Verem tedavisi yarım bırakılmamalı (24 Mart Dünya Tüberküloz Günü)

Türk filmlerinin kavuşamayan aşıklarının hastalığıdır verem. Halk arasında “ince hastalık” olarak bilinen tüberküloza yakalananlar eskiden kurtulamazdı. Ancak hastalık günümüzde etkin şekilde tedavi edilebiliyor. Yeter ki tedavi zamanında ve doğru şekilde yapılsın.

Verem tedavisi yarım bırakılmamalı (24 Mart Dünya Tüberküloz Günü)

Verem, yani tüberküloz, günümüzde artık tedavi edilebilir olmasına rağmen hala çok sayıda kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybediyor. Öyle ki dünyada her yıl 2 milyon insan verem hastalığından ölüyor. Bunun nedeni ise hastalığın zamanında tespit edilememesi ve tam tedavinin uygulanmaması.

Veremin dünyanın en yaygın enfeksiyon hastalığı olduğunun altını çizen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Reha Baran, bu hastalıktan 2020 yılına kadar 30 milyon kişinin hayatını kaybedeceğinin öngörüldüğünü söyledi. Hastalıkla mücadelede yapılan en büyük hatanın ise tedaviyi erken bırakmak olduğunu belirten Prof. Baran, her hastanın en az 10 kişiye de mikrobu bulaştırdığına dikkat çekti.

MİKROP HERHANGİ BİR DÖNEMDE AKTİF HALE GELEBİLİYOR!

Prof. Baran, “Verem mikrobu ne kadar tedavi edilirse edilsin, verem basilinin bir kısmı vücutta ölü olarak kalıyor. Verem mikrobu alan bir kişi o hastalığa hemen yakalanmayabiliyor, ömrünün bir döneminde bu mikrop aktif hale gelebiliyor” uyarısında bulundu.

VEREM TEMASLA BULAŞMIYOR

Verem temasla değil, havada asılı duran verem partiküllerinden bulaşan bir hastalık. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde kolaylıkla bulaşabiliyor. Eğer hasta tedavi altında değilse ve mikrop saçıyorsa, öksürmesi, hapşırması ve nefes alıp vermesiyle havaya karışan mikroplar, hasta ile aynı ortamda bulunan sağlıklı kişilerin ciğerlerine yerleşebiliyor.

Hastalığın bulaşması konusunda halk arasında yanlış bilinen bazı noktaların da altını çizen Prof. Reha Baran, “Tüberküloz mikrobu tokalaşmakla, hastanın kullandığı eşyalara temasla bulaşmıyor. Hastanın iyi tedavi edilmesini sağlamak ve ayrı odada tedavisini sürdürerek odayı sık sık havalandırmak, tedavideki en önemli etkenler” diye konuştu.

Verem tedavisi yarım bırakılmamalı (24 Mart Dünya Tüberküloz Günü) - 1

Hastayla aynı ortamı paylaşanların özellikle koruyucu ilaç tedavisi görmelerinin önemini de vurgulayan Baran, verem savaş dispanserinde ücretsiz olarak hastanın yakınlarına tarama yapıldığını ve koruyucu ilaçların verildiğini söyledi.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ZAYIF OLANLAR RİSK ALTINDA

Peki mikrobu alan herkes hasta olmuyorsa, verem mikrobu kimleri hasta ediyor? Burada bağışıklık sisteminin devreye girdiğine değinen Baran, “Kişi çok çalışıyorsa, çok sigara içiyorsa, yorgunsa, alkol alıyorsa savunma sistemini zayıflatmış oluyor. Veya diyabetiktir. Diyabetik olanlarda da savunma sistemi zayıf oluyor. Ya da ilaç, kortizon kullanıyordur, kemoterapi görüyordur. Bu tür hastalarda da vereme yakalanma riski çok daha yüksek. Örneğin ABD’de ve gelişmiş ülkelerde veremin artma nedeni AIDS hastalığının artmasıdır. Bunlarda da savunma sistemi çöktüğü için verem olma riski artıyor” dedi.

2 HAFTADAN UZUN SÜREN ÖKSÜRÜĞE DİKKAT!

Veremin sinsi bir hastalık olduğunu söyleyen Prof. Baran, basit görülerek önemsenmeyen önemli belirtileri şöyle sıraladı:
• 2 haftadan uzun süren öksürük.
• Halsizlik.
• Hafif iştah kaybı.
• Balgamda kan.
• Gece terlemeleri.

Verem tedavisi yarım bırakılmamalı (24 Mart Dünya Tüberküloz Günü) - 2

“İYİLEŞTİM” DİYEREK TEDAVİ YARIM BIRAKMAYIN

Bilinenin aksine herkeste verem mikrobu bulunmadığını ifade eden Prof. Dr. Reha Baran, “Türkiye gibi ülkelerde verem mikrobunun enfekte ettiği kişi sayısı oldukça yüksek. Türkiye’nin yüzde 30 ila 50 arasındaki kişilerde tüberküloz mikrobu var. Ancak bu kişilerin tümü hasta olmuyor. Her 100 bin kişiden ortalama 25 kişi tüberküloz hastası oluyor” ifadesini kullandı.

Verem hastalarının doktora başvurma sürelerinin ortalama 1 ay olduğunu belirten Baran bu sırada mikrop saçan hastanın mikrobu en az 10 kişiye bulaştırdığına dikkat çekti. Hastalıkta en tehlike durumun ise tedaviyi erken bırakmak olduğu uyarısında bulunan Baran, tam tedavi uygulanmadığı için hastalığa yeniden yakalanma riskinin arttığını sözlerine ekledi.

Sayfa Yükleniyor...