Tehlike giderek büyüyor

Türkiye’de her yıl 150 ile 200 bin kanser vakası görülüyor, 100 bin kişi kanserden ölüyor. Rakamlar ve yorumlar, modern yaşamın nimetlerinden yararlanmak için gittikçe doğallıktan uzaklaşan insanoğlunun uzun süre bedel ödeyeceğini gösteriyor.

Tehlike giderek büyüyor

Kanser, kalp-damar hastalıklarından sonra ikinci ölüm nedeni ve Türkiye’de de sıklığı hızla artıyor, tüm dünyada olduğu gibi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ahmet Demirkazık’ın verdiği rakamlar durumu özetliyor: Türkiye’de yılda 150- 200 bin, dünyada 10 milyon yeni kanser vakası görülüyor. ABD’de her yıl bir milyondan fazla insan, Türkiye’de ise yaklaşık 100 bin kişi kanserden hayatını kaybediyor.


Dünya Örgütü ve Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’nın verilerine göre, kanser teşhisi konan kişi sayısının 2030’da 26 milyonu aşacağı tahmin ediliyor.

İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Güllü, hastalığın artışındaki nedenleri DSÖ verilerine dayandırdı ve “Temel sebepler; yaşlı nüfusun artması, tütün ve alkol kullanımı, radyasyon, asbest gibi çevresel faktörler ile obezite” diye sıraladı.

Kanserdeki artışın genetik gibi iç, çevresel gibi dış faktörlerden kaynaklandığını söyleyen Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Gökhan Demir de “Dış faktörler tüm kanserlerin %25 ile 30’undan sorumlu. Her 4 kanserden biri çevresel faktörlere bağlı oluşuyor” dedi.

DOĞAL YAPIDAN UZAKLAŞMANIN BEDELİ
Hava kirliliği, kimyasallar, doğal gıdalardan uzaklaşmak, sigara, katkı maddelerinin fazla kullanılması gibi çevresel faktörler hem bizi hem de dünyayı sağlıksızlaştırıyor. Doğal yaşamdan, doğal çevreden uzaklaştığımız her noktada bir bedel ödüyoruz. Sonuçta giderek daha fazla kirlettiğimiz çevre, karşımıza kanser olarak dikiliyor.

PROF. DEMİR: TEKNOLOJİ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ DE TEMBELLEŞTİRİYOR
Kanser artışında Prof. Demir’in parmak bastığı en önemli etkenlerden biri stres, bir diğeri ise gelişen teknolojiyle ortaya çıkan alışkanlıklar. Yani hareketsizlik ve obezite. Demir’e göre, teknoloji sadece insanları değil, bağışıklık hücrelerini de tembelleştiriyor: “Özellikle kronik stres bu hastalıkta çok etkili. Kronik stresin bağışıklık sistemini en fazla baskılayan faktörlerden biri olduğunu biliyoruz. Teknolojinin ise hem direkt hem de endirekt etkileri var. Endirekt etkileri; insanı hareketsizleştirmesi. Bilgisayar başında veya iPad karşısında saatlerce hareketsiz kalınıyor. Ancak biliyoruz ki doğal yaşam, hareketli yaşam ve egzersiz kanserden koruyor. İnsan hareketsiz durduğu zaman vücudundaki bağışıklık sistemi hücreleri damarların cidarına yapışıyor ve bekliyor. Ama insan hareket ettiği, koştuğu veya egzersiz yaptığı zaman damar cidarına yapışık olan, istirahat halindeki bağışıklık hücreleri kanda akmaya ve dolaşmaya başlıyor. Bağışıklık kanserde çok önemli bir sistem, egzersiz bağışıklık sistemini harekete geçiriyor. Kansere karşı koruyuculuğun bir mekanizması da bu.”

PROF. DEMİRKAZIK: TEKNOLOJİNİN KANSERİ ARTIRDIĞINA DAİR KANIT YOK
Prof. Demirkazık, “GDO'lu gıdaların, cep telefonu veya diğer wireless ortamların kanseri artırdığına dair kanıt yok. Ayrıca Çernobil nükleer kazası Türkiye'de, özellikle Karadeniz'de kanser riskini artırmadı” derken, Prof. Demir’in değerlendirmesi, “Teknoloji gerçekten sağlığı olumsuz etkiliyor. Her yanımızda cihazların getirdiği elektromanyetik akım var. Bu ne kadar etkili bilmiyoruz veya ‘bunlar şu oranda kanser yapıyor’ diyemeyiz ama prensip olarak doğal yaşamdan uzaklaşmanın mutlaka olumsuz bir sonucu olacaktır. Aynı şey; genetiği ile oynanmış gıdalar için de geçerli” şeklinde oldu.

GÖRÜLME SIKLIĞI ARTTI, ÖLÜM ORANI DÜŞTÜ
Görülme sıklığı ile kanserden ölümler arasında ters orantı var, çünkü kanser artık tedavi edilebilir kronik hastalıklar listesinde. Batı ülkelerinde özellikle meme, kalınbağırsak ve akciğer kanserlerinin ölüm sıklığında azalma var. Bu, hastalığın erken dönemde yakalanması ve etkin tedaviyle mümkün olan bir durum. Türkiye’de ise kanser sıklığının arttığına dair rakamlar var ama ölüm oranlarının azaldığını gösteren istatistikler henüz yok. Dünyadaki etkin tedavilerin hemen hepsinin Türkiye’de de uygulandığını belirten Prof. Demir, “Bu nedenle biz de istatistiki olarak ölüm sıklığındaki azalmayı göreceğimizi umuyoruz” diyor.

PROF. ABACIOĞLU: OLUMLU SONUÇLAR 30 YIL SONRA ALINACAK
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, artan kanser tiplerinin ülkelerin coğrafi ve ekonomik durumuna göre değişiklik gösterdiğini söyledi, “Az gelişmiş ülkelerde daha çok enfeksiyon etkenli ve bağışıklık sistemi ile ilişkili kanserler artarken, gelişmekte olan ülkelerde aşırı beslenme ve hareket azlığına bağlı kanserler artıyor” dedi.

DÜNYAYI NE BEKLİYOR?
Hastalığın geleceğine yönelik senaryolar da pek iç açıcı değil. ‘Kanser gelecekte nasıl bir seyir izleyecek’ sorusuna Prof. Demirkazık’ın cevabı: “Nüfus artışıyla ve nüfusun yaşlanmasıyla kanser daha da artacak. 20 yıl sonra nüfusumuz hiç artmasa da Türkiye’de ne yazık ki yılda 300 binden fazla kişi kanser olacak.”
PROF. GÜLLÜ: AKCİĞER KANSERLERİ AZALACAK
İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Güllü ise bu konuda daha iyimser: “Tütün, tütün ürünleri, alkol, obezite gibi kişisel ve çevresel faktörlere karşı yürütülen isabetli politikalar ile özellikle ölümlere sebebiyet veren akciğer kanserlerinde belirgin azalma olacağına inanıyorum.”

Tehlike giderek büyüyor - 1


KANSER NASIL FRENLENİR?
Sigara ve obezitenin kanserin en önemli nedenleri arasında olduğunu belirten Prof. Demirkazık’a göre, hastalığın engellenmesi için yapılacak en önemli şey; sigaradan uzak durmak ve sağlıklı beslenmek. Prof. Pınar Saip’in kanserden korunmak için sıraladığı tedbirler ise şöyle:

PROF. SAİP: SİGARADAN UZAK DURUN
“Sigara içmemek, kapalı ortamlarda sigara içimine izin vermemek, spor yapmak, alkollü içkiyi az tüketmek, her gıdadan çeşitli, az ve mevsiminde yemek, rafine şekeri azaltmak, kilo yapan yiyeceklerden kaçınmak, raf ömrü uzun ve katkı maddeli gıdaları az tüketmek, gerektiğinde dondurulmuş gıdayı tercih etmek, aşırı güneşten sakınmak, fabrika atıklarını iyi denetlemek, suların, tarım arazilerinin, havanın kirlenmesini önlemek, evlerde kullanılan boya gibi maddelerin sağlıklı olanlarını tercih etmek.”

BU BELİRTİLERİ CİDDEYİ ALIN
Kanserin belirtilerini bilmek hastalığın erken teşhisi açısından önemli. “Ancak bu belirtilerin birine veya daha fazlasına sahip olmak, kişinin kanser olduğu anlamına da gelmez” diyen Prof. Dr. İbrahim Güllü’nün verdiği bilgilere göre, kanser açısından uyarıcı olabilecek belirtileri şöyle özetlemek mümkün:

1. Açıklanamayan kilo kaybı: Özellikle mide, pankreas, yemek borusu ve akciğer kanseri gibi birçok türün ilk belirtisi açıklanamayan kilo kaybı.
2. Ateş: Kanserde sıklıkla görülür fakat genelde ileri evre kanserlerle birliktedir. Kan kanseri ve lenf bezi tümörlerinde ise başlangıç belirtisi olarak ortaya çıkabilir.
3. Halsizlik: Kan kanseri veya kansızlığa neden olabilen mide veya kalın bağırsak kanserinde erken ortaya çıkabilir. Halsizlik kanserin seyrini tahmin etme konusunda önemli bir bulgu.
4. Ağrı: Kemik veya testis tümörlerinde ilk belirti olabilir ama genelde ileri evre kanserlerde görülür.
5. Memede veya vücutta hissedilen kitleler: Özellikle meme, testis, lenf bezi veya yumuşak doku tümörleri cilt altında bir yumru veya şişlik ile hissedilebilir.

Tehlike giderek büyüyor - 2


6. Cilt değişiklikleri: Cilt tümörleri haricinde iç organ tümörlerinde de görülebilir. Bazı kanserlerde sarılık, ciltte koyulaşma veya ciltte kızarıklık görülebilir.
7. Kanama: Olağan dışı kanama birçok kanserde erken veya geç dönemde ortaya çıkabilir. Balgamda kan görülmesi akciğer, dışkıda kan görülmesi kalınbağırsak, idrarda kan görülmesi idrar torbası, zamansız vajinal kanama ise rahim veya rahim ağzı kanserinin belirtisi olabilir.
8. Dışkılama veya idrar yapma alışkanlığında değişiklik: Uzun süreli kabızlık, ishal veya dışkı boyutunda değişiklik kalın bağırsak kanserinin ilk belirtisi olabilir. İdrar yaparken sancı, idrarda kan görülmesi veya idrar yapma sıklığının değişmesi prostat veya idrar torbası kanserinin ilk belirtileri olabilir.
9. Öksürük ve horlama: İnatçı ve geçmeyen öksürük akciğer kanserinin horlama ise gırtlak kanserinin ilk belirtileri olabilir.
10. Ben ve siğillerdeki değişiklikler: Yıllardır mevcut olan bir ben veya siğilde şekil, boyut veya renkte değişiklik, melanom denilen cilt tümörlerinin belirtisi olabilir.

Metastaz yapmamış kanserlerin daha kolay kontrol altına alındığını vurgulayan uzmanların ortak görüşü ise tüm kanser türlerinde erken teşhisin tedavi şansını artırdığının unutulmaması gerektiği.

Sayfa Yükleniyor...