Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Demirtaş'a konserve yanıtı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, otobüs şoförlerine seslendiği konuşmasında katıldığı açılışlar üzerinden kendisini eleştiren Demirtaş'a yanıt verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Demirtaş'a konserve yanıtı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Otobüsçüler Federasyonu Genel Kurulu'nda konuştu.

Erdoğan konuşmasında, açılışlara katılmasını eleştiren ve "Evde konserve mi yufka mı açacaksınız çağırın gelir" diyen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a yanıt verdi.

"Evet ben milletimin çağırdığı her yere gittim" diyen Erdoğan, "Bu ayıp değil. Bu şeferlerin en büyüğü. Ben 40 yıldır milletimle yürüdüğüm için buradayım. Diyarbakır'da sözde bir müftü Eskişehir'de eşcinsel aday göstermiyoruz. Aynı şekilde milliyetçiyim deyip bölücü örgütle aynı dili kullanmıyoruz" ifadelerini kullandı. 

"BUNLAR ENAYİ Mİ"

Başkanlık sistemi söylemini tekrarlayan Erdoğan, G20 ülkelerinden örnek verdi.

Türkiye'nin bu yıl G20'ye ev sahipliği yapacağını hatırlatan Cumhurbaşkanı, şunları kaydetti:

"Buradaki ülkelerin yarıdan fazlası başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Başkanlık sistemi ülkeleri geri götüren bir sistem olsa afedersiniz bunlar enayi mi neden bu sistemi kullansınlar. 

Parlamenter sistemlerden başkanlık sistemine geçtiler. Şu anda biz de patinaj yapıyoruz. Milli gelirde 10 bin dolarda tıkandık. Biz patinaj yapmadan, durmadan tırmanışa devam etmek istiyoruz. Türkiye, yeni Türkiye ile birlikte başkanlık sistemini ve yeni anayasayı da istiyor."

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şu şekilde:

"Karşınızda sadece cumhurbaşkanı olarak değil, geçmişte İETT’de 7 yıl çalışmış biri olarak bulunuyorum. Otobüsçülük sadece yoları değil, sevgileri, umutları da arşınlamaktır. 

Mesleğiniz her birinizi birer insan sarrafı haline getiriyor. Ekmek kavgasını alının teri ile çalışıp çoluğunun çocuğunun nafakasını çıkarmayı benim direksiyon kardeşim iyi bilir.

Türkiye'nin gerçek durumunu tuzu kurular değil, şoförler bilir. 12 yıl önce şehirler arası yollarda seyahat etmek eziyetti. Eziyet olmaktan önce felaketti. 

12 senede 17 bin 600 kilometre bölünmüş yol yaptık. İktidarı aldığımızda 6 il bölünmüş yollarla birbirine bağlıyken bugün 75 ilimiz bölünmüş yollarla birbirlerine bağlı hale geldi.

Artık yollarda güvenle seyahat yapılabiliyor. 16 milyar liraya yakın tasarruf sağlanabiliyor. Yollardaki araç sayısı artmasına rağmen, ölümlü ve yaralanmalı kazalarda yüzde 60'lara yakın azalma oldu.

Şoför arkadaşlarımızın sevdiği ama bizim tehlikeli bulduğumuz bir söz var; Tek rakibim Türk Havayolları diye... Artık bu sözün tashih edilme vakti geldi. Hava yolu ve demiryolunun gelişmesi otobüsçülerimiz için tehdit değildir. 

Ulaşım ne kadar çeşitlenirse sektörün tüm unsurları bundan payını alır. Bugün otobüslerimiz 12 yıl öncesinden çok daha modern hale geldi. Eski Türkiye'de kuyruklarda bekleyen insanlar zorunlu haller dışında seyahati düşünebilir miydi?

Dün kara trenin tahta koltuklarına mahkum edilen insanımız bugün son model otobüslerde filmini seyrederek seyahat edebiliyor. Bölünmüş yollar sayıesinde yolculuklar keyfe dönüştü.

Bu topraklarda hala 1940'ların tek parti dönemini yaşatmaya çalışanlar var. Eski CHP milletvekillerinden birinin kızı, TV spikeri hanfendi biri şoförlerle buluşacağımızı duymuş ama içine sindirememiş. Kendince başkanlık sistemi ve otobüsçülerle dalga geçiyor. Tahkir ettiği milletin kendisi. 

Böyle yaparak kendi küçüklüğünü ve acziyetini ortaya koyuyor. Başkanlık sistemini kim istemiyor diye bakıyoruz, terör örgütü istemiyor, Pensilvanya istemiyor. Bunlarla aynı çizgide bulunmaktan zul görmeyen muhalefet partileri istemiyor."

Sayfa Yükleniyor...