Kartzede hukuk mücadelesini kazandı

Adana'da kredi çekmek için gittiği bankada adına kart çıkartıldığını ve 36 bin TL borcu olduğunu öğrenen esnaf, haklılığını ispat etmek için mahkemeye başvurdu.

Kartzede hukuk mücadelesini kazandı

Bir reklam firmasının sahibi, Salih Öztürk, 2007 yılında kurduğu şirkete makine alımı için çeşitli bankalara kredi ve kredi kartı talebinde bulunduğunu, daha önce hiç bir bankaya borcu bulunmaması ve kendisine ait iş yeri olmasına karşın tüm taleplerinin ''ret'' edildiğini söyledi.       

Taleplerinin neden olumsuz cevaplandığı öğrenmek üzere bir bankaya giderek, yetkililerle görüşme yaptığını ifade eden Öztürk, şunları kaydetti:        

''Tüm başvurularım olumsuz cevaplanınca, bir anda neye uğradığımı şaşırdım. O güne kadar hiçbir bankayla ilgili sorunum, borcum olmamıştı. Banka yetkilisine neden kriterlerine uygun olmadığımı sorduğumda başka bir bankaya borcum olduğu için Merkez Bankasının kara listesinde (negatif nitelikli bireysel kredi, protestolu senet, karşılıksız çeklerle ilgili kötü sicil listesi) olduğumu söyledi. Bunun üzerine Merkez Bankasına bir dilekçeyle başvuruda bulunarak, bunun nedenini araştırmaya başladım. Bankadan 15 gün sonra gelen cevapta, 2003 yılında bir bankadan aldığım kredi kartının borcunu ödemediğim bildirildi. Bunu okuyunca beynimden vurulmuşa döndüm. Ne hayatımda sözü geçen bankadan kredi kartı almıştım. Ne de borcumu ödememe gibi bir durumum olmuştu.''        

36 BİN TL BORÇ ÇIKTI
Öztürk, bunun üzerine banka avukatıyla irtibata geçtiğini, 4 bin 200 TL limitle verilen kredi kartından aynı ay içinde 6 bin 250 TL harcama yapıldığını, 2007 yılına kadar toplum borcunun faizlerle 36 bin TL'ye ulaştığını anlattıklarını belirtti.        

Kredi kartı formunda verilen nüfus bilgilerinin kendisinin olmasına karşın adreslerin yanlış olduğunu, imzanın kendisine ait olmadığını dile getiren Öztürk, yaklaşık 15 yıldır aynı adreste ikamet ettiğini kaydederek, ''Anadolu Mahallesi'nde oturmama karşın, bankada adresim kentin diğer ucu olan Meydan Mahallesi olarak gözüküyordu. Böyle bir adreste hiçbir zaman bulunmadım. Hiç bir zamanda böyle bir kartı teslim almadım'' dedi.        

Kartın internet üzerinden başvurusunun yapıldığını öğrendiğini belirten Öztürk, borcunun tahsili için icra yoluna gidildiğini, ancak, kendisine o güne kadar ulaşamadığı için 5. İcra Dairesinin 2005 yılında takipsizlik kararı verdiğini bildirdi.        

MAHKEMEYE BAŞVURDU
Kendisine ait olmayan bu borç nedeniyle sıkıntılı günler yaşadığını ve bankaların gözünde ''güvenilmez'' konuma düştüğünü ifade eden Öztürk, şöyle devam etti:        

''Tüketici Mahkemesine başvurdum. Banka aleyhinde menfi tespit davası açtım. Mahkeme, kredi kartıyla yapılan harcamalara ilişkin işyerlerine yazı yazarak slip asıllarını talep etti ve benim imza örneklerimi aldı. Ancak, imzaların bana ait olmadığı belirlendi. Davalı bankaya kartın ne zaman teslim edildiği ile ilgili bilgi verilmesi için talepte bulunuldu. Ancak, banka, kart teslim belgelerinin 3 yıl saklandıktan sonra imha edildiğini bildirdi. Bu nedenle mahkeme davalı tarafın iddialarını da ispatlayamadığı kanaatine vardı.''       

Öztürk, menfi tespit davasının lehinde sonuçlandığını, davalı bankanın temyiz yoluna gitmediğini ve kesinleşme şerhinin karara eklendiğini belirtti.        

Bundan sonra tazminat davası açmaya hazırlandığını ifade eden Öztürk, şöyle konuştu:        

''Ben bu 3 yıl içinde büyük sıkıntılar yaşadım. Bankalardan kredi ve kredi kartı kullanamadığım için işlerimi doğru düzgün yürütemedim. Bu aileme, çocuklarıma da olumsuz yansıdı. Hala kredi veya kredi kartı alamıyorum. Bu nedenle haberim bile olmadan adıma kredi kartı çıkarılmasına göz yuman bankaya tazminat davası açacağım. Yasal haklarımı sonuna kadar kullanacağım.        

Benim gibi haberi olmadan kaç kişinin adına kart çıkarılmıştır? Merak ediyorum. Herkesin de bu konuda daha duyarlı olmasını istiyorum. Herkes beni örnek almalı. Hakkını aramalı.''
        
MAHKEME KARARI
Salih Öztürk'ün avukatı aracılığıyla Adana Tüketici Mahkemesine yaptığı başvurunun ardından açılan davada, mahkeme davacı esnafı haklı bulurken, kararı şöyle belirledi:       

''Davanın kabulü ile Adana 5. İcra Müdürlüğünün 2004/5711 sayılı takip dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine, alınması gerekli 515 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, davacı tarafından bu dava için yapılan toplam 105 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı harçtan muaf olduğundan daha önce yatırılan 128,60 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, davacı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili yararına takdir olunan bin 143 TL ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.''       

Yargıtay yolunu açık bırakarak 5 Şubat 2010 tarihinde davayı karara bağlayan mahkeme daha sonra 10 Kasım 2010 tarihinde ''kesinleşme şerhi''ni de ekleyerek, davacı tarafa kararı tebliğ etti.

Sayfa Yükleniyor...