Bülent Arınç'tan önemli açıklamalar

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "DAEŞ (IŞİD) tehdidine karşı teröristlerin geçiş noktalarını engellemek ve bunun için fiziki engellerin alınmasıdır. Sınırda fiziki güvenlik sistemi kurulacaktır" dedi.

Bülent Arınç'tan önemli açıklamalar

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısı sürerken gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Arınç, Ceylanpınar'da 2 polisin şehit edilmesi konusunda "Apocu fedai timinin, gerçekten PKK bağlantısı olup olmadığı, yoksa bireysel olarak mı bu eylemi yaptıkları, propagandaya yönelik olarak mı böyle bir duyuruda bulundukları konusu hem istihbaratımız, hem de güvenlik güçlerimiz tarafından süratle araştırılıyor ama neresinden bakarsak bakalım, bir terör örgütünün işlediği bir terör suçudur. Kan dökülmüştür. Dökülen kan, polislerimizin aziz kanıdır. Onlara Allah'tan rahmet diliyorum ve mutlaka bunu yapanlar karşılığını göreceklerdir" dedi.

SINIRDA GÜVENLİK SİSTEMİ

Ana gündemde Milli Savunma Bakanımız bir sunum yaptı. Sınır fiziki güvenlik sistemi konulu. Sınırda tedbirlere ilave olarak neler yapıldı ve neler yapılacak bunlar anlatıldı sunumla.

Bülent Arınç'tan önemli açıklamalar - 1

Suriye sınırında yaşanan olaylara ilişkin entegre bir sınır sistemini veya sınır fiziki güvenlik sistemini bugünkü sunum içerisinde detaylı olarak, özellikle Suriye sınırımızdan sorumlu tutulan Bakanlar Kurulu Kararımızla Milli Savunma Bakanlığımız ve bazı konularda yetkilendirilmiş olan İçişleri Bakanlığımızın müşterek bir sunumu olarak dinlemiş olduk. Burada asıl önemli olan DAEŞ (IŞİD) tehdidine karşı teröristlerin geçiş noktalarını engellemek ve bunun için fiziki engellerin alınmasıdır. Sınırda fiziki güvenlik sistemi kurulacaktır."

Arınç, sınırda fiziki iyileştirme konusunun ayrıntılı şekilde sorulması üzerine ayrıntı veremeyeceğini belirterek "Özellikle kritik olan bölümler tespit edilmiştir. Bu yerlere öncelik verilmek suretiyle tüm teknolojik imkanlarla tedbirler alınacak" ifadesini kullandı. 

"Güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge seçeneği hükümet nezdinde halen masada mı? İncirlik’in açılması için bu şartlar halen geçerli mi?" sorusu üzerine Arınç, şu şekilde yanıt verdi: 

"Irak ve Suriye konusunda 'nin tutumu bellidir. Maalesef Türkiye'de bir algı operasyonu var. Son yaşadığımız olaylarla ilgili yanlış algıların güvenlik güçlerini ve hükümeti hedef aldığını görüyoruz. DAEŞ'e karşı Türkiye Hükümeti yeterli mücadeleyi yapmıyor) algısı üzerinden propaganda amaçlı, fevkalade etkili bir kampanya yürütülmektedir. Bu alçakça bir yalandır. Hiçbir noktası doğru değildir. DAEŞ, Türkiye'nin lanetlediği bir terör örgütüdür. Ülkemiz terörün her türüyle olduğu gibi bu terör örgütüyle de mücadele etmeye kararlıdır.  DAEŞ ile ilgili olarak 600 kişi gözaltına alındı. 102 kişi tutuklandı. Son eylemleri, DAEŞ'in hareket kabiliyetini koruduğunu gösteriyor. Türkiye bu konuda kendine düşen görevi yerine getirmektedir.

1 Ocak 2015'ten bu yana şu an itibarıyla 600'e yakın kişi DAEŞ terör örgütü ile bağlantılı olabilecekleri şüphesiyle gözaltına alınmıştır. Bunlardan 102'si tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir. Temmuz 2015 tarihinden itibaren Suriye'de radikal tabir edilen gruplara katılım bin civarındadır. DAEŞ'e katılanları kastediyorum. PYD'ye katılanların sayısı da bin 500, 2 bin civarındadır."

Arınç, ABD Başkanı Barack Obama’nın IŞİD ile Mücadele Özel Temsilcisi Emekli Orgeneral John Ellen'in geçtiğimiz günlerde beraberindeki sivil ve asker kişilerle Türkiye'ye geldiğini ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu başkanlığındaki bir heyetle uzun süre görüşmeler yaptığını anımsatarak, "Bu görüşmeler üzerinde niteliğini tam olarak ifade etmeyeceğim ama bir konsensüs, uzlaşma sağlanmıştır. Bundan sonra yapılabilecek müşterek harekatlar konusunda fikir birliğine, eylem birliğine varılmıştır. Bununla ilgili bir Bakanlar Kurulu kararı imzaya açılmıştır" dedi. 

KOALİSYON

Arınç, koalisyon çalışmalarıyla ilgili olarak "Milletimiz bir karar verdi. Bir başka partiyle koalisyon kurmamızı halkımız böyle istedi. Birinci aşamadaki düşüncemiz hükümet kurma çalışmasıdır. CHP ile yürüyen bir süreç vardır. Her iki heyete birer de arkadaş ekleyerek Haluk Koç ile bir toplantı daha yapacağız. Önümüzdeki pazartesiden itibaren olacak. CHP ne zaman şu gün şu saatte şu arkadaşlarla görüşelim dese biz kabul durumundayız. Yeni ve güçlü bir hükümete ihtiyacımız var" dedi.

ULUSAL YAS

Arınç, ulusal yas ilan edilmesiyle iligili olarak, "CHP bir kanun teklifi vermiş ulusal yas konusunda. Bu olayla ilgili yas ilan edilmedi. Ama saldırı sonrası gereken her türlü işlem yapılmıştır. Ulusal yas ilan edilmesi gerekli görülmemiştir. Bir taraftan sağlık ekipleri, soruşturmanın bir an önce sonlandırılması, cenazelerin defni sırasında hükümetimiz tarafından sağlanan kolaylıklar, olaydan duyduğumuz üzüntü, bütün bunlarla yas ilan edilmesinin karşılığının verildiğini düşünüyoruz" dedi.

Başbakan Yardımcısı Arınç: "Biz şahsen hükümet olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin olağanüstü toplantıya çağrılmasında bir fayda görmüyoruz. Çünkü böyle bir toplantı yapıldığı takdirde siyasi partiler arasında öylesine büyük tartışmalar yaşanabilir ki mecrasından sapar ve hiç ümit etmediğimiz bir davranışla karşı karşıya kalabiliriz" dedi.

ORTAK DEKLARASYON

Arınç, "Ben Sayın Demirtaş'a buradan tekrar bir ricada bulunmak istiyorum. Bütün bunları kapsayan çok daha olumlu bir talebi sayın Başbakanımız dile getirdi. O da parlamentoda grubu bulunan dört siyasi partinin ortak bir deklarasyonla DAEŞ de dahil olmak üzere bütün terör örgütlerini, bu örgütlerin faaliyetlerini lanetlemesi ve bu terör eylemlerine karşı yek vücut olarak karşı duracağımızı bizzat yazı ile ifade etmemiz. Bunu Sayın Başbakanımız hep tekrarlayacaktır. Biz de tekrarlayacağız. Bundan kaçmak buna uzak durmak mümkün değil. Terör eylemlerinin bir tanesine taraftar olup öbür tanesini lanetlemek doğru değildir" diye konuştu.

SURUÇ

Arınç, "Otobüslerle gelmiştir bu insanlar. Masumane bir amaçla geldiklerini biliyoruz, Kobani ile dayanışma içinde olacaklar. Bu şiddet içermeyen kabulümüz bir gösteridir. Sadece otobüslerden indiklerinde polis arama yapmak istemiştir ve yapılmıştır. Amara'ya girişten sonra polis, tekrar bir arama yapmak istemiştir, belediye görevlileri kesinlikle izin vermemiştir. 'Burası güvenli, burası bizim yönetimimizdedir' demişlerdir. Orada tekrar tespit yapılamamıştır.

Birbirlerini tanıyan bu insanlar aralarına birinin karıştığını görmemiş ya da farkedememişlerdir. İlk aramada olmayan bu kişi, bu bahçeye nasıl girmiş, nasıl sızmıştır? Suruç belediyesine ait bu kültür merkezinde güvenlik kameralarının olduğu söylenmiş ama 10 aydır kullanılmaz olduğunu öğreniyoruz. Güvenlik kameralarının olmadığı bir yerde arama yapılmasına izin verilmiyor. Buradan bir amaç çıkarabilirsiniz.

Allah korusun, ölenlerin içerisinde ne belediye yöneticilerinden ne HDP il ve ilçe yöneticilerinden bir kişi var. Bunların o topluluk içine özel olarak sokulmadığı uzakta kaldıkları ayrıca bir istihbarat konusu. Bütün bunların cevabını bulacağız." dedi.

Sayfa Yükleniyor...