Kılıçdaroğlu: Yine kıyameti kopartacaklar

CHP lideri Kılıçdaroğlu, grup toplantısında yaptığı konuşmada, tepki çeken sözlerini tekrarladı ve "Biliyorum yine kıyameti koparacaklar" diye ekledi.

Kılıçdaroğlu: Yine kıyameti kopartacaklar

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidar partisi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik yine sert eleştirilerde bulundu.

Siyasi Ahlak Yasası'nın çıkarılmasının gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Bunlar sabah, akşam din üzerinden siyaset yaparlar değil mi? 'Allah, peygamber, din, iman' diyorlar değil mi? Kendi hırsızlarını korudular mı korumadılar mı?" dedi.

Konuşmasında tepki çeken sözlerini tekrarlayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Hırsızların altına yattılar mı yatmadılar mı? Yine kıyameti koparacaklar, 'Kılıçdaroğlu bunu niye söyledi ' Kim hırsızın önüne yatarsa, karşısında beni bulur. Benim vicdanım rahat." 

Müslüman olanın yalan söyleyemeyeceğini, küfür etmeyeceğini, kul hakkı yemeyeceğini, israf yapmayacağını, kibirden sakınacağını ve sözünde duracağını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Ben bütün vatandaşlarıma sesleniyorum: Çıktılar ne dediler 'Camide içki içildi' dediler, yalan söylediler. Caminin imamı, 'burada içki içilmedi' dedi. Doğruyu söyleyen imamı başka yere sürdüler ve kendi yalanlarının arkasında durdular. Şimdi gel de sen bunlara 'Müslüman' de. Nasıl insanlar bunlar 'Kabataş İskelesi'nde başı örtülü bir kadına 30-40 kişi saldırdı, bunun görüntülerini Salı günü göstereceğim grupta' demişlerdi. Ne görüntü var ne de bir şey var... Yalan mı Müslüman yalan söyler mi söylemez. Küfür etmez. 'Terbiyesiz, cibilliyetsiz, ahlaksız, sapık' diyen bunlar, hatta bir gazeteci kadına 'haddini bil edepsiz kadın' diyenler bunlar. Peki bunu söyleyen bir ülkenin başbakanıysa, topluma örnek olamaz. Kul hakkı yemek en büyük günahtır. 'Her türlü günahınla gel affederim ama kul hakkıyla gelme' dedi Rabbimiz, gelmeyeceksin. Peki aile boyu yolsuzluk yapmadılar mı bunlar Köşeyi dönmediler mi bunlar Vatandaşın beş kuruşuna tenezzül etmediler mi bunlar 33 milyar liralık kaçak elektriğin faturasını namuslu insanlara yüklemediler mi bunlar "

"SEN HIRSIZLARIN USTASISIN"

Sabah, akşam kul hakkı yiyenlerin, "Çık adam gibi söyle, ben kul hakkı yemedim diye" çağrısını duymazlıktan geldiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Tabi bu arada bana sataşmayı da ihmal etmiyor. 'O çıraktır' diyor. Ben Mustafa Kemal Atatürk'ün ve Bülent Ecevit'in çırağıyım. Ama o zata da söyleyim, sen de hırsızların ustasısın. Hırsızlık konusunda kimse eline su dökemez, gayet açık, net söylüyorum. Aile boyu hırsızlık yaptılar" dedi.

DAVUTOĞLU'NA: YAPARSAN SENİ KUTLAYACAĞIM

Başbakan Davutoğlu'nun kendisine yönelik "edep yahu" ifadesini kullandığını anımsatan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Edep nedir biliyor musunuz? Yasalarla verilen görev yerine getiriliyorsa, edep de vardır, ahlak da vardır. Kurallara uyuluyorsa, edep de vardır, ahlak da vardır. Edebin özü insanı kamildedir. İnsanı kamil, hem edeplidir hem ahlaklıdır. Şimdi kalkıyor İstanbul'da konuşuyor, 'Nereden çıktı bu gökdelenler İstanbul'un bağrına hançerlenmiş gibi ' Bu adam gerçekten başbakan mı? 'de yeni mi yaşıyor. İstanbul'u 20 küsür yıldır siz yönetiyorsunuz. Eğer sen edepten, ahlaktan, yasalara, yargı kurallarına uymaktan söz ediyorsan, yapacağın tek şey var. Sultanahmet Camisi'nin silüetini bozan 16-9 gökdelenleri var. Onları mahkeme kararına göre traşlarsın, söz veriyorum ben de geleceğim seni kutlayacağım, 'sağol Sayın Başbakan' diyeceğim. 'Edep budur, sizi kutluyorum' diyeceğim."

"O ÇOCUKLARI BİZ SAVUNACAĞIZ"

Karaman'daki cinsel istismar olayına da değinen Kılıçdaroğlu, "Olay medyada yer aldı. Ama öyle şeyler oldu ki aklım almadı, vicdanım asla kabul etmedi. Bütün AKP camiası, Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, koro halinde çocukları değil, Ensar Vakfı ve oradaki derneği savunmaya kalktılar. Çocukların haklarını kim savunacak? Eli öpülesi anneler, hiç meraklanmayın sonuna kadar bu çocukların haklarını biz savunacağız" dedi.

"KİMİN ÖNÜNE YATARLARSA YATSINLAR..."

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nun olay sonrası yaptığı "Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz" açıklamasını hatırlatan CHP lideri, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Ne demek bir kere rastlanmış olması? Kaç kere rastlanmış olması gerekirdi de senin vicdanın rahat etsin veya rahatsız olsun İtiraz ettim, 'Ensar Vakfı'nın önüne neden yatıyorsunuz' dedim. Koro halinde itirazlar, siyah çelenkler... Sen o çelengi götüreceksin Ensar Vakfı'nın önüne koyacaksın. Bunlar kadını insan olarak görmüyorlar, cinsel obje olarak görüyorlar. Asıl hastalık burada. Kadın, insandır, bakan da bakandır; kadın olur erkek olur. Aldılar olayı başka mecraya çektiler. Ne yaparlarsa yapsınlar, ne söylerlerse söylesinler, kimin önüne yatarlarsa yatsınlar sonuna kadar takip edeceğiz."

"ENSAR VAKFI'NIN SİCİLİ KÖTÜ"

Kılıçdaroğlu, vakıfın adındaki Ensar kelimesinin çıkarılması gerektiğini, bu kelimenin, Arapça "koruma" anlamına geldiğini söyledi.

Ensar adında vakıf kurulmasına itirazlarının olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, ancak tüzüğünde belirtilen kurallara, yasalara uyulması, "Ben kanun tanımam" denilmemesi gerektiğini kaydetti.

Kılıçdaroğlu, 2001-2003 yılları içinde Ensar Vakfının Rize'de başkanlığını yapan birinin, bu yıl iki erkek çocuğa tecavüz ettiği için tutuklandığını, FBI'ın, "Şu kişi çocuk pornosu indiriyor" dediği başka bir kişinin, Ensar Vakfı ile işbirliği yaptığının ortaya çıktığını ifade etti.  Kemal Kılıçdaroğlu, 1980'de imam hatip öğrencisi erkek çocuğa
tecavüzle suçlanıp ceza alan kişiye, Artvin Ensar Vakfı'nın düzenlediği toplantıda ödül verildiğini belirtti.

Sinop Gerze'de dört erkek çocuğa tecavüz edildiğini, avukatlığını AK Parti'li bir milletvekilinin yaptığını savunan Kılıçdaroğlu, çocuğun babasının, "Çocuk tecavüzcüsünü kurtarmak için ellerinden geleni yapıyorlar" dediğini öne sürdü. Kılıçdaroğlu, Afyonkarahisar'da Ensar Vakfının toplantılarına katılan bir imamın, 7 ve 9 yaşlarındaki iki çocuğa cinsel tacizde bulunmaktan tutuklandığını, 2008'de Ensar Vakfı Çorum Şube Başkanlığı yapan bir kişinin de iki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğunu anlattı.

Kılıçdaroğlu, "Olay bir olay değil, birden fazla olay. Sicili kötü, bozuk bir vakıf. Eğer sicili düzgün olsaydı bizim söyleyecek bir şeyimiz yoktu. Bütün bu olayların kaynağı, insanı insan olarak görmemektir. Ben onların anlayacağı dilden konuştum. Anlasın, öğrensinler diye konuştum. Koro halinde, Bremen mızıkacıları vardır ya öyle bağırmaya, çağırmaya başladılar. Sandılar ki biz geri adım atacağız. Yok kardeşim yok, ben bu çocukların hakkını sonuna kadar savunacağım. Bu vicdani, insani görevimdir" diye konuştu.

BAŞBAKAN'A 6 SORU

Kılıçdaroğlu, Ensar Vakfının yurtlarının, evlerinin tamamen kaçak olduğunu ileri sürdü. Üstelik bu vakfa vergi muafiyeti verildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, kaçak evlerde bu çocukların kaldığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Yasa dışı faaliyette bulunduğu için Ensar, KAİMDER bundan sorumludur. Neden kaçak İlköğretim, ortaöğrenimde yurt, barınma yeri açmak sadece Milli Eğitim Bakanlığının görevidir. Bunlar kaçak çalıştırıyorlar. Onlara emanet edilen çocukların hakkını, hukukunu, namusunu, şerefini koruyamadılar. Bu evlerde ne idüğü belirsiz adamları çalıştırdılar. Masum çocuklara her türlü istismarı yaptılar. Bundan ötürü Ensar Vakfı sorumludur.  Başbakan'a 6 soru soruyorum. Anayasa ve Milli Eğitim Bakanlığı yasasına göre ilk ve ortaöğrenimde yurt, barınma yeri açma yetkisi sadece
bakanlıktadır. Bu yetki Ensar Vakfı ve KAİMDER'e nasıl, kimler tarafından verildi Yıllardır faaliyette bulunan bu yurtlar için bugüne kadar bir soruşturma açıldı mı İmam hatip okulu müdür yardımcısı, 'Bizim öğrencilerimiz Ensar ve KAİMDER'in evlerinde kalıyor' diyor. Ama Milli Eğitim Müdürü, 'Karaman'da bu kurumlara ait yurt ve ev bulunmamaktadır' diyor. Yalan söylüyorlar çünkü bu evlerde çekilen fotoğrafları medyada gördük. Bu müdür görevinde mi, değil mi? Ensar Vakfı Başkanı'nın, 'Bu sapık 2013'te 5 ay bizimle çalıştı başka bağlantısı yok' diye açıklaması var. O çocuklara istismarın 2012 ve 2013'te yapıldığı ifadelerle sapit. Bu da yalan söylüyor. Türkiye genelinde bu evlerden, yurtlardan kaç tane var? Yoksul ailelerin çocuklarının barınması görevi Milli Eğitim Bakanlığına verildi. Bakanlık bugüne kadar hiçbir yurt ve barınma evi yapmadı. Neden Paranız mı yoktu? Bu soruların cevabını bekliyorum." 

Sayfa Yükleniyor...