Erdoğan: İsrail'den istediğimizi aldık

Rusya dönüşü, İsrail'den beklenen özrün geldiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, İsrail'in kendine çekidüzen vermesi gerektiğini dile belirtti.

Erdoğan: İsrail'den istediğimizi aldık

Başbakan Erdoğan, Rusya ziyareti dönüşü, İsrail'den beklenen özrün geldiğini açıkladı.


Yaşanan krizle ilgili Dışişleri Bakanlığı'ndan dönüş yolunda bilgi aldığını söyleyen Başbakan, "Bana, diplomatik olarak bekledikleri cevabı aldıklarını söylediler. Mektubun içinde özür beyanının geçtiğini ifade ettiler" dedi.

"BİZ NEYSEK OYUZ; İSRAİL..."
Hafta sonu İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın Ankara'ya geleceğini belirten Erdoğan, "Savunma ve dışişleri bakanlarımız ile görüşecek. Bu konular da ele alınacaktır" derken, İsrail'le ilgili şu cümleleri kulllandı:

"Biz bugüne kadar neysek bundan sonra da oyuz. Kendisine çekidüzen vermesi gereken varsa o da İsrail'dir. Daha adil ve barıştan yana olması gerekir."

MEDYAYA TEŞEKKÜR
Dostluk çabaları için İsrail'e ziyerette bulunduğunu, dönüşte bazı açıklamalarda bulunduğunu, hiçbir zaman kendilerinin kin ve nefretten yana olmadığını, ancak 2009'un başındaki arzu edilemeyen tablodan sonra olayları takip edenlerin kimin nerede durduğunu gayet iyi gördüğünü belirten Erdoğan, şunları söyledi:

"Ben de bir şey gördüm ve bunu söylemek isterim. Özellikle son olayda Türk medyasının durduğu nokta benim Başbakan olarak özlediğim noktadır. Bu birliktelik ve beraberlik, 'yi farklı yerlere taşır. Böyle olunduğunda nelerin yapılabileceğini gayet iyi gördük. Medyamıza şahsım ve milletim adına çok teşekür ediyorum."




Başbakan Erdoğan, Moskova ziyareti dönüşünde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, ''İsrail'in özür dilemesiyle -İsrail ilişkileri normalleşme sürecine girer mi? İlişkilerin kopma noktasına geldiği şeklinde açıklamalar da yapıldı'' şeklindeki ifadesi üzerine Başbakan Erdoğan, 'nin asırlara mütecaviz devletler silsilesi içerisinden geldiğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin 1923'ten bu yana 86 yıllık bir devlet geçmişi olduğunu vurguladı.

Erdoğan, şöyle devam etti:

''Geleneğimize baktığımız zaman asırlara mütecaviz. Dolayısıyla bu konularda nasıl hareket edileceği noktasında Türkiye'den alınması gereken dersler var. Bu dersi alamayanlar tavırlarını ona göre belirlemeli, bundan sonraki süreçlerini de ona göre ayarlamalıdırlar. Yoksa biz göreve geldiğimizden bu yana tüm komşularımızla bu denli bir dostluk oluşturmaya çalışırken ve İsrail'e bir Başbakan olarak ziyaretimi yaptım ve ziyaretimden dönüşümde de bazı şeyleri açıkladım, hatırlarsanız. O günden bugüne hiçbir zaman kin, nefret, böyle bir şey de gütmedik.

Ancak 2009'un başındaki o arzu edilmeyen tablodan sonra bir farklı gelişme sürecine girdik. Ve burada da zaten aklıselim ile tüm olayları takip edenler kimin nerede durduğunu gayet iyi gördüler. Fakat ben bu süreçte bir şeyi gördüm. Özellikle bu son olayda yazılı ve görsel Türk medyasının durduğu nokta, benim bir Başbakan olarak özlediğim noktadır. Bu birliktelik, bu beraberlik Türkiye'yi çok daha farklı yerlere, çok daha olumlu yerlere taşır. Bu şekilde birlik beraberlik içinde olunduğunda nelerin yapılabileceğini, nelerin sağlanabileceğini gayet iyi gördük. Bundan dolayı da ben medyamıza, yazılı görsel hepsine şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.

Bunu bizim her tür siyasi, askeri, ekonomik, ticari tüm bu olaylarda aynı şekilde başarmamız lazım. Siyasi partileri birbirine vuruşturmak gibi bir şeyin içerisine de girmemek lazım. Yani uzlaşmayı sadece siyasi partilerin liderlerinden beklemeyelim. Bu konuda bir zemini hazırlama hususunda medyaya düşen görevler olduğunu görüyor ve buna inanıyorum. Bunu birlikte başarmamız lazım.''

''BU OLAYLAR YAŞANMASIN İSTİYORUZ''
Başbakan Erdoğan, İsrail noktasında hafta sonunda şu anda koalisyondaki siyasi partilerden birinin lideri olan, geçmişte İsrail'de başbakanlığı bulunan Ehud Barak'ın Türkiye'ye geleceğini ifade ederek, Barak'ın, Milli Savunma ve Dışişleri bakanlarıyla görüşeceğini söyledi.

Erdoğan, ''Sanıyorum bu konuları da görüşecekler. Ama dediğim gibi biz bugüne kadar neysek, bundan sonra oyuz. Kendisine bu noktada çeki düzen vermesi gereken varsa bu da İsrail'dir. Kendisine o çeki düzen vermesi lazım. Ve bölgede daha adil, daha barıştan yana olması lazım. Ve Filistin ile olan münasebetlerinde de aynen İsrail-Suriye arasında 5 raunt yürüttüğümüz süreçte nasıl başarılı bir süreç yürüdüyse ve bu süreci biz tam noktalamaya ramak kalmıştı ki malum olaylar oldu. Bu olaylar yaşanmasın istiyoruz, bizim istediğimiz bu'' şeklinde konuştu. Bir gazetecinin, ''Brezilya'da devletin komutanlara yönelik bir soruşturma başlatması üzerine komutanlar istifa ettiler. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da Brezilya örneğini göstererek TSK komutanlarına istifa çağrısı yaptı. Bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz'' sorusuna karşılık da Erdoğan, şunları kaydetti:

''Buna vereceğim cevap aslında çok ağır olur da bunu ben aldığım terbiyeyle hiçbir zaman eş tutmam. TSK'nın komuta kademesi inanıyorum ki sayın Baykal'ın bu tahrik dolu hezeyan dolu açıklamalarına hiçbir zaman kalkıp da cevap dahi vermez. TSK'yı bu noktada eğer 3-5 kişi olarak görüyorsanız, o zaman Baykal gibi bunun cevabını verirsiniz. Ama, TSK 3-5 kişi değildir. TSK şu anda yaklaşık 800 bin kişiden oluşan bir topluluktur. Bu, erinden ta en üst kademede Genelkurmay Başkanı'na kadar bir bütündür. Biz olayı böyle değerlendiriyoruz.''

''SİVİL DİKTA... NEYMİŞ O?''
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, ''Baykal'ın 'sivil diktaya doğru gidiyoruz', Bahçeli'nin ise 'AK Parti erken seçime gitmeye mecbur olacak' şeklinde açıklamaları var, bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?'' sorusu üzerine de ''Sivil dikta... Neymiş o? Söyle ya nasıl bir şey bu? Sen böyle bir şeye inanıyor musun? Var mı böyle bir şey?'' diye sordu.

Türkiye'de şu anda hiç bir dönemde yaşanmayan demokratik bir süreç olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bakın, burada hep birlikte oturuyoruz, konuşuyoruz. Rahat rahat her istediğimiz konuda dertleşiyoruz. Soru cevaplıyoruz. 'Bir taneden fazla olmaz'. Var mı böyle bir şey? Yok. 'İstediğiniz kadar sorun' diyoruz. Dikta rejimlerinde bunlar sipariş üzerine olur. Yani birilerine sorular sordurtulur. Diğerleri de cevap verir.

Burada herhalde sipariş üzerine değiliz. İsteyen istediği gibi sorusunu sorsun. Bu noktada herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Ama son zamanlarda bir moda bu. Ne deniyor; 'İşte tek parti faşizmi'. Yani bu tür şeyler. Madem böyle bir şey var. Böyle bir şey varsa ve sayın Baykal'a göre AK Parti oylarını ciddi manada zaten düşürmüş, eritmiş, öyle bir noktaya gelmiş, 26'ya düşmüş. Kendisi ile MHP'nin oyları 39'u buluyor. O zaman niçin sivil dikta olsun? İşte sıra size geliyor. Bak ne güzel '26'ya düşmüş' diyorsun. Bütün kamuoyu araştırmacıları da size böyle bir oy da vermiş. Niye heyecanlanıyorsun? Sabret 1.5 sene daha. 1.5 senede daha da erir ve 1.5 sene sonra rahat rahat iktidara gelirsin. Bunlar hezeyan. Ak Parti'nin onların beklediği, arzu ettiği yerde olmadığını çok iyi biliyorlar.

AK Parti açık ara öndedir ve açık ara önde olmaya devam edecektir. Rahatsızlıkları buradan geliyor. Ve ikide bir Sayın Bahçeli'nin de çıkıp 'erken seçim, erken seçim', onun 'erken seçim, erken seçim'... Biliyorlar ki Türkiye'de erken seçim filan olmayacak. Türkiye normalleşme sürecine girmiştir. Gelişmiş ülkeler nasıl süresinde seçimleri yaparlarsa Türkiye'de AK Parti iktidarları da süresinde seçim yapmayı bunlara öğretiyor.''

''BUNLAR İSTİKRAR PARTİLERİ DEĞİL, YAMA PARTİLER''
Başbakan Erdoğan, MHP'nin ortağı olduğu hükümetin 5 yıl görev süresi varken 3,5 yıl dayanabildiğini ifade ederek, ''1.5 yıl önceden ne yaptı? Erken seçime gitti. Bıraktı, kaçtı. Sayın Baykal'ın zaten içinde olduğu, başında diyemeyeceğim, içinde olduğu hükümetler de zaten hiçbir zaman süresinde hükümet edemediler. Buna alıştıkları için hala bu alışkanlıklarından kurtulamadılar.

Zannediyorlar şimdi yine aynı şekilde gidecek. Bakın bu istikrarsızlıktır. Bunlar istikrar partileri değil, bunlar yama partiler. Biz güven ve istikrar hükümeti kurduk ve bu güven ve istikrar bizi bugünlere getirdi. Daha iyi günlere de hep beraber milletçe gideceğiz'' şeklinde konuştu.

Bir gazetecinin, ''Türkiye ile Rusya arasında nükleer enerji işbirliği konusunda ne tür adımlar atıldı?'' sorusu üzerine de Erdoğan, nükleer enerji santrali kurulmasıyla alakalı olarak Türkiye ve Rusya taraflarının teknik çalışmaları başlattıklarını ve bu teknik çalışmaların devam edeceğini söyledi.

Erdoğan, ''Tabii bunun bir yol haritası var. Ve bu yol haritası çerçevesinde çalışmalar devam edecek. Öyle zannediyorum ki bu yılın ortalarına kadar bu işi neticelendiririz. Tabii bunu hükümetler arası bir anlaşma şeklinde eğer mutabık kalınırsa gerçekleştireceğiz, devreye sokacağız. Temennimiz odur ki Meclis tatile girmeden bunu neticeye kavuşturup hemen adımları atarız'' dedi.

Sayfa Yükleniyor...