Obeziteyle savaşa psikolojik destek: Korkma ye!

Bugüne kadar bilinen tüm diyet sistemlerine eleştiri getiren 'Korkma Ye-Vata Prensibiyle İncelmek' isimli kitap çıktı. 'Korkma Ye!' yeme içmeden başlayarak hatalı tüm düşünce kalıplarına yeni bakış açılarıyla psikolojik çözümlemeler getiriyor.

Obeziteyle savaşa psikolojik destek: Korkma ye!

Yediğiniz her lokmadan sonra suçluluk mu hissediyorsunuz? Ne kadar inceyseniz o kadar güzel mi olduğunuza inanıyorsunuz? Her diyetinizde birkaç kilo verip sonra bunun birkaç katı fazlasını mı alıyorsunuz? Bu soruların bir tanesine bile, “Evet” yanıtını verdiyseniz, psikolog Zaza Yurtsever’in tabiriyle siz bir ‘diyetzedesiniz’. ‘Mucize diyet’lerin ve güzellik endüstrisinin insanları git gide şişmanlattığını dile getiren Zaza Yurtsever, Korkma Ye-Vata Prensibiyle İncelmek isimli kitabında, “Şişmanlık iradeyle çözülebilecek bir mesele değildir. Yemekle bozulan ilişkinizi düzeltirseniz, daha ince sağlıklı ve mutlu olabilirsiniz” diyor

Sağlık Bakanlığı obetizeye karşı bir savaş başlattı. Gazete sayfalarından, televizyon reklamlarına, metrolardan otobüs duraklarında kadar her yerde daha fazla hareket etmemiz, daha az yemek yememiz gerektiğini söyleyen ilanlar görüyoruz. Peki siz ne hissediyorsunuz?

Denediğiniz tüm diyetler sonrasında verdiğiniz birkaç kiloya karşı daha fazlasını mı aldınız? Git gide daha şişman birine mi dönüşüyorsunuz? Aynaya her baktığınızda, mutlu, güzel ve sağlıklı birini görmek yerine, “fazla kilolu”, “çirkin”, “istenmeyen biri”ni mi?

Güzellik faşizmi şişmanlatıyor
Psikolog Zaza Yurtsever, “ne kadar zayıfsan o kadar güzelsin” sloganının beyinlerimize kazınmaya çalışıldığı, bir yandan az yememizi söyleyen, diğer taraftan da yememiz için kışkırtan 21’nci yüzyıl dünyasına itiraz ediyor.

Dünyanın en saygın üniversitelerinden Marburg Philipps ‘de psikoloji eğitimi alan ve yaklaşık 15 yıldır yeme bozuklukları ve şişmanlık üzerine çalışmalar yapan Psikolog Zaza Yurtsever, “İnsan doğasına uymayan ve tekrarlanan diyetler, her seferinde daha çok kilo almamıza yol açıyor” diyor. Yurtsever, Korkma Ye-Vata Presibi isimli kitabında, güzellik faşizminin yarattığı mağdurları bir başka deyimle ‘Diyetzedeleri’ ele alıyor, onlara akılcı ve bilimsel çözüm önerileri sunuyor.



Her diyet sonrası daha çok kilo alıyoruz!
Yurtsever, diyetzedeleri şöyle tanımlıyor: Baştaki kilosundan memnun olmayıp, diyet yapan her diyetinin sonrasında verdiği kiloyu kısa bir sürede fazlasıyla geri alan ve git gide şişmanlayan insan! Üstelik diyetzede kavramının tek karşılığı bu da değil: Yediği her lokmayı hesap eden, bundan suçluluk duyan, ne kadar incelse de vucudunda hep ‘fazlalıklar’ görenlerler ve tabi ki hatta diyet bağımlıları.

Hayatının büyük bir bölümünü diyet yaparak geçiren bu insanların bir türlü istedikleri beden ölçüsüne inemediklerini dile getiren Yurtsever, “Diyetler esnasında bedenimize her zamankinden az yiyecek giriyor. Bunu birkaç kez üst üste yaşayan beyin, “kıtlık dönemi geliyor, depolarımı daha doldurmalı ve enerjimi daha az harcamalıyım” olarak algılıyor. Beyin, alınan her besini depolamaya başlıyor, depolanmış yani yağa dönüşmüş besini de harcamamak için çaba gösteriyor. Bu dönemlerin sonunda da ‘yo-yo efekti’yle karşılaşıyoruz. Yani atılınca daha hızlı geri dönen yo-yo’lar gibi, verilen kiloyu geri kalmakla kalmıyoruz, her diyet sonrası daha da kilolu insanlara dönüşüyoruz” diye konuşuyor.

Şişmanlık irade meselesi değil!
Yapılan diyetler ve hatalı zihinsel şartlanmalar nedeniyle, yemekle ilişkimizin bozulduğunu ve durumun psikolojik bir sorun haline geldiğini dile getiren Yurtsever, “Şişmanlık basit bir kalori hesabı ya da irade meselesi değildir. Beynin bedenle giriştiği her kavgada beden kaybeder. Yani kilo probleminin altında yatan nedenleri görmeli, öncelikle bir danışman yardımıyla yemekle bozulan ilişkimizi düzeltmeliyiz, bunu yapmadığımız takdirde, diyetzede olmaktan kurtulamayız” diyor.

Yurtsever, Korkma Ye-Vata Prensibi’yle incelmek kitabında onlarca yıldır güzellik endüstrisinin bize pompaladığı doğru bilinen yanlışların altını çiziyor. Yemekle ilişkimizin bilinçli olarak bozulduğunu dile getiren Yurtsever, “Yıllardır daha ince olanın daha güzel olduğu yönünde bir algı yaratıldı. İnsanlar yedikleri her lokmadan suçluluk duyar hale getirildi. Acıktığımız zaman yememiz yerine, belli saat aralıklarıyla neleri yememiz, neleri içmemiz gerektiği söylendi. Bu noktada da sürekli yemek düşünen insanlar ordusu yaratıldı ve sürekli yemek düşünen insanlardan yemek yememesi istendi.” diyor.

Vata prensibi bedenle ilişkimizi düzenliyor!
Korkma Ye-Vata Prensibiyle İncelmek isimli kitabında, Ayurveda’nın 5 temel prensibinden Vata (Hareket) prensibini de psikoloji bilimiyle harmayanlayan Zaza Yurtsever, bedenimizle sevgi ve saygıya dolu bir ilişkiye girmemiz gerektiğini, bedenlerimizi farkında olmadan fazla yiyerek ya da hiç yemeyerek cezalandırıyor olabileceğimiz ihtimallerini masaya yatırıyor ve şöyle söylüyor: Bedenimizle sağlıklı bir ilişki kurmamız ancak hatalı düşünce sistematiklerinin değiştirilmesiyle mümkün. Yeme bozukluğunun da altında yatan etken, hatalı davranış ve düşünce kalıplarımız. Bedenlerimizi sonsuz açlıkla ya da aşırı yemekle cezalandırmak yerine, onu sevip sağlıklı düşünmeye başladığımızda ideal kilolarımıza kavuşmamız, sağlıklı ve mutlu insanlar haline gelmemiz mümkün.

Düşünce kalıplarımızı telkin CD’si ile kırın
Bugüne kadar bilinen tüm diyet sistemlerine eleştiri getiren Korkma Ye-Vata Prensibiyle İncelmek isimli kitap Inkılap Yayınları’ndan çıktı. Yeme içmeden başlayarak hatalı tüm düşünce kalıplarına, bağımlılıklarımıza yeni bakış açılarıyla psikolojik çözümlemeler getiren 160 sayfalık kitap, rahatlama metodlarının da anlatıldığı yarım saatlik CD’si ile birlikte 15 TL.

Sayfa Yükleniyor...