'En altta'ki kadınlar

Fuhuş pazarına çocuk yaşta giriyorlar; yüzde 72.5’ini ilk kez sermaye olarak piyasaya ya eşleri ya da nişanlıları satıyor. Yüzde 37.5’i ilk evliliklerini 13-15 yaşlarında yapmışlar.  Onlar için hayatın anlamı, "koca bir çukur..."

'En altta'ki kadınlar

“1986 yılında, 16 yaşında iken, adam zengin diye biriyle evlendirdiler imam nikahıyla, bir ay sonra ayrıldık ve eve geri döndüm, 1994’de evlenmemem için ailemden baskılar artmaya başladı, resmi nikahla bir garsonla evlendirdiler. Kocamdan baskılar gelmeye başladı, “herkes araba alıyor, bizim de olsun” diye... ve Ankara’ya götürerek randevu evine eliyle yerleştirdi kocam, 1995 de geneleve giriş yaptım, oradan Diyarbakır genelevi, Çorum’a geçtim, beş senedir Mersin deyim…”

Kadınların sermaye olarak fuhuş pazarına çıkma yaşları şöyle: yüzde 27.5’inin 13-15, yüzde 50’sinin 16-20, yüzde 17.5’nun 21-25 ve yalnızca yüzde 5’ nin 25 ya da ya da geç yaşta.

ŞEHVET YA DA PARA DÜŞKÜNLÜĞÜNDEN DEĞİL
Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Dr. Neriman Açıkalın, Mersin genelevinde çalışan 31 ve sokakta çalışan 13 kadınla (toplam 44 kadın) yüzyüze görüşmelere dayanan bir çalışma yaptı. Görüşmeler, genelevde, revir kısmında ve sağlık kontrolleri sırasında, sokakta çalışan kadınlarla ise, kartopu tekniği ve patronluk yapan bir kadının sağladığı olanaklarla kadınlara ulaşılması şeklinde gerçekleştirildi. Açıkalın'ın araştırması çok konuşulan ancak az ve yanlış bilinen bir dünyaya ışık tutuyor.

Açıkalın'a göre; Kadınların sermaye olma hikayeleri şehvet ya da para düşkünlüğünden değil, çoğu hayat hikayesinin ortak yönü olan en güvendikleri, kendilerine en yakın erkeklerin kendilerini cinsel, duygusal ya da ekonomik anlamda sömürmeleri nedeniyle başlıyor. Bu kişiler çoğunlukla yakın akraba, eş, nişanlı hatta öz baba ya da erkek kardeş bile olabiliyor. Kadınların yüzde 72.5’i kendilerini ilk defa sermaye olarak piyasaya sunan kişilerin nikahlı-imam nikahlı eş ya da nişanlıları.

“Annemle babam ben 2 yaşındayken boşanmışlar… 14 yaşımda komşunun oğlu tecavüz etti ve ceza almamak için evlendirdiler, 4-5 aylık evliyken eşim sattı beni, boşanmak için zinaya zorladı, yapmayınca dayak yedim ve kocam başkalarına satmaya başladı…”

“…on yedi yaşındaydım... kayınbabam tecavüz etti… ben tecavüze uğradığımda hamileydim, altı aylık falan… benim babamın halasının oğlu var, beni emniyet onlara teslim etti, o çocuk dedi, “ben bakarım, bizde kalsın”, neyse gittik, tekrar beni kayınbabama bir televizyon karşılığında verdiler, yine gittim bunlara, bu sefer benim babamın halasının oğlu kayınbabamlardayken geldi, “gel seni biraz gezdireyim, götüreyim seni bir arkadaşıma bırakacağım seni, bu ortamlardan uzak dur, biraz kafanı dinle”, götürdü ve beni randevu evine sattı...”(32 yaşında genelevde çalışıyor)

FUHUŞ PAZARINA ÇOCUK YAŞTA GİRİYORLAR
Kadınların sermaye olarak fuhuş pazarına çıkma yaşları şöyle: yüzde 27.5’inin 13-15, yüzde 50’sinin 16-20, yüzde 17.5’nun 21-25 ve yalnızca yüzde 5’ i 25 ya da ya da ileri yaşta. Dr.  Neriman Açıkalın'a göre bu veriler, zorunlu-gönüllü fuhuş kavramlarının analizinde çok önem taşıyor: Kadınların ilk evlilik yaşları ve nişanlı, koca ya da imam nikahlı dostları tarafından sermaye olarak kullanılma yaşlarına baktığımızda kadınların fuhuş pazarına kendi iradeleriyle dahil oldukları iddiasına ne kadar dikkatli yaklaşılması gerektiği bir kere daha ortaya çıkmaktadır. Örneğin, kadınların ilk evlilik yaşlarına baktığımızdayüzde 27.5’nin hiç evlenmemiş olduğunu, yüzde 37.5’nin 13-15 ve yüzde 35’nin ise 16-20 yaşları arasında evlendikleri görülüyor. 

EŞLERİ SATIYOR
Kadınların yüzde 72.5’i kendilerini ilk defa sermaye olarak piyasaya sunan kişilerin nikahlı-imam nikahlı eş ya da nişanlıları olduğunu belirtiyor. 

YÜZDE 20'Sİ OKUMA BİLMİYOR YÜZDE 2.5'İ ÜNİVERSİTE MEZUNU
Kadınların eğitim düzeyleri şöyle: yüzde 20’si okuma-yazma bilmezken, yüzde 10’u ilkokul terk, yüzde 25’i ilkokul mezunu, yüzde 10’u orta terk ya da mezunu, yüzde 15’i lise terk, yüzde 12.5’i lise mezunu, yüzde 5’i üniversite terk ve yüzde 2.5’u üniversite mezunu. 

TOPLUMSAL LİNCE UĞRUYORLAR
Bu çalışmanın bulgularına göre, kadınların fuhşa itilmesinde en önemli nedenler, parçalanmış aileler, kadının yetiştiği çevredeki olumsuz yetişkin rol modelleri ve fuhşun normalleştirilmesi, aile içi ve kadının yakın akraba çevresi tarafından cinsel taciz/tecavüze uğraması ya da fuhuş pazarına satılması, kadının eğitimsizliği ve erken yaşta evlendirilmesi, toplumda namus ve bekarete verilen anlam ve buna bağlı olarak namusunu kaybeden kadının toplumsal linçe uğraması. 

"HAYAT KOCA BİR ÇUKUR"
Çalışmanın bulguları, kadınların yüzde 37.5’inin yaşamlarında bir ya da birden fazla intihar girişiminde bulunduklarını gösteriyor. İntihar girişimde bulunmamış olanlar arasında, en büyük etken ya dini duygularının ağır basması ya da çocuklu kadınlar olup çocuklarının geleceğini düşünmeleri gösteriliyor. Kadınların hemen hemen hepsi, yaşamın anlamsızlığından, kimseye güvenmediklerinden ve çaresizliklerinden söz ediyor.

23 yaşında genelevde çalışan bir kadının anlatımıyla "hayat koca bir çukur":

“…İlk işe başladığımda çok üzüldüm, gitmek istedim, iki kere intihara teşebbüs ettim hapla… Hayatın anlamı… koca bir çukur, bomboş…”

REGL OLMALARI DA ENGELLENiYOR
“…ben şahsen kendimi hayvan gibi hissediyorum, kışın geliyorlar o demirli pencerelerin arasından bakıyorlar, işte, “orasını açsa da görsek, burasını açsa da görsek”, işte ”aç, aç, aç ne olacak”, zaten bunlar insanı bunlar rahatsız ediyor, psikolojisini bozmaya da yetiyor, bunları görmek lazım, bir gece gelip böyle görmek lazım... yeri geliyor, evli kadın kocasına tahammül edemiyor, yeri geliyor biz burada ay haliyle çalışmak zorunda kalıyoruz, ilaçla ay hali görmemiz engelleniyor, fakat bunun doktorlar da önüne geçemedi, ahlak da önüne geçemedi, bir ara ahlakın kulağına gitti haplar yasaklandı, ama ahlak da artık başa çıkamadı... can güvenliğimiz yok, adamın biri sarhoş, psikopat geliyor, içeride seni dövse, çok oluyor kızların dövüldüğü ettiği, hakaret yemesi, dayak yemesi çok oluyor, sen dayak yedikten sonra müdahale edilse ne olur, edilmese ne olur, tokadı yedikten sonra... “ (32 yaşında, ilkokul mezunu, genelevde çalışıyor)

SON ARZULARI: BİZE AİT BİRŞEY KALMASIN
“…Bir gün buradan ayrılırsak bizimle ilgili tüm kayıtlat silinsin, gelecekte büyüyen torunlarımız var yeğenlerimiz çocuklarımız var, onların önüne konulmasın, benim küçüğümün oğlu farzet ki Mersin’e tayini çıktı, o çocuk anlamayacak mı, bir gün karşısına gelmeyecek mi, geleceğin valisi bu çocuk akademide okuyor, şu anda komiser, kahrolur, biz bu işi bırakıp ıslah-ı nefs ettiğimiz zaman bize ait bir şey kalmasın, en önemli sorun bu…”

Sayfa Yükleniyor...