Erdoğan: Mossad’la işbirliği yaptığını göremeyene yazıklar olsun

“Paralel yapı”yla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Paralel yapı’daki samimi insanlar Bu yapının Mossad’la işbirliği tuttuğunu göremiyorlarsa yazıklar olsun” dedi.

Erdoğan: Mossad’la işbirliği yaptığını göremeyene yazıklar olsun

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) Genel Kurulu'nda konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Biz “Paralel yapı’ya niye Haşhaşiler dedik? Çünkü Haşhaşiler 11. yüzyılda ortaya çıkmışlardı ve aynen bugünkü gibi paralel yapı kurarak, Büyük Selçuklu Devleti'ne ağır zararlar vermişlerdi. Bizim o günden sonraki tüm devletlerimiz, Anadolu Selçuklu Devleti de Osmanlı Devleti de bu olaylardan ibret almış ve bu noktada çok hassas davranmışlardır. Maalesef 70'lerden itibaren Cumhuriyeti bu konuda gerekli hassasiyeti gösteremedi. 10 asır sonra aynı tarzda, aynı şekilde bir başka Haşhaşi yapı, ulusal güvenliğimizi tehdit eder boyuta ulaştı. İşte biz, bu hadiseden ibret çıkaracak, inşallah asırlar boyunca tekrar yaşanmaması için de tedbirlerimizi bugünden alacağız.

Bunu maalesef bugün dahi göremeyenler var. Bugün bile ürkenler var, korkanlar var, bu paralel yapının aslında neye, kime taarruz ettiğini tam olarak anlamayanlar, idrak edemeyenler var. Bu yapı, benim şahsımdan ziyade öncelikle 'nin ulusal güvenliğine, ulusal bütünlüğüne taarruz etmiştir.

MİT TIRLARININ DURDURULMASI

İşte geçenlerde gördünüz. Cumhurbaşkanının, Başbakanın, bakanların, Anayasa Mahkemesi'nin, Genelkurmay'ın, bütün kuvvet komutanlarının telefonlarını dinlemek ne demek?  Böyle bir şey olabilir mi?  Böyle bir sivil toplum örgütü veya onun içinde barınanlar böyle bir şeyi nasıl yapabilir?  Bu, vatana ihanet değil de nedir?  Bu bir ajanlık değil de nedir?  Dışişleri Bakanlığı'ndaki çok gizli toplantıyı dinleyip, uluslararası şebekelere servis etmek ne demek?  MİT'in Suriye'de Türkmenlere yardım götüren tırlarının önünü kesmek, oradan fotoğraflar almak, o fotoğrafları da büyük bir ahlaksızlık içinde iftirayla dünyaya servis etmek ne demek? Ahlaksızca şunu söylüyorlar, 'Bu TIR’lar, terör örgütlerine silah götürüyorlardı, Bayır Bucak Türkmenlerine değil.' Böyle de ahlaksızca yalanları söyleyebiliyorlar.

"İFTİRAYI, MONTAJI MEŞRU GÖRDÜLER"

Şimdi 'özgür basın' diye feryat ediyorlar, değil mi? İşte Tahşiye Operasyonu diyerek, kitaplara el koyan, kitapları suç, delil olarak kullanan, bizzat bunların kendisiydi. Basın özgürlüğünden bahsediyorsunuz, Tahşiye Operasyonu diye yaptığınız operasyonun altında kimler yatıyordu?  Yazarlar, çizerler, orada kitapları olan birçok insan vardı. Bunlar gittiler 16, 17 ay içeride yattılar. Bunu neyle izah edeceksiniz? 

Bu yapı aynı zamanda bu aziz milletin ahlak değerlerine de suikast düzenledi. İftirayı, şantajı, montajı, yalanı, takiyeyi, her türlü haksızlığı meşru gördüler, meşru gösterdiler. Bu milletin ahlak damarlarını tahrip etmeye çalıştılar. Bunlar, milli değiller, yerli değiller.

"MOSSAD'LA İŞBİRLİĞİ YAPTIĞINI GÖREMİYORLARSA YAZIKLAR OLSUN"

Buna rağmen bugün hala bunlarla iş tutanlar, yol arkadaşlığı yapanlar, bunlarla iş birliğine gidenler, inanın çok yakında büyük bir mahcubiyet yaşayacaklar. Bunu söylemek zorundayım. Biz yandık, onlar yanmasın. Siyasi partilere, STK'lara, derneklere, vakıflara söylüyorum, hatta ve hatta içimizde, yanı başımızda gizlendiğini zannedenlere söylüyorum. Kim ki bunlara karşı tavır almazsa, Türkiye'ye haksızlık etmiştir, milletine haksızlık etmiştir, dinine, ahlakına, vicdanına haksızlık etmiştir.

Paralel yapının tabanındaki samimi insanlar, bu yapının kimlerle işbirliği yaptığını, kimlerle yan yana geldiğini, kimlerle aynı karede fotoğraf verdiğini lütfen görsünler ve bu gidişi sorgulasınlar. Hala bu yapının MOSSAD'la iş birliği tuttuğunu göremiyorlarsa yazıklar olsun. Çünkü her şey çok açık, net ortada.

"ENFLASYON DEĞİL, FAİZ SEBEPTİR"

Cumhurbaşkanı olarak tezimi yine ileri sürüyorum; Enflasyon sebep değildir. Enflasyon neticedir. Faiz sebeptir, faiz enflasyonu doğurur, bunu böyle biliniz.

Şu anda yüksek banta bakıyorsun 11,7-11,8. En yüksek. Buna komisyonları falan kattığın zaman 15, 16, 17... Gidiyor. Bunun altından kalkılır mı? Bu piyasaya nasıl yansır  Bunun hesabını şöyle bir yaptığımızda maliyetler yükseleceği için patron bunu nereye vuracak  Tabii ki sattığı ürüne vuracak.

Bakıyorsun birileri çıkıp şunu söylüyor, 'Sanayiye önem vermemiz lazım inşaat sektörüne o kadar önem vermenin anlamı yok.' İnşaat sektörü emek yoğundur. İnşaat sektörü olmadan bir ülkede kalkınma olmaz bunu böyle bilmemiz lazım. Biz en zor zamanda inşaat noktasında ara vermedik, böyle devam ettik. İnşaat ve sanayi bunların at başı gitmesi lazım. Ne sanayiyi ne de inşaat sektörünü terk edeceksin. Ülke büyüyor ya, gelişiyor.

ÇOCUK SAYISI

Buradan açıkça söylüyorum; En az 3 çocuk, bizim olmazsa olmazımızdır. Siz sağda solda konuşulanlara, yazılanlara bakmayın. Onlar yine 1'de, 2'de kalsınlar o yazanlar çizenler ama bizler 3'ü, 4'ü düşünmemiz lazım. Beypazarlı amcamızın o nasihatini unutmamamız lazım; 1 olur garip olur, 2 olur rakip olur, 3 olur denge olur, 4 olur bereket olur, gerisi Allah kerim. Buna böyle bakmak lazım.

"BENİ MUHATAP GÖRSEN NE YAZAR..."

Bunların huyudur. Yerli, milli olanı görürler, üzerine giderler ama gayrimilli olanı asla görmezler, görmezden gelirler. Kendi çarkları dönüyorsa Türkiye batmış bunların umurunda olmaz. Kendi çarklarını döndürmek için Türkiye'yi bataklığa sürüklemekten de hiç ama hiç çekinmezler İşte paralel yapı konusunda da bizi hiç şaşırtmadılar. Neymiş muhatapları cumhurbaşkanı değilmiş. Sen kimsin ya ? Sen kimsin?  Bu fakiri milleti muhatap görmüş sen beni muhatap görsen ne yazar görmesen ne yazar.

TUTUKLU GAZETECİ SAYISI

Bizim şu anda ülkemizin cezaevlerinde mahkum olarak 7 kişi var. Ve bunlar gazeteci değil. Ellerine bir kart tutuşturuyorlar, bunları gazeteci yapıyorlar. Böyle gazeteci oluyorlar. Peki bunlar düşüncesinden, yazısında dolayı mı içeri dirmiş  Hayır. Çoğu zaten bunların DHKP-C terör örgütü mensubu. Ya polis öldürmekten, ya bekçi öldürmekten, ya ruhsatsız silah bulundurmaktan veyahut da banka soymaktan içeri girmiş ve mahkum olmuşlar. Ve bunların da 3 tanesi bizim dönemde, diğerleri bizden önceki hükümetler döneminde.

Biraz dürüst olun be, samimi olun be. bunlarda dürüstlük falan da yok. İftira at tutmazsa iz bırakır. Mantık bu, aynen paralel yapının da yaptığı buydu Türkiye'de. İnsanlara nasıl zulmettiler. 16, 17 ay içeride yatırdılar. Bakın kendileri bazıları için neler yazıyorlar çıkarsınlar diye. Peki 14 yaşında Yakup kardeşimizi içeri aldınız. Adam mı öldürmüştü?  Ne yaptı da içeride bu kadar tuttuktan sonra 11 sene çocuk yaşta içeri aldınız şimdi de çocuklarından ayrı olarak tekrar içeri alıyorsunuz.

BAŞKANLIK SİSTEMİ

Bizim yeni anayasa çalışmalarımız içerisinde en önemli başlıklardan bir tanesi de bizim 'başkanlık sistemi' olayıydı. Hızlı gitmemiz gerekiyordu, seri kararlar almamız gerekiyordu.


Düşünebiliyor musunuz? Birisini görevden alıyorsunuz işte şimdi bu paralelcilerle olan işlerde. Siz bir taraftan alıyorsunuz yargı bir taraftan geri iade ediyor, siz alıyorsunuz onlar iade ediyor. Böyle devlet idare edilir mi? Burada özel sektör var. İki şeyiniz vardır. İhbar tazminatını ödersiniz, kıdem tazminatını ödersiniz. Memnun değilsiniz kapıya koyarsınız. Öyle mi İlanihaye çalıştırmaya mecbur musunuz?

Bu yeni anayasa ile birlikte memur işçi ayrımını da ortadan kaldırmak lazım. Aynen gelişmiş ülkelerdeki gibi çalışanlar sistemini getirmek suretiyle bu işi ilerletmek lazım.

Bizim yeni bir anayasayı artık Türkiye'ye, milletimize kazandırmamız kaçınılmaz hale gelmiştir. Yeni bir anayasa, yeni bir idare sistemi inanın Türkiye ekonomisinin de demokrasinin de siyasetin de üzerindeki tüm yükleri kaldıracaktır. Bunu daha fazla ertelememek gerekir.

Önümüzdeki seçimlerin yeni bir anayasayı merkezine alması yeni bir anayasayı yazacak şekilde teşekkül etmesi Türkiye'yi 2013 hedefleriyle buluşturacak yegane yoldur, yöntemdir. Bunu artık başarmak zorundayız.

Sayfa Yükleniyor...