Şimendiferden hızlı trene

153 yıl önce buharlı trenle başlayan Türk demiryolu tarihi, uçaktan sonra en hızlı ulaşım aracı kabul edilen hızlı tren ''Yüksek Hızlı Tren'' (YHT) ile yeni bir çağa giriyor.

Şimendiferden hızlı trene

Anadolu'nun çelik rayları ilk olarak ''kara tren'' olarak da adlandırılan ve Avrupa'daki gelişmiş pek çok ülkede kullanılan buharlı trenlere ev sahipliği yaptı.

Başlangıçta ''şimendifer'' olarak anılan ve saatte yaklaşık 40 kilometre hıza çıkabilen bu trenlerin yerini, bugün ortalama 60 kilometre hız yapabilen konvansiyonel trenler aldı.

Pek çok ülkede yıllardır hizmet veren hızlı tren ise Türkiye'de ilk olarak Ankara-Eskişehir arasında saatte 250 kilometrelik hızla işletilecek.

''Yüksek Hızlı Tren'' (YHT), Ankara-Eskişehir arasını 1 saat 20 dakikada alacak.

İLK DEMİRYOLU İZMİR-AYDIN ARASINDA

Osmanlı toprakları, Avrupa'da buhar gücünün demiryollarında kullanılmaya başlanmasından 26 yıl sonra, 1856'da çelik ağlarla tanıştı.

Bir İngiliz şirketine verilen imtiyazla 153 yıl önce ilk demiryolu hattı olan 130 kilometrelik İzmir-Aydın hattına kazma vurulmasıyla başlayan Türk demiryolu serüveni, yabancı şirketlerce inşa edilen demiryolunun 4 bin kilometrelik bölümünün Cumhuriyetin ilanıyla belirlenen milli sınırlar içinde kalmasıyla devam etti.

Osmanlı'dan genç Türkiye Cumhuriyeti'ne, yabancı şirketlere ait 2 bin 282 kilometrelik normal genişlikte hat ve 70 kilometrelik dar hat ile devlet yönetiminde 1378 kilometrelik normal genişlikte hat kalmıştı.

Bu dönemde kullanılan şimendiferler, saatte 40 kilometre hıza ulaşabiliyordu.

TÜRK DEMİR AĞLARININ ''ALTIN ÇAĞI''

Genç Cumhuriyetin demiryollarına verdiği önem ''Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan'' dizeleriyle dile getirildi. Bu dönem, Türk demiryolları tarihinde ''Altın Çağ'' olarak yerini aldı.

Bu dönemde milli ekonomi yaratılması amaçlanarak, demiryollarının ülke kaynaklarını harekete geçirmesi hedeflendi ve demiryolu yatırımlarına ağırlık verildi, demiryolu yapım ve işletmesi ulusal güçle başarıldı.

Tüm imkansızlıklara rağmen demiryolu yapımı 2. Dünya Savaşına kadar büyük bir hızla sürdürüldü. Savaş nedeniyle 1940'lardan sonra yavaşladı.

1923-1950 arasında yapılan 3 bin 578 kilometrelik demiryolunun 3 bin 208 kilometresi 1940 yılına kadar tamamlandı.

Bu dönemde kullanılan buharlı trenlerin hızı, ray kalitesine ve coğrafi şartlara bağlı olarak 50-60 kilometre arasında değişiyordu.

1950 SONRASI KARAYOLUNA AĞIRLIK VERİLDİ

''1950 Sonrası''nda ise Türkiye'de karayolu yatırımları ağırlık kazandı. Karayolu, 1950'ye kadar uygulanan ulaşım politikalarında demiryolunu besleyecek, bütünleyecek bir sistem olarak görüldü.

Bu dönemden sonra ise ''Marshall yardımı'' ile demiryolları bir kenara bırakılarak, karayolu yapımına başlandı.

Bu politikaların sonucu olarak da 1950-1980 yılları arasında yılda sadece 30 kilometre yeni çelik hat yapılabildi.

''UÇAK YOLCULUĞUNDAN HIZLI''

TCDD Genel Müdürlüğü, ''Hızlı Tren'' projeleriyle ''Altın Çağı''na dönmeyi hedefliyor.

Türkiye'yi hızlı trenle tanıştıracak ''Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi''nin 1. etabı ''Ankara-Eskişehir'' hattının temelini 2003'te atan TCDD, 13 Martta bu etabı işletmeye açarak Türkiye'yi hızlı trenle tanıştıracak.

Projenin, 2. etabı Eskişehir-İstanbul hattının da tamamlanmasıyla İstanbul-Ankara seyahat süresi yaklaşık 3 saate inecek. TCDD'nin hızlı tren projeleri ve hatların tamamlanması durumundaki seyahat süreleri şöyle:

TCDD, istasyonlarının şehir içinde yer alması nedeniyle uçak yolculuğuna göre daha hızlı ulaşım sağlayabilen hızlı trenlerle tekrar ''Altın Çağı''na dönmeyi hedefliyor.

Elektrik enerjisiyle çalıştıkları için çevreye zarar vermeyen hızlı trenler, saatte 250 kilometre hızla Ankara-Eskişehir arasını 1 saat 20 dakikaya indirecek.

Sayfa Yükleniyor...