Erdoğan: 1 Kasım'da inşallah Türkiye tekrar seçimi yaşayacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim süreciyle ilgili, "Şu anda açıklanan tarih 1 Kasım. 1 Kasım'da da inşallah Türkiye tekrar seçimi yaşayacaktır" dedi.

Erdoğan: 1 Kasım'da inşallah Türkiye tekrar seçimi yaşayacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını kıldığı İstanbul Üsküdar'daki Hazreti Ali Camisi'nden ayrılırken gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Şu anda seçim sürecinin içerisine girildiğini belirten Erdoğan, Cumhurbaşkanı'nın bu konuyla ilgili yetkililerinin belli olduğunu söyledi.

''YETKİ ALANLARIMI BİLİYORUM''

Cumhurbaşkanı Erdoğan, televizyonlarda birçok şeylerin konuşulduğunu dile getirerek, Cumhurbaşkanı olarak yetki alanlarını bildiğini vurguladı.

Bu yetki alanlarını da sonuna kadar kullanmak durumunda olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Zaman kaybetmenin peşinde olmadım, olmayacağım. Nedir bu? Ben en fazla milletvekiline sahip olan siyasi partinin genel başkanına görevi verdim ve iki siyasi partiyle ciddi bir süreci geçirdiler. Netice alabildiler mi? Alamadılar. Şimdi Anamuhalefet Partisi'ne yetki verilmeli. Tamam da biz şimdi bunlarla bu görüşmeler yapılmış.

''BEŞTEPE’Yİ TANIMAYANI BEŞTEPE'YE NİYE ÇAĞIRAYIM Kİ?''

Anamuhalefet Partisi'nin başındaki zat, 'Ben Beştepe'yi tanımıyorum. Beştepe kaçaktır. Beştepe'ye gitmem' bütün bunları söylerken şimdi ben Beştepe'yi tanımayanı, Beştepe'nin adresini bilmeyeni, Beştepe'ye niye çağırayım ki? Bütün bu gerçekler ortada, zaman kaybetmeye gerek var mı? Yok. Böyle bir şartla da ortada bir vaka var. Nedir? Cumhurbaşkanı ülkeyi seçime götürebilir mi Anayasa'ya göre? Götürebilir. Bunlar maddede çok açık, net var mı? Var. Öyleyse şu anda Cumhurbaşkanı olarak, zaten pazartesi bu işin 45 günü sonu ve bu 45 günün sonunda ben tekrar Meclis Başkanımla bir görüşme daha yapacağım ve bu görüşmeyi yaptıktan sonra da hayırlısıyla ülkemizi bir erken seçime götüreceğiz. Erken seçime de götürürken de burada önemli olan bir şey daha var kimi görevlendirirsem, kimi yetkilendirirsem, görevlendireceğim kişi de burada seçim hükümetini parlamento içinden gerekirse parlamento dışından da almak suretiyle bu kabineyi oluşturup ve bu kabineyle de biz seçime gideriz. Şu andaki süreç budur."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim güvenliği noktasında da silahlı kuvvetlerin, polislerin bütün tedbirlerini aldığını kaydetti.

“1 KASIM'DA İNŞALLAH TÜRKİYE TEKRAR SEÇİMİ YAŞAYACAKTIR''

Yüksek Seçim Kurulu'nun atılması gereken adımlarla ilgili bütün çalışmalarını yaptığını anlatan Erdoğan, "Biliyorsunuz seçimle ilgili takvim şu anda açıklandı, açıklanıyor. Dolayısıyla bu süreç içerisinde de kim ön seçim yapacaksa kim normal süreç içerisindeki hazırlıklarını nasıl yapacaksa bu hazırlıkların hepsini yapacak ve ona göre de şu anda açıklanan tarih 1 Kasım. 1 Kasım'da da inşallah , ben tekrar seçim diyorum, tekrar seçimi yaşayacaktır" diye konuştu.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Erdoğan, "Çözüm Süreci" ile ilgili soru üzerine, son iki haftadır muhtarlarla yaptığı toplantılarda da ifade ettiği gibi, bu süreçleri başlatanın kendisi olduğunu söyledi.

Süreci, "Demokratik Açılım" olarak başlattıklarını anımsatan Erdoğan, alınan mesafenin ardından bunu "Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci"ne dönüştürdüklerini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelinen noktadan sonra yaptıkları istişareler ve "Akil insanlar" gibi çalışmaların ardından bunu Çözüm Süreci ile taçlandırmak istediklerini dile getirerek, "Tabii buna ülkede karşı çıkanlar olduğu gibi sahiplenenler de oldu. Güneydoğu'da halkımızın bunu sahiplendiğini çok açık gördük. Bizim buradaki derdimiz neydi Bir defa ülkede birliği, beraberliği, Türk, Kürt Laz, Çerkez, Roman vesaire 78 milyonun kardeş olduğu bir yapıyı tesis edelim istedik. Bunlar benim Başbakanlık dönemimde yürüyen süreçlerdir" diye konuştu.

7 Haziran seçimlerinin aslında bir umut olduğunu aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ama öyle oldu ki seçimden sonra maalesef arzu edilmeyen çok çok çirkin olaylar, yani demokrasinin çok daha güçlü bir hale geleceği, ülkemizde çok daha farklı şekilde taçlanacağı beklenirken, tam aksi olaylar oldu. Biliyorsunuz 6-7-8 Ekim olayları bu sürecin en talihsiz gelişmeleriydi. 50 kişi o zaman öldü ve burada bir şey dikkati acımasızca çekiyordu. Öldürülenler Kürt vatandaşlarımızdı ama öldürenlerin de Kürtler olması manidardı. Tabii sokaklara bunları çeken, davet eden kimdi Buna baktığımız zaman da bölücü terör örgütünü arkasına alan bir siyasi partinin eş başkanıydı. Ve tabii buna bu ülkede bazı egemen güçler ama medyada ama sermaye çevresinde çok ciddi destekler verdiler. Alladılar pulladılar. Zaman geldi eline saz falan da verdiler. Ülkede farklı bir sürece doğru gidildi. İşte Diyarbakır'da 15 yaşındaki Yasin Börü, 3. kattan atılmak suretiyle, üzerinden araba geçirilerek şehit edildi. O süreçte bunları yaşadık."

''BUGÜNE KADAR SABIR SABIR SABIR...''

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, buna birçok siyasi partinin ses çıkarmadığını, sessiz kaldığını ifade ederek, "Bunları görmezden geldiler. Tabii arkadan 7 Haziran'ı yaşadık. 7 Haziran'dan sonraki süreçte, 'hadi parlamento' dedik. 'Parlamentoda artık bu süreçler devam eder' dedik ama ne yazık ki bu süreç parlamentoda devam etmedi. Tam aksine çok daha aşırı bir şekilde şiddet tırmandı. Şiddetin tırmandırılmasından da öte bölücü terör örgütü bildiğiniz gibi çok daha farklı, içeriden ve dışarıdan ülkemizi bölme gayretleri içine girdi. İşte şu anda gelinen noktada bugüne kadar 'sabır sabır sabır' ve ben şunu söylemek durumunda kaldım; Çözüm Süreci artık buzdolabına konmuştur" şeklinde konuştu.

"HALKIMIZ, KENDİ İÇİNDEKİ BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUPLARINI AYIKLAMALIDIR"

Bundan sonra devletin, milletinin huzuru ve refahı için üzerine düşen görevi yapmak durumunda olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türk Silahlı Kuvvetlerimiz başta olmak üzere tüm güvenlik güçlerimiz, emniyet teşkilatımız hep birlikte, burada ne geliyorsa elimizden bunu sonuna kadar yapmakta kararlıyız. Artık buralardan taviz veremeyiz. Şunu da açık olarak söylemek istiyorum. Bir defa halkımız kendi içindeki bu bölücü terör örgütü mensuplarını da ayıklamak durumundadır. Gerekirse bunları güvenlik güçlerine haber vermek durumundadır. Bölücü terör örgütünün mensupları bunların arasına karışmak suretiyle, buralara dezenformasyon yapmak suretiyle kalkıp da halkı kandırma yoluna gitmenin artık sınıra dayandığını herkes bilmelidir. Kimse artık bu yalanları yutmuyor. Kimin kim olduğunu gayet iyi biliyoruz. İşte bakın yatırımlar yapılıyor. Bu yatırımlar yapılırken bunları yakanlar ortada. Daha dün bir şantiyede 30 tane iş makinesi, araç gereç yakılıyor. Bunlar kim için O bölge için. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yapılan yatırımlar bunlar. Ama bunlar böyle bir şey dinliyor mu Bunların bir defa benim Güneydoğu'da yaşayan Kürt vatandaşımın derdiyle dertlenmek diye bir dertleri yok. Yani yolmuş, havalimanıymış, böyle bir dertleri yok. Bunların tek derdi var. 'Biz bu ülkeyi nasıl karıştırırız, sonunda biz bu ülkeyi nasıl böleriz '. Bir defa 'Biz bölücü değiliz, bilmem ne değiliz'. Bunların hepsi yalan. A'dan Z'ye yalan. Tam manasıyla bölücüdürler. Kendilerini gizliyorlar ve maalesef bu ülkede bu ülkenin evlatlarını da birbirine düşürmenin gayreti içerisindeler."

Erdoğan, şu anda yapılan operasyonlarla adımların atıldığını belirterek, yeri geldiğinde canların çok yandığını, şehitler olduğunu söyledi.

Şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine de sabırlar dileyen Erdoğan, "Ama bu mücadele esnasında tabii bunların olacağını, olabileceğini zaten ben inanıyorum ki Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki tüm kardeşlerim, evlatlarım hepsi biliyor. Emniyet teşkilatında olan tüm kardeşlerim biliyor. Ama bir de şunu da biliyorlar. Bu işten Allah'ın izniyle zaferle çıkacağız, zaferle çıktığımız zaman da bütün bu şehitlerimiz bu ülkede tarih boyunca hep hayırla yad edilecektir. Çünkü onların kanı yerde kalmayacaktır. Bu mücadele bu şekilde yürüyecek" diye konuştu.

"Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda/Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda/Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda" dizelerini okuyan Erdoğan, bu toprakların şehit kanlarıyla yoğrulduğunu ve bundan sonra da yine şehit kanlarıyla yoğrulmaya devam edeceğini kaydetti.

Askerin ve polisin bir gayesi bulunduğunu, bunun da ülkenin birliği, beraberliği, bütünlüğü, milletin refahı ve huzuru olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Köşelerinden yaptıkları tahribatla, yazdıkları yazılarla bu milletin birliğini bozmaya gayret edenler de şunu bilmeli ki bu millet onları da lanetliyor ve lanetleyecektir" dedi.

MURAT SANCAK'IN ARACINA SİLAHLI SALDIRI OLAYI

Bir gazetecinin, Star Medya Grubu Başkanı Murat Sancak'a düzenlenen silahlı saldırı ve aynı gruba yönelik daha önceki bombalı saldırıyla ilgili sorusu üzerine Erdoğan, dün arayarak görüştüğü Ethem ve Murat Sancak'a "geçmiş olsun" dileklerini ilettiğini söyledi.

Saldırıya ilişkin, "Bu ülkede fikir hürriyetinden, özgürlüklerden bahsedenlerin aslında özgürlüklere tahammül edemeyişlerinin en güzel ifadesidir" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Burada gerek Murat Bey'e yapılan saldırı, daha önce Star Medya Grubu'na yapılan saldırı bir şeyi gösteriyor. Kim ne kadar özgürlüklerden yana. Bu ortada. Örneğin, az önce yine söylenen bu malum bölücü terör örgütünden gücünü alan partinin başındakiler de yatıp kalkıp hep özgürlük, özgürlük diyorlar ama hiçbir özgürlük onlarda görmedik. Eğer bunlar özgürlüğü savunmuş olsalar, Güneydoğu ve Doğu'da sandıklarda bir defa bu özgürlüğe saygıları olur. Sandıklarda bu özgürlüğe bunların saygısı olmadı. Hep tehditler yapıldı. Bu tehditlerle de sandık kurullarının oluşturulmasına müdahil oldular. Bunlar yapıldı. Muhtarlar tehdit edildi. Bakın, benim son muhtarlar toplantıma 90 kadar muhtar gelemedi. Neticesini aldık. Nedir Tehdit edildiler, gelemediler. 300 kadar muhtarla toplantımızı yaptık. İşin ne noktada olduğu ortada. Buna karşı tedbirler alınıyor, o ayrı mesele."

Murat Sancak'a "geçmiş olsun" dileğinde bulunduğunu yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Arabadaki korumaya ve şoföre de 'geçmiş olsun' diyorum. Gerçekten Allah korudu. Böyle çapraz ateşe tabi tutulup, oradan bu şekilde kurtulmuş olmak hakikaten çok manidardır, çok büyük geçmiş olsun. Ama biliyoruz ki bu süreç içinde zaten tehdit alıyorlardı. Zaten Star Grubu biliyorsunuz o olaydan sonra da 'Biz peşinizi bırakmayacağız' diyorlardı. Ethem Bey'le de görüştüğümüzde aynı şeyi onlar da söyledi. Görüldüğü gibi onlar da bir şeye inanıyorlar. Nedir o 'Biz inandığımız yolda kararlı bir şekilde devam edeceğiz'. Hele hele şu ifade bana göre çok manidar ve anlamlıdır; 'Güneydoğu ve Doğu'da şehit olan kardeşlerimizin canları bizden daha değersiz değil' dediler. Bu çok anlamlı bir ifadeydi."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuyu daha ifade etmek istediğini vurgulayarak, "Kimler bu olayla ilgili ne gibi başlıklar atmış, bunlar da çok çok manidar. Paralel yapının yayın organlarına bakın. Onların birbiriyle birlikte dayanışma halinde oldukları yayın organlarının yayınlarına bakın. Burada da basın özgürlüğü noktasındaki onların da havalarını, tavırlarını görüyoruz. Ben inanıyorum ki milletimiz bunları gayet güzel tefrik edecektir. Sonunda bu hak-batıl mücadelesinde hak galip gelecektir diye inanıyorum" şeklinde konuştu.

Sayfa Yükleniyor...