2010'da bunlar moda olacak!

Feng Shui; rüzgar ve su yani doğada insanı etkileyen en önemli iki güç... Nedenini ise şöyle açıklamak mümkün: Rüzgar ile dağılan enerji, suyu görünce sakinleşiyor. Ve bu felsefe, evlerde de ön planda...  Peki ama nasıl uygulanmalı?

2010'da bunlar moda olacak!

Çin'de 6 bin yıl önce keşfedilmiş Feng Shui, günümüzde de hâlâ geçerliliğini koruyor. Yaşadığınız yere göre duygularınızı kontrol etmek; sağlıklı, huzurlu ve sakin olmak için uygulanan bir rehber gibi düşünün... "Nasıl uygulanabilir" diye soranlar için ise kısaca anlatalım...

Doğru ev neye göre seçilir? İşte Feng Shui bize burada yol gösteriyor. Feng Shui dışarıdan içeriye doğru çalışan bir felsefe. İlk önce dış çevrenin uygunluğunu göz önünde bulundurmalı, daha sonra ev seçilmeli ve uygun dekorasyon yapılmalı.

Bunun için temiz hava, temiz su, doğaya ve toprağa yakın olun; sert rüzgarlardan korunun; yumuşak ve akıcı enerjilere sahip olun; sağlıklı bitki örtüsü olan, havadar ve  gün ışığı alan evleri seçin...

Tabii iş sadece bununla bitmiyor. Uygulamak için bir takım kuralları da var.

SADECE EVİ DEĞİL; HAYATI DA DEĞİŞTİ!
Esra Koyuncu, Türkiye’nin ilk ve tek özgün Feng Shui kitabının yazarı... 2002 senesinde Meksika’lı mimar bir arkadaşı sayesinde Feng Shui ile tanışan, bu yöntemle evi ile birlikte hayatının da değiştiğini söyleyen mimar Koyuncu, mekânlarda bu felsefenin çok önemli olduğuna değiniyor. Koyuncu'ya göre evin konumu ve dekorasyonu nasıl olması gerektiğini şöyle anlatıyor:

"Mekân planı mümkün olduğunca kare, dikdörtgene yakın, fazla girintileri, çıkıntıları olmayan, düz hatlı bir plan olmalı. Böyle planlarda enerji akışı çok daha kolay oluyor. Dekorasyon kişinin zevkini, stilini yansıtmalı, ancak enerji akışını kesecek kadar dolu ve dağınık olmamalı. Ev içinde olumsuz enerjiler saçacak keskin hatlı, agresif açılardan, objelerden, resim ve renklerden kaçınmalı."

FENG SHUI'DE 5 ELEMENT VAR
Ağaç, ateş, toprak, metal ve su. Bu elementlerin her birinin renkleri var. Ateş kırmızı, ağaç mavi - yeşil, toprak sarı - bej, metal beyaz - gri ve su da siyah...

Koyuncu, bu elementlerin vücudun belli organlarını da temsil ettiğini söylüyor. Ateş kalp, toprak mide, metal akciğerler, su böbrekler, ağaç karaciğer gibi...

Her kişi doğduğu gün ve mevsim itibarı ile belli elementlere sahip olduğunu belirtenesra Koyuncu, anahtar kelimenin 'denge'olduğunu, bu dengenin bozulduğu taktirde ise huzursuzlukların başlayacağını vurguluyor.

"Bu nedenle öncelikle kişilerin elementlerini inceleriz. Eğer bir kişide çok fazla ateş elementi var ise, bir de gidip evini kırmızıya boyamayız. Bu fazladan yüklenme kalp hastalıkları riskini arttırır. Böyle bir kişinin evini daha beyaz, toprak renkler ile dengelemeye çalışırız. Elbette mekanın da enerjileri var. Bazı yerlere bazı renkler enerjisel olarak gitmez. Bizim yaptığımız evin bir enerji haritasını çıkararak uygun renkleri saptamak, bunları evde yaşayan kişilerin elementleri ile harmanlayarak uygun bir renk skalası önermektir. Elbette tonları seçerken evin ışığı ve odaların ebatları da göz önüne alınmalı. Çok büyük bir mekanı çok açık bir renge boyadığınızda enerji dağılır gider. Toplamak için bir odak noktası yaratmak gerekir.

HERKES ÜZERİNDE ETKİ YARATIR MI?
Feng Shui, herkes üzerinde bir etki yaratır. Sonuçta bunlar fizik kurallarıdır. Ama dediğiniz gibi tarzı, bakış açısı ve farkındalığı yüksek olan kişiler farklı boyutlarda algılayabilir ve yararlanabilirler. Farkındalığı düşük olan kişiler, genelde yaşamlarında olan her şeyi başkalarından beklerler. Örneğin hepimizin bu hayatta paraya ihtiyacı var. Evinizde bereketi arttırmak için bir şeyler yapıyorsunuz. Paranın havadan geleceğini zanneden insanlar var. Sen bir şey yapmadan, sadece evine şans sembolleri koyarak para geleceğini düşünebilir misin?"

Feng Shui için enerjiye yer açın. Fazlalıklardan, kullanmadığınız ya da sinir olduğunuz eşyalardan kurtulun. Odaların kare veya dikdörtgen olmasına dikkat edin. Diğer bir kuralda eşyalar ile evin boyutunun paralel olması. Orantıya dikkat edin. Sizin için anlam ifade eden, rahatlatan ve görmekten zevk duyacağınız eşyalara yer açın.

Bu kurallar ev için geçerli. Peki ya işyerleri? Aslında çok da büyük bir fark yok ortada. Evin daha huzurlu ve sakin, işyerinin ise hareketli olacağını söyleyen Koyuncu, her ikisinde de enerji haritasına göre olumlu ve olumsuz yerlerin saptanması ve önemli fonksiyonların olumlu yerlere konulması gerektiğini vurguluyor. Örneğin; olmulu yerler yatak odası ya da patron odası; olumsuz yani daha az kullanılan yerler ise banyo veya arşiv odası gibi...

Dekorasyonda 2010 trendlerinden de bahseden Koyuncu, "Neleri kaybediyorsak ondan bahsedeceğiz. Doğal dokulardan, doğal malzemelerden. Kendimizi doğaya yakın hissedeceğimiz teknolojilerden, renklerden…" diyor.

İŞTE FENG SHUI KURALLARI
- Giriş kapısının karşısında tuvalet, merdiven, kapı, sivri köşe, kolon, cam ya da ayna olmamalı.

- Yatak odasında ayaklar kapıya doğru veya kiriş altında uyunmamalı. Çarşaf ve örtüler düz renk olmalı. Eğer desenli ise geometrik şekiller tercih edilmemeli. Yatakbaşı, pencereye dayalı veya pencerenin altında olmamalı. Evli çiftler, tek kişilik iki ayrı yatağı yanyana koyup kullanmamalı. Güneybatı yönünde olmalı. Odada canlı bitki veya akvaryum gibi su ile ilgili hiçbirşey bulunmamalı.

- Çalışma odası mümkün olduğunca sade olmalı. Koridor sonundaki odalar tercih edilmemeli. Çalışma masasının arkası duvara yaslanmalı ve yakınında pencere bulunmamalı.

- Mutfakta ateş (ocak, fırın) ve su (buzdolabı, lavabo) elementleri kesinlikle karşı karşıya gelmemeli. Ocak, fırın ve lavabo, buzdolabı gibi ögeler mutfakta yan yana veya karşılıklı olarak yerleştirilmemeli. Ocak bölümünde pencere olmamalı, ayrıca ocak ile birlikte tuvalet duvarı aynı duvarda yer almamalı.

- Yemek odası giriş kapısından görülmemeli ve karşısında tuvalet yer almamalı. Yemek masası köşe ve dar mekânlara yerleştirilmemeli.

- Oturma odasında sade mobilyalar tercih edilmeli, dekoratif öğelerde keskin çizgilere sahip motiflerden kaçınılmalı. Kolon ve benzeri sivri köşeli çıkıntılara sahip alanlar mevcut ise çeşitli bitki ve paravanlar ile bu kısımlar kamufle edilmeli. Yüksek dolaplar duvara yaslı olarak yerleştirilmeli ve girinti - çıkıntılardan uzak durulmalı. Vazo ve akvaryum gibi içerisinde su bulunan öğeler yüzümüze dönük olmalı.

- Tuvalet ile yatak odası aynı duvarı paylaşacak şekilde yerleştirilmemeli; oturma odası ve mutfağın karşısında olmamalı. Dubleks tarzı evlerde, lavabo gibi alanların alt katında yatılmamalı. Oturma odasının ve mytfağın karşısında olmamalı.

2010'da bunlar moda olacak!  - 1

AVRUPA'DA NASIL BİR AKIM VAR?
Koyuncu, insanların artık doğaya yöneldiğini belirtiyor:

"Sadece Avrupa’da değil, bütün dünyada ekolojik bir akım var. Hangi dergiyi açsanız enerji nasıl tasarruflu kullanılır, hangi firma hangi hayvanları kurtarmış, nasıl doğa dostu ürünler yapmış onları yazıyor. İnsanlar doğaya yöneliyor. Kadim bilgileri yeniden keşfediyorlar. Feng Shui de evrensel enerjileri kullanan kadim bir bilgi."

2010 YILINDA BUNLAR MODA OLACAK
Marshall Boya Renk İletişimi ve Renk Sistemleri Pazarlama Müdürü Aysun Vural ise dekorasyonda renklerin oldukça önem taşıdığını ifade ediyor.

Renk seçiminde; mekânın ışık faktörü (doğal güneş ışığı sarı veya beyaz aydınlatma, tavandan ya da halojen lamba abajur kullanılarak aydınlatılan ortamlar), odaların büyüklüğü, tavanın yüksekliği gibi pek çok teknik yaklaşım belirleyici rol oynuyor.

"Ev dekorasyonunda kullanılacak renkleri belirlerken evin genel konsepti modern, country, klasik vb. uygun seçimlerde bulunmak öncelik taşır. Evin ışık alışı, mekanın büyüklüğü, kullanılan aydınlatma tipinin seçilen rengimizle etkileşeceği unutulmamalı. Genel konsepte ve kişiliğimize uygun tonları evimizde kullanacağımız mobilya, perde, aksesuar ve halılar ile uyum yaratacak ya da zıt kontrastlar oluşturacak şekilde genel trendlere de bakarak belirlemek gerekir. Dış cephe rengini seçerken evin mimarisi ve çevre mimarilerde kullanılan renkler dikkate alınmalı. Dış mekanda renk seçerken doğayla uyumlu tonlar tercih edileceği gibi doğa renkleri içinde tamamen fark edilecek zıt tonlar da seçilebilir."

Vural, yeni yılın yenilenmeyi de beraberinde getireceğini söylüyor. İşte Vural'ın anlatımıyla 2010 modası...
- Denizin ve gökyüzünün rengi ferah, umut dolu ve aydınlık mavi. İyimserlik ve yeni başlangıçların yenilenmiş enerjinin ve dinamizmin rengi.

- Uzay boşluğunu temsil eden mistik tonlar sis mavisi, mineral grisi gibi beton tonları yerine granite tonları yün, ipek, kadife, deri ve süet kumaşlara yansıyacak.

- Parlak florasan tonları, enerjik optik patlayan tonlar, solid kırmızılar, pembeler morlar teknolojinin geçirdiği devrimle örtüşen dinamik tonlar...

- Aile ve arkadaşlık duygularını perçinleyen, şehir yaşamından kırsal yaşama kaçışı temsil eden doğadaki çiçeklerden, topraktan, çim ve ağaçlardan gelen dingin, uyumlu ve her daim kullanılacak toprak tonları. Pastel gül tonları, altın sarıları...

- Bireyselliği temsil eden farklılıkları ortaya koyan ilgi çeken, harekete geçiren beklenmeyen parlak, temiz tonlar yani turuncu, mor, bordo ve kırmızılar...

- Klasik ve modern dokuyu birleştirebileceğiniz sıcak, rahat, asil tonlar, pudralı griler, bronz yeşilleri, bayrak kırmızısı, altın tonları patchwork’ler, elişi örtülerle birleşiyor.


Sayfa Yükleniyor...