Milyon dolarlık turist grubu: Kuş gözlemcileri

Prof. Dr. Ali Erdoğan, dünyada her yıl 10 milyon kişinin kuş gözlemi yapmak üzere ülkeleri gezdiğini belirterek, bu kişilerin gittikleri ülkelere milyon dolarlarla ifade edilen rakamlarda gelir bıraktığını bildirdi.

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Ekoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Erdoğan, Antalya’da son 20 yılda 334 kuş türü tespit ettiklerini, Avrupa’nın pek çok ülkesinden daha fazla kuş türüne Antalya’da rastlandığını söyledi. Kuş sayısının fazla oluşunda, Türkiye’nin, kuşların göç yolları üzerinde bulunmasının etkili olduğunu kaydeden Erdoğan, ülkedeki kuş popülasyonunun iyi değerlendirilmesi halinde, ülkeye ekonomik olarak getiri de sağlayacağını belirtti.

Turizmde son yıllarda doğa turizmi ve ekoturizm kavramlarının konuşulmaya başlandığını hatırlatan Ali Erdoğan, dünyada 10 milyonun üzerinde insanın kuşları gözleyebilmek için yer değiştirdiğini bildirdi. Prof. Dr. Ali Erdoğan, kuş gözlemi yapan kişilerin, ekonomik düzeyi yüksek turistler olduklarını ifade ederek, bu kişilerin Türkiye’ye gelmeleri halinde turizmden elde edilen gelirin de artacağına işaret etti. Erdoğan, bunun için kurumlar arası işbirliğine ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Dünyada kuş gözlemiyle ilgili düzenlenen etkinlikler ve festivallere katılan kuş gözlemcilerinin o ülkeye milyon dolarlarla ifade edilen gelir bıraktığı söyleniyor ama bizim ülkemizde organize bir durum yok. Türkiye’de daha çok bireysel olarak çalışılıyor. Planlanmış, tur operatörleriyle bağlantılı şekilde bir çalışma bulunmuyor ama potansiyel yüksek. Kuş gözlemine o konuya çok hassas, özel ilgi duyan kişiler geliyor. Şimdi bile bize gelerek, ‘bana yeter ki şu kuşun fotoğrafını çekebileceğim, uygun bir alan gösterin, buna 100 Euro ödemeyi kabul ediyorum’ diyenler oluyor.”

Ali Erdoğan, Antalya’ya gelen turistlerin kuş gözlemi yapabilmeleri için çok şanslı olacaklarına da değinerek, Boğazkent Kuş Cenneti’ne giden bir turistin bir gün içinde 30 ile 100 arasında değişen türü görebileceğini söyledi. Erdoğan, Boğazkent’e gelen Avrupalı bir turistin deneyimine göre Antalya’da göreceği kuş türünün neredeyse yarısıyla hayatında ilk kez karşılaşmış olacağına dikkati çekti. Ali Erdoğan, şöyle devam etti:

“Avrupa’daki kuş sayısını Anadolu ile kıyaslamak mümkün değil. Avrupa’nın toplamında 570 kuş türü var. Türkiye’de son 50 yıl kayıtlarına göre tanımlanmış 502 kuş türü bulunuyor. Bunların 436’sı çok düzenli olarak görülüyor. Avrupa kıtasına baktığınızda, mesela Portekiz’de 180 kuş türü var. Halbuki sadece Antalya’da 334 kuş türü bulunuyor.”

Ali Erdoğan, Türkiye’deki kuş popülasyonunun önemli bölümünün Antalya’da bulunduğunu, kuşların daha çok Manavgat’taki Titreyengöl ve Manavgat Çayı çevresi, Serik’teki Boğazkent, Antalya merkezindeki Yamansaz ve Demre ilçesindeki sulak alanlarda yoğunlaştığını bildirdi. Bu alanların kuş gözlemi yapmak üzere gelecek turistlere hazır hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, Boğazkent’te gözlem kuleleri olduğunu, bölgeye bir de kuş halkalama merkezi kurarak burayı daha etkin hale getirmek istediklerini kaydetti.

Boğazkent’te sulak alanların yanına turistik tesisler yaparak turistleri buraya çekme yönündeki girişimlerin ise amacına ulaşmadığını anlatan Prof. Dr. Erdoğan, “Boğazkent’te kuş gözlemcilerine uygun, eko otel olarak planlanmış bir tesis var. Amaçları insanların odalarının penceresinden kuşları gözleyip, fotoğrafını çekebilmeleriydi ama öyle olmadı. İnsan aktivitesi yoğun olunca, kuş popülasyonu yüzde 10’a kadar düştü. Ancak göç hareketlerinin de en yoğun olduğu yer orası. Bu nedenle merkezimizi orada oluşturmak istiyoruz. Bu şekilde popülasyonu artırmaya yönelik turizmciler ve yerel yönetimlerle ortak çalışabileceğiz” diye konuştu.

AVRUPA’DA TÜKENDİ, TÜRKİYE’DE BOL
Prof. Dr. Ali Erdoğan, sanayileşme ve hızlı nüfus artışıyla birlikte Avrupa’da pek çok kuş türünün ya yok olduğunu ya da neslinin tükenme tehdidiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Avrupalı bilim adamlarının bazı kuş türlerinin varlığını sürdürmesi için milyon dolarlık projeler üzerinde çalıştıklarını ifade eden Ali Erdoğan, Avrupa’da nesli tükenme tehdidi altında olan bazı türlerin ise Türkiye’de çok sayıda bulunduklarına işaret etti. Erdoğan, “Boğazkent bölgesinde rastladığımız mahmuzlu kız kuşu var. Bu kuş türünün nesli dünyada tehlike altında. Tepeli toygar bu bölgenin çok yoğun görülen tarla kuşu türlerinden ama Avrupa’da nesli neredeyse tükenmiş. Bu yüzden gelen yabancılar bu kuşları görünce hayretler içinde bakıyorlar. Halbuki bizde o kadar çok ki, bunların fotoğrafını bile çekmiyoruz” dedi.

6 BİN KİLOMETRELİK YOLCULUK
Ali Erdoğan, Manavgat Titreyengöl’de 2002-2006 yılları arasında Almanlarla birlikte yürüttükleri proje çerçevesinde 121 farklı kuş türüne 55 bin 400 Türkiye halkası taktıklarını bildirdi. Avrupa Halkalama Merkezinden gelen bilgilere göre, Türkiye’den yola çıkan göçmen kuşların 18 Avrupa ülkesine gittiklerinin tespit edildiğini vurgulayan Erdoğan, göçmen kuşlar arasında ulaşılan en uzak noktanın Finlandiya olduğunu belirtti. Erdoğan, bir türün, Titreyengöl’de halkalandıktan sonra Finlandiya’da yakalandığını, bunun da yaklaşık 6 bin kilometre demek olduğunu söyledi.

“AVRUPA’DA KÖYLERDE BİLE KUŞ GÖZLEM KULÜBÜ VAR”
Ali Erdoğan, Türkiye’deki türlerin yüzde 90-95’inin koruma altında olduğunu ancak av sezonunda bu türlerin avlanmasının önüne bir türlü geçemediklerini kaydetti. Türkiye’de hala kuş türlerine karşı bilinç oluşmadığını ve çocukların kuşları, “öldürülecek hayvanlar” olarak gördüklerini anlatan Erdoğan, kuş türlerine bilinci geliştirmek için öğrencilere yönelik eğitim programları hazırlanması gerektiğini dile getirdi.

Avrupa’da kuş gözleminin çok yaygın bir hobi olduğunu, her kentte olduğu gibi köylerde bile kuş gözlem toplulukları bulunduğunu dile getiren Erdoğan, “çok değişik mesleklerden bile olsalar, Avrupa’da insanlar kuşları izlemeyi ve fotoğraflamayı seviyorlar” dedi.

Erdoğan, Türkiye’de kuşların üreme ve kışlama alanlarına ilişkin de henüz hassasiyet gelişmediğini, “Hassas bölge” diye uyardıkları halde, bazı bölgelerin bakanlık tarafından imara açıldığını kaydetti. Doğa koruma açısından Türkiye’nin uluslararası çok hassas sözleşmelere imza attığını, bu sözleşmelerin ihlalinin Türkiye için büyük sorun yaşatabileceğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Mesela Ramsar Sözleşmesi bunlardan biri. Vatandaş olarak Ramsar’ın sekretaryasına şikayette bulunsanız, ülkenize büyük yaptırımları var, ama kendi kendimize bu sistemi sağlıklı şekilde işletemiyoruz. Yasa var, sözleşme var ama uygulamadaki sıkıntıyı aşamıyoruz. Manavgat’ta sabah 6-7 gibi sulak alanlar savaş alanına dönüyor. Her yerden silah sesleri geliyor. Jandarmaya bildiriyorsunuz, geliyorlar ama denetim sadece silah kullananı aramakla bitmemeli, daha ciddi yaptırımlar olmalı. En önemlisi çocukluktan itibaren çevre ve doğa koruma bilincinin verilmesi lazım.”

Sayfa Yükleniyor...