"Biz istemedik ocak filan. İşletmeci geldi gitti yanımıza. Çoluğuna çocuğuna iş verelim dedi. İstemedik tabi. Tarımcıyız biz. Tarım yaparak geçiniyoruz. Bu taş ocağı topraklarımızı verimsiz yapacaktı. Sularımızı kirletecekti. Hiç tarım yapamaz hale gelecektik. Köyümüz köylülerimiz kurtuldu."
Bu sözlerin sahibi Antalya Zırlankaya Köyü sakini Hatice Yıldırım köyümüz kurtuldu diyor. Evet Zırlankaya ve çevredeki iki köy zorlu hukuk mücadelesi kazandı ve köylerindeki taş ocağı kapatıldı.
Aslında mücadele pek de kolay olmamış. Zırlankaya Köyü sakini Ahmet Yıldırım anlatıyor:"Bu taş ocağı 3 köyün tam ortasında kalıyor. Birlik olup bu taş ocağının yanlış olduğunu haykırdık. Jandarma beni içeri attı, gözaltına aldı. Yılmadım. Dava açtık ve kazandık. Bu verimli topraklar yok olup gidecekti. Söylediği madenin bile orada olmadığı belirlendi.Zırlankaya köylüleri mücadelelerinde yalnız değilmiş."
Zırlankaya Köyü muhtarı Cengiz Yeşil ise şunları söylüyor:"Taş ocağına karşı olan mücadelemizde bize destek veren çevreciler, siyasetçiler oldu. Onların sayesinde davayı kazandık, mutluyuz. Demek ki haklıymışız. 3 köyün geleceğini kurtardık."
Verilen hukuk mücadelesinin aktörlerinden Avukat Rıza Karayıldırım, gelinen aşamayı, köylü yeşiline toprağına sahip çıktı şeklinde özetliyor ve ekliyor:"Bölgeye zarar vereceği için dava açtık. Ben de o köydenim. Bilirkişi geldi inceledi. İşletmecinin söylediği madenin bile orada olmadığını belirledi. Köylü yeşiline toprağına sahip çıktı. Mahkeme de yürütmeyi durdurarak bize göre yanlıştan dönüldü. Eğer mücadele etmeseydik, şimdi orada ocak işletiliyor olacaktı."
Aslında taş ocakları Antalya'da sadece Zırlankaya köylülerinin meselesi değil. Kentteki taş ocağı sayısı tam olarak 2300'e ulaşmış durumda. Son yıllarda maden arama izinlerinin kolaylaştırılmasıyla artan taş ocakları çevreci örgütlerin ve sivil toplum kuruluşlarının hedefi durumunda. Her zaman Zırlankaya köyü halkı gibi yeşil kazanmasa da Antalya'da taş ocaklarından şikayet edenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
- Etiketler :
- Haberler
