ABD Başkanı Donald Trump, ikinci dönemine beklentilerden hızlı başladı. Trump ve atadığı bürokratlar, kripto ile ilgili vaatlerini çabuk bir şekilde hayata geçirdi.
Trump yönetimi, kripto ile ilgili vaatlerinin önemli bölümü için adım attı. Stratejik Bitcoin rezervi için çalışmalar başladı, bankaların dijital varlık saklamasını yasaklayan düzenleme kaldırıldı. Amerikan Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell bile Bitcoin’e yeşil ışık yaktı.
Bu dönemde kripto yatırımcılarının beklentileri oldukça yüksekti. Trump’ın göreve başlamasıyla Bitcoin için 200 bin dolar konuşulmaya başladı. Altcoinler için 10x’ler 20x’ler bekleniyordu. Bazı yetinmeyen kişiler ise 100x’lerden bahsediyordu.
Ancak Trump’ın çok geniş bir vaat seti olduğu unutuldu. Trump’ı iktidara taşıyan propagandalarının makroekonomik etkileri göz önünde bulundurulmadı. Dünyaca ünlü analistler, Trump’ın bu kadar agresif başlangıç yapacağını öngöremedi.
Gelinen noktada Trump, ticaret savaşlarının fitilini ateşledi. Grönland ve Panama’yı istediğini açık açık dile getiren Trump, Kanada, Çin ve Meksika’ya ek vergiyi devreye aldı. Şimdi sopasını Avrupa Birliği’ne çevirdi.
Trump, çip endüstrisine de vergi uygulayacağını duyurdu. Bu karardan Amerikalı teknoloji şirketlerinin etkileneceğine kesin gözüyle bakılıyor. DeepSeek ile yaralanan Nvidia’nın geleceğine dair belirsizlik konuşulmaya başladı. Nasdaq’ın son yıllarda taşıyıcı şirketiydi Nvidia…
Gelinen noktada Trump’ın yaklaşık ilk 15 gününde kripto paralarda beklenen olmadı. Ticaret savaşları korkusu riskli varlıklara olan talebi baskıladı. Hatta altcoinler, seçim zaferinin ardından başlayan rallideki fiyatların altına inmeye başladı. Major kripto varlıklar Bitcoin, Ethereum ve XRP hala zirvelere yakın olsa da, göstergeler çok pozitif bir geleceğe işaret etmiyor.
Sonuç olarak kripto fiyatlamalarındaki soru işaretleri her geçen gün artıyor. ABD’de iktidar ve kurumların kriptoya karşı baskısı hafifledi ancak finans piyasalarında birçok şey birbirine bağlı. Son gelişmeler, sadece iktidar değişimiyle her şeyin düzelebileceğine dair beklentileri olanları üzmüş olabilir. Ekonomik ve politik vaatlere daha geniş bir perspektiften bakılması gerekliliğini de ortaya koyduğu söylenebilir.