Türkiye sineması 4'üncü kez Hollanda'daydı

Suat Kavukluoğlu, Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da düzenlenen 4. Kırmızı Lale Festivali'nden izlenimler yazdı.

Türkiye sineması 4'üncü kez Hollanda'daydı
Türkiye sineması 4'üncü kez Hollanda'daydı - 1

Geçen hafta bugünlerde Hollanda- Türkiye Kültür Vakfı tarafından dördüncü kez düzenlenen "Kırmızı Lale Film Festivali"ni takip etmek üzere Hollanda'daydım. Bu yıl itibariyle Amsterdam, Rotterdam, Eindhoven'den sonra Lahey, Utrecht dahil Hollanda'nın altı şehrine yayılan festival bir hafta boyunca Hollanda'da yaşayan sinemaseverlere butik bir festival deneyimi yaşattı. Festivalin bu yılki teması "Mülteciler ve Zorunlu Göç" olarak belirlenmişti. Hafta boyu bu tema çerçevesinde seçilen filmlerin gösterildiği festivalin kapanış töreninde ise en iyi filmler ödüllendirildi.

Gelin isterseniz sondan başlayalım. Festivalin ödül töreninde öne çıkanlara bir göz atalım.

ÖDÜLLÜ FİLMLER YARIŞTAYDI

Festivalde bu yıl 7 uzun metraj film yarıştı. Başkanlığını Hollandalı film teorisyeni Pauline Terehorst'un üstlendiği jüride Türkiye'den yönetmenler Yüksel Aksu ve Atalay Taşdiken de vardı.

"Mavi Bisiklet" (Yönetmen: Ümit Köreken), "Rauf" (Yönetmen: Soner Caner, Barış Kaya), "Kalandar Soğuğu" (Yönetmen: Mustafa Kara), "Misafir" (Yönetmen: Mehmet Eryılmaz), "Sarmaşık" (Yönetmen: Tolga Karaçelik) , "Dolanma" (Yönetmen: Tunç Davut), "Saklı" (Yönetmen: Selim Evci). Bu filmlerin her biri yıl içinde birçok önemli festivalde prömiyerini yapan, şimdiden birçok festivalden ödüller kazanan filmlerdi.

Türkiye sineması 4'üncü kez Hollanda'daydı - 2 Türk sinemasının kalbi bir hafta boyunca Hollanda'da attı. İyi ve ödüllü filmleri izleme şansı bulduğumuz festival tamamen gönüllülerden oluşan bir ekip tarafından hazırlanıyor.

"Mavi Bisiklet" ve "Rauf" Berlin Film Festivali'nde "Generation Kplus" bölümünde yarıştı. 

"Kalandar Soğuğu" hem yurt içi hem de yurt dışındaki festivallerden kısa bir sürede 12 ödül toplamayı başardı. Mustafa Kara imzalı film İstanbul Film Festivali ve Antalya'dan 4'er ödül aldı. 

Tolga Karaçelik imzalı "Sarmaşık" ise dünya prömiyerini Sundance Film Festivali’nde yaptı, daha sonra Sydney'den Toronto'ya birçok önemli uluslararası film festivallerinde gösterildi. Yurt dışında İngiltere ve İtalya'dan ödüller kazanırken Türkiye'de ise Adana, Antalya ve Malatya'dan "en iyi film" dahil birçok ödülle döndü.

"Sarmaşık" filminde Nadir Sarıbacak, Kadir Çermik, Hakan Karsak, Osman Alkaş, Özgür Emre Yıldırım, Seyithan Özdemir oynuyor. Filmde, iflas eden bir armatörün o sırada seferde olan gemisinde deniz hukuku gereği mahsur kalan mürettabatın hikayesi anlatılıyor.

ÖDÜL TÖRENİNE "SARMAŞIK" FİLMİ İLE FATMA GİRİK'İN KONUŞMASI DAMGA VURDU

 "Sarmaşık" filmi Kırmızı Lale Festivali'ne de damga vuran film oldu.  Amsterdam'ın en önemli art-house sinemalarından Rialto'da yapılan ödül töreninde 5 bin euro'luk "En İyi Film" ödülü "Sarmaşık"a gitti. Tolga Karaçelik, yeni filminin çekimleri nedeniyle törene katılamadı. Ödülü vermek üzere sahneye gelen Türk sinemasının en önemli oyuncularından Fatma Girik, esprileriyle geceye damga vurdu.

Eşi Memduh Ün'ü kaybettikten sonra ilk kez bir festivale katılan sanatçının yaşadığı büyük acıya rağmen güneş gibi yaydığı yaşam enerjisi hepimizi mutlu etti. Girik, ödülü açıklamadan önce festivalin jüri üyelerinden yönetmen Yüksel Aksu'ya da takılmayı ihmal etmedi. "Sana aşığım Yüksel, öyle bir mitolojik halin var ki, saçlarınla filan sana aşık olmamak elde değil" diyerek salonu kahkahalara boğdu.

Türkiye sineması 4'üncü kez Hollanda'daydı - 3 Bu festivalde Fatma Girik'le ilk kez tanışma şansım oldu. Öyle tatlı bir kadın ki bütün kalbiyle kucaklıyor sizi. Sıcak ve şefkatli elleriyle ruhunuzu sarıyor, omzunuza dokunuyor, her şeye rağmen hayat dolu ve güçlü haliyle "Merak etme ben buradayım, sana bir şey olmaz" gibi hissettiriyor. Elbette yakın zamanda kaybettiği eşi Memduh Ün'den de söz ettik. "Çok yalnız kaldım. Evimin çatısı çöktü. O 96 yaşında adam meğer benim evimin çatısıymış, çöktü. O öldüğünden beri evde tencere kaynamıyor, yemek pişmiyor" dedi. "Neden bu büyük aşkı bir filmde anlatmıyorsunuz?" diye sordum. Sustu, gözleriyle öyle bir baktı ki anladım. Sadece şunu söyledi "Evet, çok büyük bir aşktı. Bir daha dünyaya gelsem yine Memduh'a aşık olurdum."

EN İYİ YÖNETMEN ÖDÜLÜ "KALANDAR SOĞUĞU" İLE MUSTAFA KARA'NIN

Gecede "En İyi Yönetmen" ödülü "Kalandar Soğuğu" filmiyle Mustafa Kara'nın oldu.  Tören sonrası konuştuğumuz Kara; bu filmle şimdiye kadar aldığı 12'nci ödülü nedeniyle oldukça mutlu görünüyordu. "Filmin Hollanda'da gösterilmiş olması, buradaki jüri tarafından da beğeniliyor olması; hikayesinin o jüriyi de etkilemiş, filmin anlaşılmış olması ödülden daha çok sevindiğim bir şey. Siz evrensel bir hikaye anlatıyorsanız eğer, nerede gösterilirse benzer bir etki yaratıyor, benzer tepkiler geliyor."

Mustafa Kara, Tuncer Salman, Haydar Şişman'ın başrolde olduğu "Kalandar Soğuğu" filmi  Karadeniz’in bir dağ köyünde yaşayan Mehmet ve ailesinin hikayesine odaklanıyor. İnsanın ve doğanın derinliklerine inerek, oradaki şiirsel ortaklığı  görünür kılmaya çalışıyor.

BERLİN'DE PRÖMİYER YAPAN "RAUF" VE "MAVİ BİSİKLET"İ JÜRİ VE SEYİRCİLER UNUTMADI

Festivalde izleme şansı bulduğum ve çok etkilendiğim "Rauf" ve "Mavi Bisiklet" filmlerinin de ödüllendirilmiş olmasına çok sevindim.

Senaryosunu Ümit Köreken ve Nursen Çetin Köreken’in birlikte yazdığı, Ümit Köreken'in yönettiği "Mavi Bisiklet"e Hollanda'dan "Film Yazarları Ödülü" geldi.  Filmin senarist ve oyuncularından Nursen Çetin Köreken'le sohbet etme şansımız oldu. Köreken "Proje aşamasındayken Amsterdam'dan ödül almıştık ama film bittikten sonra aldığımız ilk uluslararası ödül oldu bu" dedi.

"Mavi Bisiklet" filminde, bir çocuğun büyüklerin dünyasında karşılaştığı adaletsizliklere kendince çözüm arayışı anlatılıyor.

NURSEN ÇETİN KÖREKEN:  ÇOCUKLARIN "BİREY" OLDUĞUNU KABUL ETMELİYİZ

Filmde büyüklerin, çocukları bir türlü "birey" olarak kabul edemeyişi, kendi hayatlarının ağır yüklerini bilinçli veya bilinçsiz onların sırtına da yükleyişi, kendi yaptıkları hatalardan çocukların daha ağır bedeller ödemesi, beni derinden etkiledi. Köreken'in "Ben çocukların da birer birey olduklarını düşünüyorum. Birey olmak 18 yaşından itibaren başlamaz. Bebeklikten başlar, büyür ve devam eder" sözü durumu özetliyordu. Köreken, çocukları anlatan filmler yapmaya devam edeceğini söyleyince umudum tazelendi: "Ben tüm dünya çocuklarının, çocukluklarını yaşamalarını istiyorum. Böyle filmler yapmak istiyorum."

PEMBEYİ ARAYAN "RAUF"A SEYİRCİ ÖZEL ÖDÜLÜ

 "Kırmızı Lale Festivali"nde "Seyirci Özel Ödülü"ne ise Soner Caner ve Barış Kaya imzalı "Rauf" filmi layık görüldü. Kars'ın bir köyünde yaşayan küçük Rauf'un kendi kapalı dünyasında aşkla tanışmasını, o aşkın peşinden hayatı anlamaya çalışmasını anlatan film, beni en çok sarsan filmlerden oldu. Derdini öyle naif, öyle duygulu anlatan bir film ki; bu toprakların acılarının üzerine Kars'ın kara kışları, bembeyaz karları gibi örtülüveren, her şeyi beyazında saklayan soğuk ve sessiz bir ağıt gibi. 

Ödül sonrası sohbet ettiğimiz Soner Caner, senaryosunu yazdığı Rauf'u gönlünde başka bir yere koyuyor: "Rauf, film boyunca aşık olduğu Zana'ya pembe renk bir eşarp bulmak için çok uğraşıyor. Çünkü kendi gri dünyasında o güne dek pembe rengi hiç görmemiş. Nasıl bir renk olduğunu bilmiyor. Onu arıyor."

"YÜZYILIN YÜZÜ" OLARAK ANONS EDİLEN  HÜLYA KOÇYİĞİT'E "YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLÜ"

Festivalin bu yılki yaşam boyu başarı ödülünün sahibi ise Türk sinemasının büyük efsanesi Hülya Koçyiğit'e verildi. Sahnede ışıl ışıl parlayan Koçyiğit, " boyu başarılı olmuşsam, size duyduğum saygı ve sevgidendir. Hep daha iyisini aradım. Hep daha gerçeği yakalamak istedim. Yıllardır yüreğimdeki heyecan ve çırpıntı hiç azalmadı. Şimdi de var. Çok teşekkür ediyorum" dedi.

Türkiye sineması 4'üncü kez Hollanda'daydı - 4 Ödül sonrası konuştuğum Hülya Koçyiğit, yakında mülteci ve göç sorununu anlatan bir televizyon dizisinin hazırlıklarına başlayacağını söyledi. Kendi şirketi Gülşah Film adına çekeceği dizi, şu anda senaryo yazım aşamasında. Sanatçının dizide rol alıp almayacağı henüz netlik kazanmış değil.

FESTİVALDEN NOTLAR

* Festival, Selim Evci'nin yönetmenliğini üstlendiği "Saklı" filminin gösterimiyle başladı. Hafta boyunca 7 yarışma filminin yanı sıra kısa filmler ve belgeseller de gösterildi. Her film gösteriminin ardından filmin yönetmeni ve oyuncuları seyircilerle buluşup onların sorularını yanıtladı.

* Geçtiğimiz yıllarda Erden Kıral, Nuri Bilge Ceylan ve Ferzan Özpetek gibi sinemanın en önemli yönetmenlerini ağırlayan "Ustalara Saygı" bölümünün bu yılki konuğu ise Özcan Alper oldu.

Türkiye sineması 4'üncü kez Hollanda'daydı - 5

Alper, Rialto Sineması'nda sinemaseverlerle bir araya geldi. Ödüllü yönetmen, bu festivalin farkını şöyle anlattı: "Tek bir şehirde olmuyor, 6 şehire birden yayılıyor. Neredeyse Hollanda'nın bütün önemli şehirlerinde filmlerimiz gösteriliyor. Seyirci profiline de baktığımız zaman yarıya yarıya Türkler yarı yarıya Hollandalılar olduğunu görüyoruz. Seyircilerin çoğu bize ve filmlerimize hakim." 

* Festivalin son gününde film yönetmenleri, yapımcılar, oyuncular ve medya mensupları için Amsterdam kanallarında bir bot turu da düzenlendi. 

Sayfa Yükleniyor...