Acaba siz hangi gruptansınız

Sınıf, öğrencilerin gürültü patırtısıyla sallanırken sert görünümlü hoca kapıda beliriyor. İçeriye kızgın bir bakış atıp kürsüye geçiyor. Tebeşirle tahtaya kocaman bir (1) rakamı çiziyor.

“Sınıf, öğrencilerin gürültü patırtısıyla sallanırken sert görünümlü hoca kapıda beliriyor. İçeriye kızgın bir bakış atıp kürsüye geçiyor. Tebeşirle tahtaya kocaman bir (1) rakamı çiziyor.

“Bakın, bu kişiliktir. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey...”diyor.

Sonra (1)’in yanına bir (0) koyuyor;

“Bu, başarıdır. Başarılı bir kişilik (1)’i (10) yapar.”

Bir (0) daha koyuyor.

“Bu, beceridir. (10) iken (100) olursunuz”.

Sıfırlar böyle uzayıp gidiyor: Yetenek...disiplin...sevgi... eklenen her yeni (0) ‘ın kişiliği 10 kat zenginleştirdiğini anlatıyor hoca. Sonra eline silgiyi alıp en baştaki (1)’i siliyor. Geriye bir sürü sıfır kalıyor.

Yorum yaparsak kişiliğin yoksa, diğerleri bir hiçtir.”

Yazıma bir hikaye ile başladım. Neden mi? Çünkü bugün sabah yürüyüş yapmak için sahile çıktım. Her taraf çiçekler içindeydi. Keyif içinde yürümeye başladım. Sabah çok erken olmasına rağmen sahil çok kalabalıktı. Sabah yürüyüşü yapan çok kişi var artık. Bu beni çok sevindiriyor. Bu kalabalık içinde yürürken karşıdan gelen bir kişi dikkatimi çekti. Üstünde oldukça kaliteli eşofmanları vardı. 35-40 yaş aralığında bir erkek. Üstelikte yakışıklı da diyebilirim. Hani bir sürü kadının peşinden koşabileceği kadar Tempolu bir yürüyüş tutturmuş gidiyor. Buraya kadar her şey güzeldi. Ama bir anda eğildi o canım çiçeklerin üstüne üstelik sesli bir şekilde, üstelik elinde herhangi bir mendil olmadan burnunu temizledi. Bütün ifrazatını boşalttı.

O anda çok kötü oldum. 10 dakika midem kendine gelemedi. Esas olayın kötülüğü 10 dakika bittikten sonraki duygularım idi. Medeniyet nedir acaba diye düşünmeye başladım. Çok kaliteli giyinmek midir acaba? Çok lüks bir semtte oturmak mıdır acaba? Herkes sabahları yürüyor diye modaya uymak mıdır acaba? Çok güzel olmak, karşı cinsin ilgisini çekmek midir acaba? Arkadaş sohbetlerinde Türkiye’nin hali ne olacak diye dert yanmak mıdır acaba?

Türkiye’nin halini konuşmak artık gereksiz geliyor bana. Çünkü ülkemizin bu hale gelişinde hepimizin katkısı var diye düşünüyorum. Kaç kere yanlışlıkla ya da aman sende diye trafikte kırmızı ışıkta geçtim acaba. Kaç kere uzun bir kuyrukta sıraya girmek varken en önden araya girip işimizi halletmişizdir. Sonra da keyifle anlatmışızdır. Bu küçük hataları çoğumuz yapmışızdır. Bu ülkenin bu hale gelmesinde hiç de o kadar masum değiliz. Buralara nerelerden geldim. Adamın sabah yürüyüşünde yaptığı bir hareket beni bu sabah çok etkiledi. Bence medeniyet insanın içinde olmalı. O içimizdeki medeniyetin bir adı da kişiliğimizdir. Hani yazıma hikaye ile giriş yaptım ya. İşte kişiliğimiz çok önemli olduğu için yazıya o hikaye ile başladım. Kişiliğimiz yok ise geriye bir şey kalmıyor. Peki kişiliği nerden bulacağız? Eğitimin içinde saklı. Eğitim deyince üniversiteden bahsetmiyorum. Öncelikle aile eğitimi gerekli diye düşünüyorum. Bir çocuğun iyi yemesi ve iyi giyinmesinden daha önemli iyi bir kişiliğinin olmasıdır. Eğer aile bu konuda yeterli değilse o zaman kişinin kendisini yetiştirmesi gerekir. Yani okumak....okumak...okumak....

Bilim adamları yaptıkları incelemelerde dünyada 3 tip insan olduğu görüşüne varmışlar.

1-Sonuçları ortaya çıkaran ve uygulayan seçkin bir grup

2-Olup biteni seyreden büyük bir grup

3-Nelerin olup bittiğinden haberi bile olmayan büyük bir kalabalık.

Eğitimsiz toplumlarda 3. grup insanlar çoğalırlar, .büyük büyük kalabalıklar halinde olurlar.

Acaba siz hangi gruptansınız? Abaca ben hangi gruptanım?   

Saygılarımla,
Tülay Bilin
tulayb18@gmail.com
http://www.tulaybilin.com

Sayfa Yükleniyor...