Anayasa Mahkemesi’nden CHP’ye ret

Anayasa Mahkemesi, CHP’nin HSYK düzenlemesinin iptali için yaptığı başvuruyu reddetti.

Anayasa Mahkemesi’nden CHP’ye ret

Anayasa Mahkemesi, CHP’nin Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu düzenlemesiyle ilgili yaptığı başvuruyu karara bağladı.

Yüksek Mahkeme, düzenlemenin iptali yönündeki başvuruyu reddetti.

Mahkemenin, kanun Resmi Gazete’de yayımlanmadan başvuru yapıldığı için ret kararı verdiği öğrenildi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, gazetecilerin soruları üzerine Anayasa Mahkemesi'nin ret kararını değerlendirdi.

Altay, Anayasa Mahkemesi'nin CHP'nin HSYK Kanunu'nda yapılan değişiklikle ilgili başvurusunu reddetmesine ilişkin, "Biz kendimizce doğruyuz. Bizim hukuki perspektifimize göre de bu doğru. Yüksek Mahkeme'nin kararıdır, saygı duymaktan başka elimizden bir şey gelmez. Köşk'te bu onaylanır onaylanmaz tabi ki biz doğal olarak başvurumuzu tazeleyeceğiz. Yargının istediği formatta bunu yapacağız" dedi.

Kanunun Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylandığı anda yürürlüğe gireceğini ve HSYK'nın yapısının tarumar edileceğini, yargının yürütmeye bağlanacağını ileri süren Altay, "İlaveten sosyolojik boyutu da var. Yaklaşık 700'e yakın genel sekreterinden çaycısına insanlar işinden edilecek. Biz de bu sebeple olası bir iptal kararı etkisizleşmesin diye böyle bir hamle yaptık" diye konuştu.

CHP'nin kanunu Cumhurbaşkanı Gül'ün onayından önce Anayasa Mahkemesi'ne götürmesinin doğru bir adım olduğunu savunan Altay, şöyle devam etti:

"Biz kendimizce doğruyuz. Bizim hukuki perspektifimize göre de bu doğru. Yüksek Mahkeme'nin kararıdır, saygı duymaktan başka elimizden bir şey gelmez. Tabi ki eleştirebiliriz. Ancak bundan sonra işleyecek süreç şudur; Sayın Cumhurbaşkanı bu kararı onaylayacağını beyan etti, yanlış olduğunu bile bile. Hep söylediğim gibi topu kornere attı. Taca atmadı. Mahkeme baksın bu işe dedi. Onaylamasa bir dert onaylasa iki dert. Böyle bir anlayışla bu durum oluştu. Şimdi Köşk'te bu onaylanır onaylanmaz tabi ki biz doğal olarak başvurumuzu tazeleyeceğiz. Yargının istediği formatta bunu yapacağız. Ama bu çok büyük bir şey olacak. Yok hükmündelik kararında ısrar etmemiz lazım. Ve mahkemenin umarım ve dilerim yok hükmünde kararımıza uyması, onaylaması, bunu kabul etmesi lazım.

Diyelim mahkeme bunu iptal etti, edecektir zaten. Onda bir tereddüt yok. Ama bu arada yapılan işlemler Anayasa Mahkemesi kararları geriye doğru işlemeyeceği için telafisi mümkün olmayan sorunlar ve sonuçlar doğacak. Gayemiz buydu. Biz bilmiyor muyuz, Köşk'te onaylanmadan mahkemeye gitmek çok nadir rastlanan bir durum. Ama geçmişte örneği var"

Cumhurbaşkanı Gül'ün kanunun en azından bir kaç maddesini yeniden görüşülmek üzere TBMM'ye göndermesi gerektiğini düşündüklerini belirten Altay,"Sayın Cumhurbaşkanı her ne kadar ben bu topa girmeyeceğim, topu kornere atayım, köşe vuruşu yapılsın gol olur olur, olmaz olmaz anlayışı içindeydi ama umarım Sayın Cumhurbaşkan'ı hukuk adamı anlayışı içinde duyarlılığı içinde, oturduğu makamın için değeri ve önemini kavrayan bir mantık içerisinde bu onaylama kararını yeniden gözden geçirir. En azından birkaç maddesini TBMM'ye tekrar görüşülmek üzere göndermesi Türkiye'nin geleceği için çok doğrudur. Türkiye'nin geleceğinin selameti bunu gerektirir" diye konuştu.

Ülkenin iç barışının, ulusal bütünlüğünün bunu gerektirdiğine işaret eden Altay, şunları kaydetti:

"Eğer aksi takdirde Sayın Cumhurbaşkanı göz göre kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıran yargıyı yürütmeye bağlayan bir yasayı mahkemenin bu kararından sonra onaylarsa bence oturduğu makamın Anayasaca ona verilmiş yetkilerini kötüye kullanmış olur. İki aydır parlamentoda çıkarılan bütün kanunlar, teklifler, tasarılar 17 Aralık soruşturmasını örtmeye yönelik zaten. Sayın Cumhurbaşkanı da bu 17 Aralık rüşvet yolsuzluk soruşturması kapsamındaki zanlılara şüphelilere, suçlulara destek vermiş olur.

Parlamento iki aydır 17 Aralık'la yatıp 17 Aralık'la kalkıyor. İktidar partisince getirilen kanun tasarı ve tekliflerinin tümü 17 Aralık'ın doğuracağı sonuçları ortadan kaldırmaya yönelik. Bunu görmemek için saf olmak lazım. Sayın Cumhurbaşkanı'nın bunu benden daha iyi gördüğünü, kamuoyundan daha iyi gördüğünü ben biliyorum. Sayın Cumhurbaşkanı toplumda belli bir noktada bir güveni olduğunu da biliyorum. Sayın Cumhurbaşkanı'na buradan aracılığınızla bir kez daha hukuk devleti ilkelerine ve anayasaya sadakate davet ediyorum. Çünkü sayın Cumhurbaşkanı da tıpkı biz milletvekilleri gibi parlamentoda seçildikten sonra bir yemin etti. O da anayasaya sadık kalacağına yemin etti."

Kanunun onaylanması halinde kuvvetler ayrılığı prensibini fiilen ve resmen ortadan kaldıracağını savunan Altay, "Eğer Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı tarafından onaylanıyorsa artık Türkiye'de bu parlamentoya ihtiyaç yoktur. Parlamentoyu kapatalım işimize bakalım. Parlamento ne işe yarar o zaman. Yargı denetimine açık olmayan hiçbir kurumun demokrasilerde yeri, yetkisi ve işlevi yoktur" dedi.

'MAHKEME'NİN KAPISINI TEKRAR BİZ ÇALARIZ'
Altay, yüksek mahkemenin kendince prosedür kararı verdiğini düşündüğünü belirterek, "Bu kararın yok hükmünde olduğu çok açık. Olası bir iptal kararını etkisizleştirir aksi takdirde. Mahkeme yarın iptal etti ne olacak  Yapacağın bir şey yok. İş işten geçti. Atı alan Üsküdar'ı geçti olur. Türkiye bir felakete sürüklenir" değerlendirmesinde bulundu.

Anayasa Mahkemesi'ne yeni başvuruyu Cumhurbaşkanının onaylamasının ardından hemen yapacaklarını aktaran Altay, "Köşk'ün karar değiştirmesi de bir ihtimal. Bunu da hesaplarız. Ama Köşk onaylarsa şüphesiz olabilecek en kısa zamanda aynı gün ya da bir ertesi gün Mahkeme'nin kapısını tekrar biz çalarız. Yemin ettiğimiz Anayasa'ya sadakatimizden dolayı" diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...