Spastisite tedavisinde 3 önemli hata

Türkiye’de spastik çocukların tedavisinde 3 önemli hata yapıldığını belirten Çocuk Beyin Cerrahisi Uzmanı Prof. Memet Özek, “Bu hatalar çocuklarda geri dönüşü olmayan hasarlar bırakabiliyor” dedi.

Spastisite tedavisinde 3 önemli hata

Acıbadem Grubu, Çocuk Beyin Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Memet Özek başkanlığında, Avrupa’da ilk kez “Spastiste tedavisinde multidisipliner yaklaşım” konulu bir eğitim kursu düzenlendi. 21 ülkeden 62 doktorun katıldığı toplantıda Prof. Dr. Memet Özek, spastisitenin en sık görülen nedeninin, doğum sırasında oksijensiz kalmak olduğunu söyledi.

Prof. Özek, ülkemizde her bin bebekten 5’inin beyninde kalıcı ve hayat boyu düzelmeyecek hasar oluştuğunu ve tabloya Serebral Palsi dendiğini belirtti. Özek, kol ve bacak kaslarında artan tonus nedeniyle hareket kısıtlılığı ve şekil bozukluğu ile seyreden spastisitenin de, Serebral Palsi ile doğan çocukların yüzde 60’ında görüldüğünü belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Serebral Palsi, doğum öncesinde, doğum anında ya da doğum sonrasında beyinde gelişen hasara bağlı ortaya çıkan hareket ve şekil bozukluğudur. Bu hastalık beyindeki hasarın olduğu yere göre çeşitli özellikler gösteriyor ve tiplere ayrılıyor. Spastisite de Serebral Palsi’de en sık görülen hareket bozukluğu tipidir. Spastisitenin ülkemizde en önemli nedeni ise bebeklerin çeşitli etkenlerden dolayı doğum sırasında oksijensiz kalmaları.”

SPASTİSİTE TEDAVİSİNDE EN SIK YAPILAN 3 HATA
Spastisite hastalığında doğru zamanda doğru tedaviye dikkat çeken. Prof. Dr. Memet Özek, ülkemizde spastisite tedavisindeki en büyük sorunun yanlış zamanda yapılan uygulamalar olduğunu belirterek şunları söyledi: “Örneğin fizik tedavi için çocuğun 1 yaşına gelmesini beklemek ne kadar hatalıysa, bunun aksine erken yapılan ortopedik ameliyatlar da bir o kadar yanlış bir uygulama. Zamanlama hataları maalesef geri dönüşü olmayan problemler ortaya çıkarıyor. Oysa doğru zamanda doğru tedavi gören çocuklar hayatlarını başkalarına bağımlı olmadan yaşayabiliyor.”

1. HATA: SPASTİSİTE TEDAVİSİ İÇİN 1 YAŞINI BEKLEMEK
“Riskli grupta tedaviye çocuk doğar doğmaz başlanmalı” diyen Özek, Türkiye’de spastisite tedavisinin çocuk 1 yaşını doldurduktan sonra başlanması gerektiğine dair yanlış bir inanış olduğuna dikkat çekti. Beynin gelişiminin yüzde 90’ını 1 yaşında tamamladığını belirten Prof. Dr. Memet Özek şunları söyledi: “Bu yüzden tedavi için çocuğun 1 yaşına gelmesi beklendiğinde maalesef geç kalınmış oluyor. Spastisitede, tedavi basamağının ilk aşaması olan fizik tedaviye mutlaka emme bozukluğu, aşırı uyku, fazla ağlama, nöbet tablosu gibi erken belirtilerin olduğu ilk aylarda başlanmalı. Erken doğum, doğum sırasında veya sonrasında beyin kanaması geçirilmesi gibi riskli durumlarda ise hiçbir belirti olmasa bile tedavi protokolü çocuk henüz hastanedeyken uygulanmalı.”

ÇOCUKLARIN YÜZDE 70’İ FİZİK TEDAVİ İLE İYİLEŞEBİLİYOR
Prof. Özek, erken dönem fizik tedavi gören çocukların yüzde 70’inin kimseye bağımlı olmadan günlük hareketlerini yerine getirebilecek düzeye geldiğini söyleyerek, “Tedaviye zamanında başlanması ayrıca fizik tedavi ile sonuç alınamayan çocuklarda ileride ihtiyaç olan ameliyatların sayısını da azaltıyor” dedi.

2. HATA: KAS KASILMASINA YÖNELİK OPERASYONDA GECİKMEK
Prof. Dr. Memet Özek, fizik tedavi ile beklenen iyileşme çocuk 3-4 yaşına gelmesine rağmen sağlanamamışsa, zaman kaybetmeden, spastisitenin giderilmesine yönelik operasyonun yapılması gerektiği uyarısında bulundu. Bu yaşlarda gerçekleştirilen operasyonun çocuğun günlük hareketlerini kolaylıkla yapmasına imkan tanıdığını belirten Özek, “Ayrıca doğru zamanda operasyon geçiren çocukların yüzde 70’i, ileride ortopedik ameliyata ihtiyaç duymuyorlar. Bunun aksine tedavide geç kalındığında ise aşırı kasılmaya bağlı olarak eklemlerin hareket kabiliyeti azalıyor. Bunun sonucunda çocuk dirseklerini 180 derece bükemediği için herhangi bir nesneyi almak istediğinde tüm vücudunu döndürmek zorunda kalıyor, dizdeki bükülmeler nedeniyle bacaklarını açamadığı için de yürüyemiyor. Özetle bir başkasının yardımı olmadan hayatına devam edemiyor” diye konuştu.

3. HATA: ORTOPEDİK AMELİYATLARI ERKEN YAPMAK
Prof. Dr. Memet Özek, ülkemizde ortopedik ameliyatların zamanından önce yapıldığını, bunun da geri dönüşü olmayan sorunlar oluşturabildiğini belirterek sözlerini şöyle noktaladı: “Tüm tedavi yöntemlerine rağmen kontraktürlerin ve kısalıkların geliştiği çocuklarda ortopedik ameliyata başvurulmalı. Ancak bu ameliyatların erken dönemde yapılmaması gerekiyor, çünkü çocuğun boyu uzarken kemik, kas ve tendonlar da uzuyor. Dolayısıyla erken yapılan ameliyat, bu işlemin tekrar tekrar yapılmasını zorunlu kılıyor. Bu nedenle ortopedik ameliyatlarda 7-8 yaşları en ideal dönemler.”

Sayfa Yükleniyor...