'O gün köye büyük bir hüzün çökmüştü'

Büyük Önder Atatürk öldüğünde 32 yaşında olan Mahiye nine, acı haberi aldıklarında yaşadıklarını anlattı.

Gölmarmara'ya bağlı Tiyenli köyünde yaşayan 104 yaşındaki Mahiye Karabulut, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm haberi alındığında köyün büyük bir sessizliğe büründüğünü ve köy meydanında toplanarak yas tutulduğunu söyledi.        

Esareti, Kurtuluş Savaşı yıllarını ve Mustafa Kemal'in önderliğinde yeniden kazanılan bağımsızlığı çok iyi hatırlayan Mahiye Nine, o yılları ve Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşamını yitirdiği haberini aldıkları anı anlattı.       

Köylerinde eskiden Rumlarla birlikte yaşadıklarını ve Kurtuluş Savaşı başladığı andan itibaren büyük zorluklar yaşadıklarını ifade eden Mahiye Nine, o sıkıntılar içeresinde halk arasında bir komutanın isminin yayılmaya başlandığını, o komutanın isminin ''Kemal'' olduğunu söyledi. Mahiye Nine, bu ismin Türkler için umut, Rumlar için ise korkulan bir isim olduğunu dile getirerek, ''O günlerde büyükler, yeni doğan çocukların ismini 'Kemal' koymaya başlamışlardı. Rumların 'Kemal' isminden korktuklarını çok iyi hatırlıyorum. O günlerde 10 yaşlarındaydım. Bizim yaşımızdaki Rum çocukları 'Kemal' ismini iyi biliyorlardı. Demek ki onların evlerinde de konuşulmaya başlamıştı'' dedi.       

O yıllarda çok büyük eziyetlere maruz kaldıklarını, dedesinin ve 4 arkadaşının köyün deresine götürülerek öldürüldüğünü ifade eden Mahiye Karabulut, o yılları şu sözlerle anlattı:        

''Artık büyük bir savaş yaşanıyordu. Büyük Taarruz sırasında düşman hem kaçıyor, hem de çoluk çocuk, erkek kadın demeden herkesi öldürüyordu. Annem, babam ve kardeşlerim ile tarlaya saklandık. Düşman ordusu boş durmadı. Salihli'yi, Turgutlu'yu yakarak geçti. Bunları çok iyi hatırlıyorum. Manisa'ya varan düşman ordusu Manisa'yı da yaktı. Tam 3 gün 3 gece Manisa yandı. Sonra Mustafa Kemal ve ordusunun düşmanı denize döktüğünü duyduk. İzmir'in, Manisa'nın, kasabalarının kurtulduğunu öğrendik. Bu durum herkesi sevinç gözyaşlarına boğdu.''        

Karabulut, bugünün gençlerinin özgürce yaşadıkları için çok şanslı olduklarını ve bunun değerinin bilinmesi gerektiğini belirterek, milleti yeniden bağımsızlığına kavuşturan Büyük Önder'in kaybını ise ''O günü çok iyi hatırlıyorum. 32 yaşındaydım. O gün köye büyük bir hüzün çökmüştü. Herkes büyük bir sessizlik içerisindeydi. Sonra köy halkı köyün yanında bulunan alanda toplanmaya başladı. Atatürk'ün ölümünün ardından köyümüzde büyük ağıtlar yakıldı'' sözleriyle anlattı.

Sayfa Yükleniyor...