Gazinin sesinden Çanakkale Savaşı

Yozgatlı Kara Seyit'in Çanakkale Savaşı'nı anlattığı 31 dakikalık ses kaydı ortaya çıktı. Kayıtlarda cephe için "Mahşer yeri" deniliyor.

Gazinin sesinden Çanakkale Savaşı

Yozgatlı Kara Seyit'in Çanakkale Savaşı'nı anlattığı 31 dakikalık ses kaydı, 6 yıllık çalışma sonucu Yozgat'ın 200 köyü dolaşılarak toplanan gazi hikayelerinin kitaplaştırılması sürecinde ortaya çıktı.


Kitabın yazarı Osman Karaca, memleketi Yozgat'ın resmi kayıtlara göre Çanakkale Savaşı'nda 2 bin 52 şehit verdiğini ve nüfusuna oranla en fazla şehit veren il olduğunu söyledi.       

Çocukluğundan bugüne gazi ve şehit hikayelerine meraklı olduğuna değinen Karaca, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde eczane teknisyeni olarak çalışırken, yıllık izinlerinde Yozgat'a gidip yakınlarından gazi hikayelerini topladı.        

Karaca, 6 yılda 200 köy dolaşarak topladığı 18 gazinin hikayesini ''Her hayat bir destandı'' adıyla kitaplaştırdığını belirterek, bu süreçte Kara Seyit olarak bilinen Seyit Uçar'ın 95 yaşında yakınları tarafından kaydedilmiş ses kaydına ulaştığını anlattı.       

Çanakkale Savaşı'na katılanların kendi seslerinden kısa süreli birçok ses kaydı bulunduğuna işaret eden Karaca, ''Kara Seyit'e ait ses kaydının en büyük özelliği, 31 dakikalık süresiyle en uzun ses kaydı olması. Böylece Türkiye genelinde Çanakkale Savaşı'na katılanların kendi seslerinden oluşan ses kaydının toplam uzunluğu 300 dakikaya ulaştı. Baş kısmına radyodan kayıt yapılmasaydı, ulaştığım ses kaydı daha uzun olabilirdi'' dedi.

Gazinin sesinden Çanakkale Savaşı - 1

CEPHE; "MAHŞER YERİ"   
Karaca, ses kaydının Kara Seyit'in bulunduğu bölüğün Haydarpaşa'dan vapurla cepheye sevk edilmesiyle başladığını belirterek, şöyle konuştu:       

''Ses kaydında Kara Seyit, cepheyi 'Mahşer yeri' olarak tanımlıyor. Cepheye vardıklarında her tarafın kan olduğunu görüyor. Bunu önce kesilen hayvanlara ait olduğunu düşünüyor. Etrafta o kadar çok kan var ki kanların askerlere ait olabileceği aklına gelmiyor. Kara Seyit bu anları, 'Seddülbahir'e vardık. Sağ baş bizim 15. fırkanın şurası. Zırıklınındere sağ başta bizik. Hep kan içti çamlar. Ben de diyom 'Bu malı nerde kesmişler böyle?'. Hiç şehitlerin kanı demiyolar. Orda boyna hücum hücum hücum ettiyolar' sözleriyle anlatıyor.''        

Kara Seyit'in, hatıralarını anlatırken sık sık arkadaşlığa vurgu yaptığına işaret eden Karaca, Kara Seyit'in bölüğünden sadece 8-9 kişinin Çanakkale cephesinden dönebildiğini kaydetti.
     
SAMSUN'DAN MEMLEKETİ YOZGAZ'A YÜRÜYEREK DÖNDÜ
Karaca, Çanakkale'de ''ileri gözetleyici'' görevi verilen Kara Seyit'in bir kez yaralandığını, bir kez de köstebek tümseği kadar yeri siper ederek hayatta kalmayı başardığını, Çanakkale Savaşı'ndan sonra görevlendirildiği doğu cephesinden dönüşünde Samsun'dan, memleketi olan Yozgat'ın Güdülelmahacılı köyüne yürüyerek döndüğünü anlattı.        

Kendisinin de bir gazi torunu olduğunu belirten Karaca, ''Köy odalarında gazi hikayelerini dinleyerek büyüdüm. Ben de atalarımızın ne zorluklarla vatanı bugünlere getirdiklerini gelecek nesillere aktarmak için kitabı yazdım'' diye konuştu.      

Osman Karaca, devlet memuru olduğu için kitabının ilk baskısını bugüne kadar satışa çıkarmadan dağıttığına değinerek, emekli olduğu için bir ay içinde kitabının 3 yeni hikaye bulunduran ikinci baskısının kitapçılarda satışa sunulacağını sözlerine ekledi.

Sayfa Yükleniyor...