimizi yaftalamamalıyız. Birbirimizin ulusalcılığı ve yenilikçiliğine saygı göstermeliyiz. Bu tehditler karşısındaki direnç noktası CHP'dir. Kendi elimizle ayrıştırırsak, ulusalcı yenilikçi olarak, amaçladığımız hedeflerden mahrum oluruz. Biz birbirimize mecburuz.

Bu bakış açısını değiştirmek gerekmektedir. CHP'ye karşı haksızlıkları göğüslemek lazım. Yeni Anayasa konusu bir buçuk yıldan beri gündemde. Kiminle yapmaya çalışıyoruz, AKP ile. İnsan haklarına saygılı bir anayasa yapalım, herkes eşit katılacak birlikte yapacağız diye yola çıktık; bir protokol imzalandı bir buçuk yıl çalışıldı. Başbakan çıktı Mart sonuna kadar bitirdiniz bitirdiniz, bitiremediniz biz kendi anayasamızı yaparız, dedi.

'ANAYASA TUZAĞINA DÜŞÜRDÜLER'
Protokolde böyle bir madde var mı? Olabilir mi? Anayasa temel siyasi güçlerin mutabakatı ile oluşturulması gereken bir metindir. Anayasa çabası meşrulaştırıldı. Bizler artık uzlaşma komisyonundan ayrılsak da AKP artık kendi isteğini dayatma imkanına kavuştu. Bu olaylar bize gösterdi ki hesaplaşılması gereken bir tablodur. Anayasa tuzağına düşürdüler. Bu yöntemin irdelenmesi lazım. Samimiyetsizliğini anlatılması lazım. İlk iş bu, bunu anlatmak gerekiyor.

'YARGI SİYASİ KONTROLE GEÇECEK'
AKP anayasayla Başkanlık rejimi getirecek, yargı işini düzenleyecek. Yargı tamamen siyasi kontrole geçecektir. Aklın, sağduyunun iflas ettiği noktadayız ve bu düzenleme geliyor. Başkanlık düzenlemesi geliyor. Türkiye'ye özgü başkanlık modeli olduğu ifade ediliyor, başkanlık sisteminin tüm özellikleri kaldırılıyor, parlamentoyu fesih dahil uydurma, hukukla, demokrasiyle bağdaşmayacak keyfi bir hegemonya düzenlemesi kuruluyor. Anayasa değişikliği kapsamında sessiz kalmamız mümkün değildir. Çok büyük tepki göstermek hepimizin en büyük sorumluluğudur.''

3 YIL SONRA KÜRSÜDE
Deniz Baykal, genel başkan olarak en son 4 Mayıs 2010'da grup toplantısında konuşmuş, 10 Mayıs'ta da istifa kararını açıklamıştı.

Sayfa Yükleniyor...