Vampir aşkına

Sinemaya da uyarlanan Stephenie Meyer’in Twilight adlı eseri Almanya’da en çok satan kitaplardan.

Deutsche Welle'nin haberine göre; Alman Der Spiegel dergisinin en çok satanlar listesinde şu anda farklı türlerde kitaplar yer alıyor.

Klasik pir polisiye roman, yumuşatılmış porno içerikli bir kitap ya da gerçek bir edebi roman.

Şüphesiz Joanne Rowling’in Harry Potter romanları sayesinde gençlik kitapları da listelerde yer almaya başladı.

Şu anda 25 kitabın yer aldığı Almanya'daki en çok satanlar listesinde ABD’li yazar Stephenie Meyer’in üç kitabı bulunuyor.

"Alacakaranlık" adlı kitapta genç bir kız ile bir vampir arasındaki aşk hikâyesi anlatılıyor. Kitabın okurlarından Laura, vampirlere duyulan ilgiyi şöyle anlatıyor:
“Vampir biraz tehlikeli. Pek çok genç kızın biraz sansasyonel olan ve onları harekete geçiren şeylere özlem duyduğuna inanıyorum.“

Yakışıklı ama kan emiyor

Kitabın başkahramanı Edward adını taşıyor. Tatil sırasında çok sıkılan Laura, Edward ile Vogtland kentinde gittiği küçük bir kitapçıda tanışmış. Ve ilk bakışta bu soluk benizli ve yakışıklı gence âşık olmuş. Tıpkı kitabın diğer kahramanı Bella Swan gibi. Laura, “Herkesin Edward’ı sevdiğine inanıyorum. İnsan gerçekten onun sevgilisi olmak istiyor“ diyor.

Edward yüzyıllarca yaşında ve ölümsüz bir vampir olsa da, oldukça iyi görünümlü ve yakışıklı. Ne üstü başı pislik içinde ne de bir ceset gibi kokuyor. Ancak onun vahşi tarafını tetikleyebilecek kokulardan da uzak durması gerekiyor. Peki, Bella Swan neden kime tutkun olduğunu her şey işten geçtikten sonra anlıyor? Laura, bu soruyu şöyle yanıtlıyor:
“Bella da tıpkı diğer genç kızlar gibi. Bu nedenle bu kadar gerçek olduğuna inanıyorum. Her şey öyle bir şekilde ki sanki dünyamızda geçiyor.“

Genç kızların hayalini süsleyen vampir

Kitabın kadın kahramanı Bella, boşanmış bir ailenin çocuğu. Arizona’dan ABD’nin kuzey kıyılarındaki Forks adlı bir kasabaya taşınmış. 11’inci sınıfta okuyan gayet normal bir öğrenciydi. Normal bir hayatı vardı. Taa ki Edward ile tanışıncaya kadar.

“Bu, her genç kızın isteyeceği şekilde çok güzel yazılmış bir hikâye. Kendinizi kitaptaki kahramanların yerine koyabilirsiniz. Gerçekten muhteşem yazılmış bir kitap.“

Meyer’in roman kahramanı ve pek çok genç kızın hayallerini süsleyen Edward, bir memur, başhekim ya da aristokrat değil. Aksine o pek alışılmış olmayan bir fantezi kahramanı. Kana susamış olan vakpirler, özverili iyi bir kişi olmayı da istemezler. Bu, Meyer'in hikâyesinin en önemli özelliği olarak adlandırılabilir. Joanne Rowling’in Harry Potter romanlarından farklı olarak, bu hikâye okurlarını edebi ve mitolojik kanıtlar aramaya yönlendirmiyor. Okurlarını oldukça etkileyen bu kitap için ülke genelinde fan kulüpler de kurulmuş.

Edward sevgilisini de vampir yapıyor

Laura ve arkadaşları, Meyer’in Alacakaranlık serisinin dördüncü kitabı Şafak Vakti çıktığında kutlama yapmışlar. Çünkü bu yeni kitaptaki olayları öğrenebilmek için en az 1600 sayfa beklemek zorunda kalmışlardı. Edward, sonunda Bella’yı ısırarak onu eşi yapacak mıydı? Ya da ikisi sonunda cinsel ilişkiye girecekler miydi? Laura, kitapta anlatılanlar konusunda biraz hayal kırıklığına uğramış:
“Herkesin beklediği şekilde ayrıntılı bir biçimde anlatılmamıştı. Yazık. Çünkü insan bir vampir ve insanın birlikte nasıl olduğunu bilmek istiyor. Onu çok kolay çiğneyebilirdi.“

Tabii ki Edward bunu yapmadı. Onun yerine sevgilisini hamile bıraktı. Ve doğum yaparken ölüm tehlikesi altında olduğu için sonunda Bella’nın dileğini yerine getirdi ve onu ısırarak ölümsüz yaptı. Yani bir vampir haline getirdi. Bu gençlik hikâyesi bir finale ulaştığında büyük bir ihtimalle okuyucuları da birer yetişkin olacak.

Sayfa Yükleniyor...