Davos’ta artan jeopolitik gerilimlerin küresel ekonomiye etkisi tartışıldı

Artan jeopolitik gerilimlerin büyüme konusunda sıkıntılar yaşayan küresel ekonomiye zarar verebileceği endişesi forumunda düzenlenen panellere damgasını vurdu.

Davos’ta artan jeopolitik gerilimlerin küresel ekonomiye etkisi tartışıldı

Jeopolitik çoklu krizlerin artması bu yıl Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) ’taki yıllık zirvesinde yapay zekadan sonra en sıcak konu olurken, iş ve siyaset dünyasının liderleri bunun iş küresel ekonomiye etkisini masaya yatırdı.

Artan jeopolitik gerilimlerin büyüme konusunda sıkıntılar yaşayan küresel ekonomiye zarar verebileceği endişesi 'ta düzenlenen panellere damgasını vurdu.

Rusya-Ukrayna savaşı, İsrail-Filistin çatışması, Çin-Tayvan gerginliği, Kovid-19 salgını ve enflasyon ile hayat pahalılığı krizi de dahil olmak üzere son dört yılda yaşanan bir dizi aksaklıktan sonra güveni yeniden inşa etmeyi amaçlayan WEF’in toplantısında, söz konusu krizlerin potansiyel olarak geniş kapsamlı ekonomik, jeopolitik ve güvenlik sonuçları tartışıldı.

ABD ve Hindistan dahil dünyanın en kalabalık 10 ülkesinden sekizinin bu yıl seçimlere gitmesi, Davos’ta ciddi bir siyasi dalgalanma döneminin habercisi olarak değerlendirildi.

WEF'in yıllık toplantıları için Davos'ta bir araya gelen üst düzey ekonomistlerce hazırlanan WEF-Baş Ekonomist Görünüm Raporu 2024'e göre, küresel ekonominin yüksek enflasyon sonrası sıkı finansal koşullar, jeopolitik anlaşmazlıklar ve yapay zeka (AI-YP) alanındaki hızlı ilerlemelerden kaynaklanan sıkıntılarla mücadeleye devam edeceği öngörülüyor.

Raporda 30 ekonomistin yüzde 70'i bu yıl jeoekonomik parçalanmanın hızlanmasından endişe duydu.

LİDERLER UYARDI

Çin Başbakanı Li Çiang, Davos'taki konuşmasında, ülkesinin ekonomide dışa açılma politikasına bağlı kalacağını belirterek, küresel politika ve ekonomi için devletler arasında "güven eksikliği" konusunda uyarıda bulundu.

Çiang, "Eğer kurallar belirli ya da birkaç ülke tarafından belirlenirse, o zaman çok taraflılığa tırnak işareti koymak zorunda kalırız çünkü doğası gereği yine tek taraflılık olacaktır." ifadesini kullandı.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres da jeopolitik bölünmelerin iklim krizi ve yapay zekadaki düzenlenmemiş gelişmeler gibi sorunlarla mücadele çabalarına engel olduğunu söyledi.

Jeopolitik bölünmelerin küresel çözümler etrafında bir araya gelinmesini engellediğini belirten Guterres, "İnsanların her yerde hükümetlere, kurumlara, finansal ve ekonomik sistemlere olan inançlarını kaybetmelerine şaşmamalı. Çoğunlukla kadın ve çocuklardan oluşan siviller öldürülürken, sakatlanırken, bombalanırken, evlerinden zorla çıkarılırken ve insani yardıma erişimleri engellenirken dünya seyirci kalıyor." dedi.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Davos’taki konuşmasında, dünyanın "parçalanma ve korku" çağına girdiğini savunarak, "Hiç şüphe yok ki savaş sonrası dönemde küresel düzene yönelik en büyük riskle karşı karşıyayız." dedi.

Von der Leyen, Rusya-Ukrayna savaşının Avrupa'da yaşam pahalılığı ve iş yapma maliyeti üzerinde de etkisi olduğunun farkında olduklarını ifade etti.

DONALD TRUMP ETKİSİ

ABD'de 5 Kasım'daki başkanlık seçim yarışı 16 Ocak’ta başlarken, Iowa eyaletinde Cumhuriyetçi Partinin ön seçimlerini eski ABD Başkanı Donald Trump'ın rahat bir şekilde kazanması Davos’ta WEF koridorlarında bir şok dalgası gibi yayıldı.

Trump’ın "Önce Amerika" politikalarını ikiye katlama sözü göz önüne alındığında, eski başkanın Iowa'daki seçimi rahat bir şekilde kazanması, Çin ile ABD arasında başta teknoloji ve ticaret konusunda olmak üzere anlaşmazlıkların kötüleşeceğine ilişkin endişeleri daha da derinleştirdi.

İran'ın desteklediği Yemen'deki Husilerin Kızıldeniz'de İsrail ile bağlantılı ticari gemilere saldırılarının artması, merkez bankaları yetkililerin faiz indirimlerinin o kadar da çabuk beklenmemesi gerektiği yönündeki uyarıları da Davos’taki havayı küresel ekonomiye yönelik düşen enflasyon sonrası "iyimser" havayı bozdu.

Davos'ta, bazı siyasetçiler, Tayvan meselesi nedeniyle ABD ile Çin arasındaki çatışmanın tırmanma tehdidine işaret ederken, bazı ekonomistler, küresel ekonominin giderek daha fazla parçalanması, bunun da verimliliğe zarar vermesi ve refahı tehlikeye atması konusunda uyarı da bulundu.

PİYASALAR VE JEOPOLİTİK RİSKLER

Piyasalar, bugüne kadar Rusya-Ukrayna savaşının ve İsrail-Filistin çatışmasının ekonomik sonuçlarını büyük ölçüde göz ardı ederken, Davos'ta analistler piyasaların şimdiden on iki ay sonrasına baktığı ve mevcut durumu çoktan fiyatladığını belirtti.

Bununla birlikte ABD'nin büyük bankalarından JPMorgan Chase Üst Yöneticisi (CEO) Jamie Dimon, Davos’ta CNBC'ye yaptığı açıklamada, Rusya-Ukrayna savaşını ve Kızıldeniz'deki gerilimlere işaret ederek, "2024 ve 2025'te bizi etkileyecek tüm bu kuvvetli güçler var... Her şeyin yolunda olduğuna inanmak hata olur." diye uyardı.

"Piyasalar jeopolitik riskleri bir kenara atacak", "jeopolitik piyasalardaki coşkuyu azaltacak" ve "siyasi riskler artacak ve piyasalar çökecek" senaryoları bu yıl Davos’ta konuşulan konular arasındaydı.

İran'ın İsrail-Filistin çatışmasına katılması, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşta üstünlüğü ele geçirmesi, Çin’in Trump'ın yeniden seçilmesini Tayvan'a karşı askeri bir saldırı başlatmak için kullanması durumunda piyasaların artık jeopolitik riskleri görmezden gelemeyeceği de ifade edildi.

Böyle bir senaryoda enerji fiyatlarının hızla yükseleceği ve pay piyasalarının sert düşeceği dile getirildi.

WEF panellerinde konuşan çoğu ekonomist, ABD ve Avrupa'da resesyon olasılığının yüksek olduğunu ve Çin'de de artık büyüme beklemediğini belirterek, bu yılın artan jeopolitik risklerle küresel ekonomide zor bir yıl olacağını öngördü.

Sayfa Yükleniyor...