Yok oluyoruz

Memeli hayvanların yüzde 25'i yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Türkiye'de ise her altı memeli türünden birinin nesli tehlike altında.

Yok oluyoruz

Urfa bozkırlarında yaşayan yabani ceylanların sayısı 50 lere kadar düşmüştü. Koruma çalışmalarıyla son beş yılda sayıları 500 ü geçti

Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) nesli tehlike altındaki türlerin kırmızı listesindeki güncellemeleri açıkladı. Memeli hayvanların yüzde 25’i yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. 61 bin 900’den fazla canlı türü gözden geçirildi. Bir gergedan türü yeryüzünden silinirken diğer bir tür de yok olmanın eşiğinde.

Koruma çalışmalarına rağmen dünyadaki memeli türlerinin yüzde 25’i yok olmak üzere. Temel nedeni, türlerin yaşam alanlarının insanlar tarafından bozulması, doğal yapılarının değiştirilmesiyle yaban hayatına yer bırakılmaması. Bir zamanlar Afrika savanlarında yaygın olan gergedanlar kaçak avcılığın kurbanı. Batı Afrika’daki Kara Gergedan’ın alttürü olan Batı Kara Gergedan’ın nesli tamamen tükendi. Orta Afrika’daki Beyaz Gergedan’ın alttürü olan Beyaz Kuzey Gergedanı ise yok olma sınırında..

’de ise 168 memeli türü var. 14’ünün nesli küresel ölçekte tehlike altındayken 11 tanesinin nesli tehlike altına girmek üzere. Bu da Türkiye’deki her altı memeli türünden birinin neslinin tehlike altında olduğunu gösteriyor.

Yakın zamana kadar ılıman kuşaktaki en zengin yırtıcı çeşitliliğine sahip olan Anadolu 20. yüzyılın başlarından itibaren bu zenginliğini kaybetmekte. Türkiye’de nesli tükenen memeli türler arasında aslan, çita, kaplan gibi büyük yırtıcılar yer alıyor. Buna rağmen çok zengin bir ülke olan Türkiye’de hâlâ kurt, bozayı, çizgili sırtlan, karakulak ve Anadolu leoparı gibi türler varlıklarını zorlukla sürdürürken Anadolu coğrafyası nice keşfe gebe. Hatay’da keşfedilen Dağ Ceylanı bunun en güzel örneği. Memeli türlerinin korunmasıyla ilgili Türkiye’de geçmiş on yıla göre artık daha fazla çalışma yapılıyor. İnsan-bozayı arasındaki çatışmanın çözülmesi için Doğa Derneği Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile çalışıyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, TÜBİTAK ile büyük memelilerin gen kaynaklarının korunması amacıyla bir DNA ve hücre bankası oluşturmak için ayrı bir çalışma yürütüyor. Bakanlık, yabankoyunu, alageyik ve ceylanların korunması için çeşitli sivil toplum kurumları ve akademik çevreler de kurt, karakulak, saz kedisi gibi etobur türleriyle ilgili çalışıyor. Tüm memeliler yaşamak için diğer türlere göre çok daha geniş alanlara ihtiyaç duyar.

Ülkemizdeki en büyük sıkıntı bu türler için yeterli alanların olmaması. Korunan alanlarda yaşam alanlarına zarar verecek faaliyetlere izin verilmesi de devleti yönetenlerin doğa korumaya yaklaşımlarını özetliyor. Türler için koruma çalışmaları yapılıyor olsa bile bu çalışmaları destekleyen güçlü bir siyasi irade yoksa doğanın bu mucizeleri sonsuza kadar yok olabilir.

Kaynak: Radikal Gazetesi

Sayfa Yükleniyor...