Başkent trafiğine her gün 253 araç ekleniyor

TÜİK verilerine göre, Ankara'da 2011 Ağustos sonu itibarıyla 1 milyon 347 bin motorlu taşıt bulunuyor. Yılın 8 aylık döneminde, taşıt sayısında 61 bin 490 artış gözlendi. Bunun 45 bin 927'sini otomobiller oluşturdu.

Başkent trafiğine her gün 253 araç ekleniyor

Ankara'da, 2011 yılı başında 1 milyon 285 bin 661 olan motorlu kara taşıtı sayısı, ağustos sonu itibarıyla 1 milyon 347 bin 151'e ulaştı. 8 aylık dönemde motorlu kara taşıtlarındaki net artış, 61 bin 490'ı buldu. Bu artışta anakalemi, yaklaşık 46 bin ile otomobiller oluşturdu.        

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2011 Ağustos sonu itibariyle Başkent'te 970 bin 287 otomobil, 24,2 bin minibüs, 17,2 bin otobüs, 191,1 bin kamyonet, 63,7 bin kamyon, 3,3 bin özel amaçlı taşıt, 43,3 bin de traktör bulunuyor.        

Kentte motosiklet kullanımındaki artış da dikkati çekiyor. Ağustos sonunda motosiklet sayısı 34 bine ulaştı. 2005 yılı sonunda sadece 20,7 bin düzeyindeki motosiklet sayısı, 2006'da 26,8 bin, 2007'de 28,9 bin, 2008'de 30,4 bin, 2009'da 31,6 bin, 2010'da da 32,8 bin oldu. Yılın 8 aylık döneminde, trafikteki motosiklet sayısı 1.169 artış gösterdi.
       
''TEMEL ÇÖZÜM; METRO''
Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Orhan Sarıaltun, son yıllarda sadece başkent Ankara ya da Türkiye'de değil, tüm dünyada özel araç sahipliği sayısında artış gözlendiğini belirterek, kent içi ulaşım politikalarının artan önemine vurgu yaptı.        

Belli nüfusun üzerindeki kentlerde ulaşım sorununa temel çözümün ''metro'' olduğunu ifade eden Sarıaltun, Paris, Londra, Moskova metrolarına işaret ederek, raylı sistemin, dünya metropollerince denenmiş, öğrenilmiş bir gerçek olduğunu söyledi.        

Sarıaltun, özetle şu noktalara dikkati çekti:      

''Ankara'da uzun yıllardır büyükşehir belediyemizin izlediği politika, özel araç sahipliğini destekleyen bir politikadır. Metropol kentte, kentiçi ulaşıma özel araç trafiğini özendirici yaklaşımlarla çözüm bulmak imkansız. Tüm dünya örneklerinde de bunu görüyoruz. Özel araç trafiğine en uygun planlanmış ABD'de bile New York, Chicago, Los Angeles gibi bir büyük metropol kentlerde raylı toplu taşıma sistemi özendiriliyor. Londra'da belediye kent merkezinde otopark ücretlerini artırdı. Bu, çok ciddi bir yaklaşım ve gerçek anlamda kent merkezinde nasıl hareket edilmesi gerektiğini gösteren bir örnek.       

Bizde hem halkımızın hem de belediyelerimizin yanlış bir algısı var; kent merkezinde otopark sorunu var. Evet var ancak bunun çözümü, kent merkezinde otopark yapmak değil. Kent merkezinde otopark sayısını artırırsanız, özel araçla gelmeyi özendirmiş olursunuz. Oysa bütün dünya örneklerinde olduğu gibi önce bir toplu taşıma sistemini çözersiniz, bunu da mümkün olduğunca raylı sistemle yaparsınız. Sonra da kent merkezine gelmeden uygun noktalarda, metro duraklarına büyük otoparklar yaparsanız. İnsanlar araçla gelse bile trafiğe girmemek için bu otoparklara arabalarını bırakıp, toplu taşımayı kullanmayı tercih ederler. Çünkü dünyada bizdeki gibi kent merkezlerinde araç öncelikli katlı kavşak yoktur.        

Katlı kavşaklar çözüm değildir. Neden? Bir tanesini yapıp trafiği hızlandırdığınızda bir sonraki kavşak da katlı kavşak isteyecektir, özel araç trafiği sürekli akışkan hale gelmek isteyecektir. Aksi takdirde bir sonraki ışıklı kavşakta yine aynı bekleme gerçekleşir. Oysa kent merkezine özel aracıyla gelmeyi tercih edenlerin trafikte beklemeyi göze almaları gerekir.''
       
''METRO HATTI TAMAMLANIRSA CİDDİ RAHATLAMA OLUR''
Ulaştırma Bakanlığına devredilen Ankara metrosunun iki yılda tamamlanacağını anımsatan Sarıaltun, iki yıl içinde Batıkent metrosunun Sincan'a uzatılması, Keçiören'in Kızılay'a bağlanması ve Çayyolu metrosunun yapılması halinde trafikte çok ciddi bir rahatlama olacağını söyledi.        

Temel sorunun, raylı sistemin bitirilmesinin gecikmiş olduğunu savunan Sarıaltun, ''Eskişehir yolunda ciddi sayıda şerit artırıldı ancak çözüm olmadı. Çünkü istediğiniz kadar büyük yolla ulaşın, kent merkezine girdikten sonra zaten otomatikman tıkanacaktır. Su borusu döşerken, büyük boruyu ince su borusuna bağlarsanız sonuçta incenin kapasitesinde su elde edersiniz. Trafikte de bu aşağı yukarı aynıdır. Kent merkezine istediğiniz kadar geniş, bol şeritli yolla gelin, merkezde genişletemeyeceğiniz, sıkışık yollar olduğu için rahatlamayacaktır. Alternatif yollar, belli kavşakların rahatlamasını sağlayabilir ama genel anlamda onlar da belli yoğunluğa ulaşacaktır'' diye konuştu.
        
''BÜTÜNLÜKÇÜ ULAŞIM ANA PLANI GEREKLİ''
Şehiriçi ulaşım sorununun çözümü için bütünlükçü ana plan yapılması gerektiğine dikkati çeken Sarıaltun, şöyle devam etti:        

''Bütünlükçü ulaşım ana planı gerekir. Bunun iskeleti, raylı toplu taşıma sistemi olur. Metro duraklarına yolcu taşımaya yönelik otobüs hatlarıyla destekleyici sistemler uygulanır. İyi işletilen bir otobüs sistemi de her zaman önemlidir. Otoparklar da kent için önemlidir. Özel araç trafiğini yok sayamazsınız. Fakat metro sistemiyle destekli bir şekilde otoparkları çözerseniz, gerçekten çözüme ulaşmış olursunuz.       

Belli bir nüfusu aştıktan sonra kentler, (raylı sistem) başka türlü bir çözüm uygun olmaz. Bu, 100-150 yıldır denenen, bilinen, kentlerin keşfettiği bir şeydir. Paris metrosunun yaşı sanıyorum 100-110, Londra, Moskova'da aynı şekilde. Buralar, dünyanın 100 yıl öncesinde de metropol kentleriydi, oralarda kent bilimcileri, ulaşım bilimcileri çalıştılar, en doğru sistemin bu olduğunu tespit ettiler.''

Sayfa Yükleniyor...